Masalcı 2 okurla ne zaman buluşuyor? Erhan Altunay anlattı

Araştırmacı-Yazar Erhan Altunay'ın yayın editörlüğünü yaptığı “Ezoterik Tarot”, “Ezoterik Astroloji” ve “Ezoterik Edebiyat” serisi okurlarla buluştu. Kısa sürede en çok satanlar listesine giren ezoterik seri kitapları raflardaki yerini korumaya devam ediyor. Peki, ezoterik seri devam edecek mi?

Ezgi Aşık

Erhan Altunay'ın kaleme aldığı Masalcı romanı okurla buluştuğu günden bu yana çok satanlar listesinde. Peki, Masalcı 2 ne zaman okurla buluşacak? Masalcı 2 okurları hangi dünyaya sürükleyecek? Erhan Altunay tüm merak edilenleri Ezgi Aşık'a anlatıyor.

Öncelikle herkesin merak ettiği soruyla başlamak istiyorum. "Masalcı 2" okurla ne zaman buluşacak?

Bu soru sürekli geliyor bana; Masalcı yaşanılarak yazılan bir roman, son zamanlardaki gelişmeler o kadar şaşırtıcı oluyor ki Masalcı da bundan payını alıyor. Öte yandan araya "İstanbul'un Latin Çağı" ya da "Salgınlar Tarihi" gibi mutlaka çıkartmak istediğim kitaplar ve editörlüğünü yaptığım kitapların da girmesiyle yazma süreci gecikti. Şu an üzerinde çalışıyorum. Büyük bölümünü yazıya döktüğüm için en kısa sürede okurla buluşmasını arzuluyorum.

"EZOTERİK ÖĞRETİLER FARKLI DİSİPLİNLERİ İÇİNE ALDI"

Yayın editörlüğünü yaptığınız "Ezoterik seri" sıra sürede çok bir ilgiyle karşılandı. Gelen yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz? Neden ezoterizm konusunu seçtiniz?

Öncelikle "ezoterizm" ülkemizde çok konuşulduğu halde oldukça da yanlış anlaşılan bir kavram. Televizyondaki birçok yorumcu daha doğru düzgün telaffuz edemediği bu sözcüğü kafasına göre yorumluyor ve ortada büyük bir bilgi kirliliği oluşuyor.

Ezoterizm her şeyden önce kökeni çok eski zamanlara dayanan bir öğretiş topluluğu. Bu öğretinin genel özelliği çoktanrıcılık döneminde tek Tanrı ve yaratıcı inancını yaşatabilmek. Bu öğretilerin verildiği toplulukları ise bu öğretileri sadece seçilmiş kişilere, bir giriş töreninden sonra gizli bir şekilde, mutlak bir hiyerarşi içinde, sembol ve alegorilerle veriyor. Bu koşullar bir araya geldiğinde ezoterizm oluşuyor.

Ezoterik öğretiler özü bozulmadan kalarak farklı disiplinleri de çağlar içinde içine almıştır. Astroloji, simya, tarot, Kaballah banlardan bazılarıdır. Anadolu tasavvufu da ezoterik temellere dayanır.

Ancak bunu ütopik bir metafizik olarak görmemek gerekir. Simya örneğini aldığımızda, öğreti dışarıda metalleri altına çevirmek olarak bilinse de ezoterik bir toplulukta, insanın içindeki altını bulmak yani tanrısal tözünü çıkartmak demektir.

Zamanla ezoterik araçlar birçok gizli örgüt tarafından kullanılmış ve bugünkü popüler anlamını almıştır. Bugün "dünyayı yöneten ezoterik örgütler" ya da "ezoterik semboller" derken aslında bu yönünü konuşuyoruz.

Televizyon haberciliğinin bu konuya magazinsel bir ilgi duyması ve sosyal medyada tık peşinde koşanların da bu konuları gündeme getirmesi büyük bir bilgi kirliliği de yaratmış durumda.

Bu yüzden kadim bilgilere ve geleneğe bağlı kalarak bu konuların yeniden yorumlanarak okuyucuya ulaşması amacı ile sözünü ettiğim bilgi kirliği içinde temiz bir alternatif olarak Destek Yayınları ile bu seriye başladık. Başlamamızla birlikte büyük bir ilgi oldu ve seri ilk günlerinden itibaren hak ettiği yeri aldı.

Ezoterik serinin devamı gelecek mi?

Ezoterik serinin devamı gelecek, alanında uzman isimlerle ve bu konuda gerçekten söyleyeceği bir şey olan yazarlarla devam edeceğiz. Ezoterizmin temel kavramlarının yanında, Nazi Ezoterizmi, Anadolu'da ezoterizm gibi değişik konularda da devam edeceğiz.

"İSTANBUL BİR TUTKU"

Siz Türkiye'de sevilen bir isimsiniz. İstanbul ve Ayasofya denince akla siz geliyorsunuz.

İstanbul büyük bir tutku. Bu tutkuyu paylaşan ve serler veren birçok yazar var. Ben biraz daha geçmişiyle yaşıyorum İstanbul'u; "İstanbul'un Pagan Çağı" ve Selçuk Eracun ile beraber yazdığımız "İstanbul'un Latin Çağı" kitaplarında olduğu gibi çok incelenmemiş alanlara daha çok ilgi duyuyorum.

Bugün İstanbul'da amaçsız bir şekilde bile dolaşsanız, karşınıza çıkan tarihi kalıntılar sizi bir yere yönlendirir, ummadığınız bir güzellik kendini aşikâr eder. Bu tutku yaşandıkça bir şeyler yazmak için de zorlar.

Ayasofya da çağları aşan büyük bir tutkudur. Her santimetrekaresinde yatan tarih ve yaşanmışlık sizi çağırı ve kendine aşık eder.

"ROMAN YAZMAK BENİM İÇİN BİR SÜRPRİZDİ"

Şunu da sormak isterim. Yazar yönünüzü etkileyen, ufkunuzu açan kitaplar neler? Erhan Altunay'ın okuma ritüeli nasıl? Bir başucu kitabınız var mı?

Yazar olarak mutlaka etkilendiğim yazarlar var. Özellikle Mircea Eliade ve Joseph Campbell beni çok etkilemiştir ve dilime de yansıyan bir katkıda bulunmuştur. Hayatımı değiştiren ve düşünce yapımı en çok etkileyen yazar kuşkusuz Halikarnas Balıkçısı olmuştur. İlk gençlik yıllarında tarihe ve Anadolu'ya yönelten o olmuştur.

Öte yandan roman yazmak benim için bir sürpriz oldu. Ahmet Hamdi Tanpınar ya da Reşat Nuri Güntekin gibi tutkuyla okuduğum romancılar olmasına rağmen roman yazmayı düşünmemiştim. Bir sosyal medya etkinliğinden editörüm Özlem Esmergül'ün büyük katkısı ile Masalcı romanı ortaya çıktı. Sanırım orada biraz Umberto Eco etkisi var.

Kitap okumak alında "boş zamanların" bir meşgalesi değil başlı başına bir iştir benim için. Özellikle altını çizerek ve notlara alarak okurum. Çoğu zaman bir kitabı birkaç sefer okuduğum olmuştur. Başucumda herhalde hep İlyada duru bazen içinden bölümler okurum.

Son sorum da okurlarınıza kitap tavsiye etseydiniz, bunlar hangi eserler olurdu?

O kadar çok var ki... mutlaka klasikleri ve Türk romancılarını tavsiye ederim. Bilimsel kitap olarak da Mircea Eliade ve Joseph Campbell hep tavsiye ettiklerim. Son zamanlarda çıkan yayınlara bakarsak mutlaka Prof. Dr. Pınar Ülgen'i tavsiye ediyorum. En son okuyup tavsiye edeceğim kitap da Murat Sav'ın Çemberlitaş adlı çalışması. Çemberlitaş etrafında müthiş bir İstanbul tarihi görüyorsunuz.