Körlük bulaşıcı olsaydı ne olurdu?

Bir dönemin çok satan kitaplar listesinde yer alan Körlük, hayata dair boşlukları gözler önüne seriyor. Bu kitabı okuyunca koronavirüsle mücadele ettiğimiz şu günlerde “Körlük bulaşıcı olsa ne olurdu?” diye insan düşünmeden edemiyor.

Merve Kantarcı Çulha

Portekizli yazar José Saramago'nun kaleme aldığı Körlük, yaşamın bir anda nasıl durabileceğini anlatırken, düşündürüyor ve yaşama dair sınırları zorluyor.

Psikolojik bir roman olan Körlük, bir dönemin en çok satan kitaplar arasında yer aldı.

Bir sabah uyanıyorsunuz ve dünya kör olmuş... Doğrusu kitabı okurken artık bu da imkânsız gibi gelmiyor. Teknoloji ve bilim ilerledikçe anlam veremediğimiz hastalıklarda artıyor.

Sabaha kör bir şekilde uyanan bir adam bir anda arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini beklerken kör olduğunu fark ediyor. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılıyor. Ülkede ne yönetim kalıyor ne düzen. Sonra engel olmak için tüm körler karantinaya alınıyor. Kaos, pislik, açlık, zorbalık ve bencillik duyguları herkese hakim oluyor.

Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanıyor.

Kitabın sonu beni şaşırttı doğrusu. Kitabı okuyunca virüsle mücadeleli bugünlerde "Körlük bulaşıcı olsaydı ne olurdu?" diye düşünmeye başladım. Akıcı ve düşündüren bir kitap...