Kopernik Kitap’tan yeni eser: 'Türk Siyasi Tarihinde ANAP ve Turgut Özal'

Kopernik Kitap, Süleyman Âşık’ın yakın Türk siyasi tarihini mercek altına aldığı ''Türk Siyasi Tarihinde ANAP ve Turgut Özal'' eserini kitapseverlerin beğenisine sundu.

TM Dijital Haber Merkezi

417 sayfadan oluşan kapsamlı eser, 12 Eylül darbesinden sonra ANAP’ın kurulmasından, partinin ideolojisine, o dönemki başbakanlık sistemi tartışmalarından, Turgut Özal ile Süleyman Demirel arasındaki siyasi temaslara kadar yakın Türk siyasetini mercek altına almakta.

“TEK BAŞINA İKTİDAR OLAN ÜÇÜNCÜ PARTİ KONUMUNDA”

12 Eylül darbesinden sonra yapılan ilk genel seçimlerde Anavatan Partisi (ANAP) sandıktan tek başına çıkan parti oldu. Eser, ANAP’ın Türk siyasi tarihinde önemli bir yeri olduğunu belirtir. Yazara göre halkın darbecilere karşı tutumunu açık bir şekilde yansıtan bu yeni siyasi sahnede, çok partili hayata geçilmesinden sonra tek başına iktidar olan üçüncü parti durumundaki ANAP önemli bir konumdaydı.

“1970’li yıllarda kaotik bir ortamda giren Türkiye’de Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından 12 Mart 1971’de bir muhtıra verildi. Süleyman Demirel hükümeti istifa etti. Ardından, 26 Mart 1971’de Nihat Erim başkanlığında Adalet Partisi (AP)’nin kabineye üye vererek destek olduğu yeni bir hükümet kuruldu. Bu askeri müdahaleyi, ‘rejimin pekiştirilmesi; hükümet değişikliğini ise güç odaklarının nöbet değişimi’ şeklinde yorumlamak mümkündür.”

“ÖZAL DÖNEMİNDEKİ ANAP, LİDERİYLE ÖZLEŞMİŞ BİR PARTİYDİ”

Turgut Özal liderliğindeki partinin Türk siyasi tarihi açısından önemine dikkat çeken eser, ANAP Parti’sini mercek altına alırken Turgut Özal’ı ayrı siyasi tüzel kişilik olarak ele alır. Yazara göre Özal dönemindeki ANAP, lideriyle özleşmiş bir siyasi partiydi.

“ANAP, parti içinde yaşanan gelişmeler bakımından değerlendirildiğinde, 12 Eylül’ün ardından geliştirilen dört eğilim anlayışı rakiplerine karşı kendisini farklı kıldı. Diğer taraftan bu anlayış, partiye avantajlar sağladığı gibi bazı durumlarda dezavantajlarda getirdi. Bu durum daha çok ikinci dönemde (1987-1991) ve bilhassa da büyük kongrelerde gözlemlendi.

Diğer yandan, lider kültü üzerine kurulan ANAP’ta Turgut Özal’ın parti içindeki otoritesi/gücü malum olmasına ve Özal’ın sürekli ön planda bulunmasına, hatta Ahmet Özal’ın tabiriyle, ‘partiyi sırtında taşıyan bir lider’ olmasına rağmen, ANAP’ın tamamen Özal kontrolünde bir parti olduğu söylenemez.”

“Türk Siyasi Tarihinde ANAP ve Turgut Özal” eseri yakın Türk siyasi tarihi üzerine okuma yapmak isteyen okurlar için önemli bir kaynak olacaktır.