Kimi okudular nasıl yazdılar?

Mehlika Karagözoğlu Aslıyürek'in hazırladığı ‘Yazarların Okuma Kültürü' isimli kitap Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının usta kalemlerinin etkilendikleri kültür havzalarını ve edebi serüvenlerinin kaderini çizen yazarları konu alıyor.

Akşiam Gazetesi

Yazarların Okuma Kültürü: Kimi Okudular, Nasıl Yazdılar?' isimli kitap, hem edebiyata hem de okuma kültürüne gönül vermiş akademisyen ve araştırmacıların, Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının usta kalemlerinin kişisel okuma kültürlerini araştırıp yazması ile meydana geldi. Akademisyen Mehlika Karagözoğlu Aslıyürek'in hazırladığı kitap VakıfBank Kültür Yayınları tarafından okura sunuluyor.

Ahmet Hamdi Tanpınar, Peyami Safa, Oğuz Atay, Sezai Karakoç, Tarık Buğra gibi usta kalemlerin edebi serüveni içindeki okuma kültürlerine odaklanan kitapta, okuyucuya rehber olacak ipuçları yer alıyor.

PEYAMİ SAFA KÖTÜMSER

A.Sırrı Uzelli'nin 1930 tarihinde hazırladığı "Ne Okuyacağız" isimli anketinde "Hangi eserleri yeni alfabeye çevirmeliyiz?" sorusuna cevaben Peyami Safa; Fuzuli, Nedim, Baki ve Şeyh Galib, Şinasi, Namık Kemal ve Abdülhak Hamid'in isimlerini anıyor. Safa'ya göre Maarif Vekaleti'nin yaptığı gibi Shakespeare'den yahut Yunan edebiyatının tanınmış eserlerinden küçük eserler tercüme etmek gülünç bir hareket. Zira on tane yarım yamalak eser tercüme edileceğine iki üç tane tam eser tercüme etmek daha anlamlı. Bu konularda kötümser olduğunu dile getiren yazar "Türk irfanının düşmesinin, borsada Türk parasının düşmesinden daha korkunç bir hadise" olduğunu belirtiyor. Aynı ankete katılan Nazım Hikmet ise Upton Sinclair, Jack London, Gorki eserlerinin öncelikle tercüme edilmesi gerektiğini söylüyor. Şaire göre Türk edebiyatından Tevfik Fikret ve halk şairlerinin kitaplarının yeni harflere aktarılması kâfi, divan şairlerinin eserlerinin çevrilmesi lüzumlu değil.

TANPINAR'IN YOLU

Kitapta yer alan Abdullah Uçman'ın makalesi ise 'Tanpınar Nasıl Tanpınar Oldu?' sorusunun peşinden gidiyor. Tanpınar'ın 'Antalyalı Genç Kıza Mektup' adıyla bilinen metnindeki eserlerin bir bakıma edebiyatçının poetikası gibi de okunabileceğini söylüyor Uçman: Tanpınar büyük bir açık yüreklilikle sanatını besleyen kaynakları bütün ayrıntılarıyla açıklamakta hiçbir sakınca görmez. Bunlar, başlangıçta Ahmet Haşim ve Yahya Kemal'dir; daha sonra onları Fransız sembolistlerinden Baudelaire, Mallarme veValery ile Nerval Hoffmann, Edgar Allan Poe, Goethe, Dede Efendi, Mozart, Beethoven, Bach ve Marcel Proust izler. Tanpınar mektubun sonlarına doğru bu isimlere Bergson, Schopenhauer, Nietzche ve Freud'u da ekler.

AYNI KİTABI DEFALARCA OKUDU

Şener Şükrü Yiğitler'in 'Yatağından Taşan Irmak: Yaşar Kemal'in Edebi kaynakları' başlıklı makale, kitabın dikkat çeken bölümlerinden biri. Bu bölümde büyük yazarın okuma serüvenini inşa sürecindeki anılardan birini okuyoruz: "Yaşar Kemal için Don Kişot'un büyük bir önemi vardır. Bu kitapla ilgili anlattığı bir anekdot sanatçının edebi kaynaklarını saydığı pek çok konuşmasında tekrarlanır. Yeni tanıştığı gençte büyük bir romancılık yeteneği keşfeden Arif Dino, onun için çok sayıda kitap satın alır. Yaşar Kemal bunları eve getirdiğinde üçünün aynı kitap, Don Kişot olduğunu görür. Bir yanlışlık olduğunu düşünerek kitaplardan ikisini geri götürür. Ancak Dino ona bütün romancılığının kaderini çizecek şu cevap verir: 'Bunlar sende kalsın, ömrün boyunca ihtiyacın olacağından okuman için fazla aldım. Yazar 1950'de Kadirli'de geçirdiği tutukluluğu sırasında Don Kişot ve Kamelyalı Kadınlar'ı defalarca okur. Bu iki romandan sırasıyla biçimsel ve içeriksel olarak beslenir. Özellikle Kamelyalı Kadınlar'dan romanın sürükleyici olması gerektiğini öğrenir ve bu ilkeyi başta İnce Memed serisi olmak üzere pek çok eserinde uygular."