Zeki Gümüş
Yazarlık serüveniniz nasıl başladı? Neler yazdınız bugüne kadar?
Ortaokul yıllarımdan itibaren hikâye yazmaya başladım. Babam gazeteciydi ve kendisine ait yerel bir gazetesi vardı. Arkası yarınlı hikâyeler ile köşe yazarlığı sürecim babamın gazetesinde yazarak başladı.
Hikâyelerimden ödüller almaya başlayınca, yazdıkça biriktirme kararı aldım ve bir gün ilk kitabım oluştu. "İlginç adamlar ve Kadınları" Dinlediğim insan öykülerinden çıkan hayali kahramanlara yaşatılmış ama gerçek hikâyelerden oluşuyor.
Tesadüf Serisi diye adlandırdığım kitaplar aslında bir seri değil yani hikâyeler birbirinin devamı değil. Tamamen farklı konu içerikleri vardır ancak insanların tesadüf olarak nitelediği beklenmedik olaylar zinciri sonrası yaşanan olayların anlatılmasıdır.
"Yağmur'dan sonra Deniz" kitabım, aşk mutlaka her insanın mükâfat olarak yaşayacağı ödüldür inanışıyla yazıldı. Biyografik romanlarım "Piraye'de Nazım olmak" , " Frida Kahlo" "Tomrisçe", "Cemal Süreyya Aşk Günü Doğdu", "Bukowski Kadınları", "Virginia Woolf".
"Milena'dan Mektup Var!" kitabımda ise dünyaca ünlü yazar Franz Kafka'nın sevgilisi Milena'dan bakınca hayatı nasıldı, nasıl bir sevgiliydi ve aralarında ilişkinin asıl teması aşk mıydı yoksa birbirlerine tutunup yaşama mücadelesini mi paylaştılar sorularına cevap verdim.
"Aşk'a Kadar Kapalıyız" kitabımda ise insanların yaşadığı duygularla yansıttıklarının arasındaki farkı göstermek, maskelerinin altındaki gerçekliklerine ayna tutmak için anlattığım üç farklı aşk hikâyesi var.
İnsan yüreğine ayna olan kitaplar yazmaya gayretli, kusurlarımızı hatırlatıp şükretme ve tevekkül ile mutluluğa giden yola ışık tutmaya hevesli, bunu insani görev edinmiş âşık bir yoldaşım. Hem yaren, hem de sırdaşım. Yeni kitabım "Böyle Aşkın Izdırabını..." hem bireysel kimliğinize hem ilişkilerinize ayna tutacak bir kitap oldu.
Size bakınca çok meslekli sahibi bir kadın görüyorum. En çok duygusal tatmin yaşadığınız mesleğiniz hangisi?
Aile ve Evlilik Danışmanıyım. İhmal ve istismara uğramış bireylerin yeniden topluma kazandırılmasıyla ilgili faaliyetlerde görev alıyorum. Çocuk ve kadın psikoloji benim için en önemli konu. Toplumu yaratan kadındır. Mutlu kadın; mutu toplum, mutlu çocuktur. Bu yüzden psikolojik anlamda yaşamsal dokunuşlar yapmak benim adıma gerçek tatmin yaratıyor. İnsanların ilişkilerini düzeltecek, onları mutluluğa götürecek yolda çeşitli yöntemlerle onlara yol arkadaşı olmak son derece memnuniyet verici oluyor. Kitaplarım da aynı amaca hizmet etmek için şekil alıyor zaten. İnsanları mutlu görmek bir insanın en yüce mutluluğu bana göre.
Eğitmen kimliğinizle neler yapıyorsunuz?
Hayatın musibet gibi görünen sorumluluklarından rüya kadar uzaklaşmak ve hem gelişmek, hem de zamanı kalitelendirmek için hazırladığım atölyeler var. Kendimizi keşfetmenin yollarını deneyimlemeliyiz inancındayım. Yaratıcılığımızı arttıran ve üretebileceğimizi bize gösteren her faaliyet mutluluk verir. Yaratıcı Yazarlık Eğitimi ile kazanımlarımız çoğalıyor. Yazmak için gerekli teorik bilgileri aldığınız gibi kaliteli sosyalleşme ile kişisel keşfinizde hız kazanıyorsunuz. Terapötik Yazı Atölyesi ile pozitif psikoloji teknikleri kullanarak yazı ile ruhsal sıkışıklıklarımızdan kurtuluyoruz. Derin Okuma Atölyeleri ile okuduğumuz kitapların ve yazarların analizlerini yapıyor kaliteli hobi edinmiş oluyoruz. Okuma alışkanlığımızı güçlendirecek bir çalışma yapıyoruz. Yine pozitif psikolojiyi amaç edinmiş doğa kampları organize ediyoruz.
Nazan Arısoy yüreğinden bakınca "Hayat" desem, bana ne söylerdiniz?
Pandemi süreci çoğumuzun hayata bakış açısını değiştirdi. Daha huzurlu olabileceğimiz bir hayatın içinde yaşama çabası oluşturdu. Bu amaçla yaşıyorum. Bolca yazıyorum, eğitimler yapıyorum, huzurluyum ve gerçekten yaşıyorum. Hayatta ne istediğinize odaklanırken aslında ne istemediğinizi de keşfetmeli ve sizi mutsuz eden her durumdan uzaklaşmalısınız. Benim için önemli bir cümle var. Sizinle paylamak isterim. "Ya şikâyetçi olma ya da şikâyetçi olduğun yerde durma." Hayat akarken bu cümleyi kendinize düstur edinirseniz yaşamın mutlu tarafında kalırsınız. Empati yetkinliğinizi daima aktif tutarsanız, başka canlıları da mutlu edersiniz. Doğal olarak hayatın her alanından keyif alır hale gelirsiniz.
Kesin olan tek kader; doğmak yaşamak ve ölmektir. Yaratan bu süreçte yaşayacaklarımızı çeşitli seçeneklerle önümüze sunar ve tercihlerimiz hayatımızı oluşturur. Şahane hayatlarınızın olmasını dilerim. Sakın kendinizi ertelemeyin, anların tekrarı yok. Aşkça yaşayın, gerisi teferruat...
Yeni kitabınızdan bahseder misiniz? "Böyle Aşkın Izdırabını..." adı çok iddialı. Tam olarak ne anlatılıyor kitapta?
Neden âşık olamıyorum? Nasıl âşık olurum?* Neden ilişkilerimde başarısızım? Nasıl vazgeçilmez olurum?* Neden kimse beni anlamıyor? Nasıl mutlu olurum?* Neden ilişkilerim uzun sürmüyor? Nasıl ilişkimi sürdürebilirim?* Neden sürekli aynı insanlar karşıma çıkıyor? Nasıl doğru insanı bulurum?
Bu soruları defalarca kendime sorduğum yıllar yaşadım. Sorular, cevaplar ve yapılması gerekenler listelerimi, formüllerimi kendim hazırladım çünkü beni kullanma kılavuzunu sadece ben biliyordum. Sizinkini de aslında yalnızca siz bilirsiniz. İlişkilerle ilgili her sorunuza cevap bulacağınız bu kitapta yüreğinizdekilere, zihninizdekilere ve sevdiklerinize ayna tutacaksınız. Kılavuz bir kitap olacak hepimiz için.
Kitap boyunca sohbet ederken ilişki sorunlarımızı, bireysel bunalımlarımızı birlikte çözeceğiz. Dost sohbetine herkesin ihtiyacı var. Üstelik herkesin kendilerini yargılamadan; tarafsız dinleyecek, etiketlemeyecek, paylaşımlarını koza çevirmeyecek dostlara ihtiyacı var. Kitap size hakiki dostluk yapacak ama gerçeklerle yüzleşirken azıcık canınızı acıtacak, finalinde hazırladığı formülleri hayata geçirirseniz size mutluluk verecek bir kitap oldu. Çok heyecanlıyım. "Böyle Aşkın Izdırabını..." kitabını serinin giriş kitabı gibi düşünün. Serinin diğer kitapları yazım aşamasında yani sizi bırakmıyorum. Sohbete devam edip yaşamımızı birlikte güzelleştireceğiz.
Kitaplarınızdan uyarlama filmler, diziler de görecek miyiz?
Beni heyecanlandıran bir konu bu. Evet. Kadınların iç dünyalarını anlatan "Kadın Kafası" adında sevgili dostum aktör İrfan Kangı'nın yazmış olduğu tiyatro oyunundan uyarlama bir romantik komedi film senaryosu yazdım. Yakın zamanda çekimleri başlayacak keyifli bir sinema filmi projesi oldu. "Anlaşma Anlaşmadır" adında hikâyesi yapımcı Ulaş Çobancı' ya ait keyifli bir romantik komedi filminin senaryosunu da tamamladım. Onun da çekimleri "Kadın Kafası"nın ardından başlayacak. "Yağmur'dan Sonra Deniz" adı romanımdan uyarlama aşk kokulu romantik bir filmin senaryosunu da bitirdim. Yavaş yavaş beyaz perde ve televizyon izleyicileriyle de buluşacağım.