TM Dijital Haber Merkezi
Günümüzün öncü fizik kuramcıları arasında yer alan Carlo Rovelli, “Fizik Üzerine Yedi Kısa Ders” kitabında fizik alanında gerçekleşmiş olan yedi büyük devrimin gizemlerini farklı noktalarıyla ele alıyor. Dünyada birçok okurun yoğun ilgisini çeken eser, 40’tan fazla dile çevrildi.
Kitabın ilk bölümünde, Albert Einstein’ın genel görelilik kuramı ele alındı. İkinci bölümde en sarsıcı yönleriyle kuantum fiziğinin ortaya çıkışı, diğer bölümler ise evrenin gizemli fiziğine, evrendeki temel parçacıklara, kuantum çekimine ve olası kara deliklerin oluşumuna ayrıldı. Son bölüm ise, okurları fizik tarihindeki buluşlar hakkında düşünmeye davet ediyor.
“Tüm uzay esneyip genişleyebilir; hatta Einstein’ın denklemi uzayın durağan olamayacağını, genişlemek zorunda olduğunu gösterir. Evrenin genişlemesi gerçekten de 1930’da gözlemlenir. Aynı denklem, genişlemenin minicik ve çok sıcak genç bir evrenin patlamasıyla tetiklendiğini de öngörür: Bu da ‘Büyük Patlama’dır. Bir kez daha kimse inanmaz ama kanıtlar yığılmaya başlar, sonunda gökyüzünde kozmik ardalan yayılımı, ilk patlamadan geriye yayılmış ışınım gözlemlenir.”
Yazara göre “Fizik Üzerine Yedi Kısa Ders” kitabı, yirminci yüzyılda fizik alanında gerçekleşmiş olan büyük devrimin en belirgin ve büyüleyici yönlerine ve devrimlerin ortaya attığı sorunlara hızlıca göz atmanıza yarayacak.
“Işık ve nesneler bir önceki derste tarif edilen evren içinde hareket eder. Işık, Einstein’ın sezinlediği gibi ışık parçacıkları, fotonlardan oluşur. Gördüğümüz şeyler atomlardan oluşur. Her atom, çevresinde elektronların olduğu bir çekirdektir. Her çekirdek sıkıca bir arada bulunan protonlar ve nötronlardan oluşur. Gerek protonlar, gerek nötronlar daha da küçük parçacıklardan oluşur. Çevremizdeki uzayda hareket eden her şeyi oluşturan unsurlar elektronlar, kuarklar, fotonlar ve gluonlardır. Bunlar parçacık fiziğinin araştırdığı temel parçacıklardır.”
Yazar, kitabının son bölümünde okurlarına “Günümüz fiziğinin sunduğu bu büyük resimde, algılayan, karar veren, gülüp ağlayan insanın yeri, bizim yerimiz nedir? Dünya, uzay ve maddenin çok kısa ömürlü kaynaşmalarından, uzay ve temel parçacıkların devasa bir yapbozundan başka biz neyiz?” sorusunu sorar ve cevabı okurlarına bırakır.
“Biz insanlar, her şeyden önce bu dünyada gözlemeyen bir özne, gerçeğin bu fotoğrafının ortak sanatçılarıyız.”