Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin'den 10 roman önerisi

AKŞAM Kitap, Türkiye'de öne çıkan isimlerin kitap dünyalarına pencere açıyor. Akşam Gazetesi Yazarı, Siyaset Bilimci-Sosyolog Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin kendinde iz bırakan 10 romanı Akşam Kitap için paylaştı. Bilgin, “Ruh Adam hayal gücünü tetikleyen, hayal gücü inşa eden ve bunu da Türk tarihi, Türklük duygusu üzerinden yapan çok önemli bir eserdir. Özellikle genç okurlar için çok büyük bir kilometre taşı olacağını düşünüyorum. Belki bugüne kadar okurken beni bu kadar heyecanlandıran bir kitap olmamıştır.” dedi.

Ezgi Aşık

Türkiye'de imza attığı önemli akademik çalışmalar, entelektüel birikimi ve gündem üstü analizleriyle dikkat çeken Akşam Gazetesi Yazarı Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin kendinde iz bırakan eserleri Akşam Kitap için paylaştı.

İşte Siyaset Bilimci-Sosyolog Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin'in seçimleri...

KEMAL TAHİR-DEVLET ANA

İlk belirlediğim kitap, Kemal Tahir'in "Devlet Ana" romanı. Kemal Tahir, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunu "Devlet Ana" da romanlaştırıyor. Bu romanlaştırma süreci aynı zamanda Tahir'in Marx'a atıfla bahsettiği Asya tipi üretim tarzı üzerinden inşa etmeye çalıştığı kendi tezi üzerinden Osmanlı imparatorluğunun kuruluşunu açıklıyor. "Devlet Ana" tezi olan bir roman. Bu bakımdan birçok romandan farklılaşıyor. Sadece bir edebiyat eseri değil, adeta bir sosyoloji ve siyaset tezi... Edebi tarafı da çok güçlü...Soldan gelen bir ismin Osmanlı'nın kuruluşunu böyle görkemli bir şekilde anlatıyor olması da önemli. Kemal Tahir belki de Türkiye'nin en büyük romancılarından bir tanesi... Çoğu zaman Türkiye'nin Dostoyevski'si olarak da ele alınıyor.

NİHAL ATSIZ-RUH ADAM

İkinci favori romanım yine tarihi bir roman, Nihal Atsız'ın "Ruh Adam" eseri. "Ruh Adam"ın yazdığı dönemde aslında dünyada daha postmodernizm ve postmodern edebiyat ortaya çıkmamıştı. Ama buna rağmen "Ruh Adam" neredeyse bu edebi tarzı ve söylemi bir biçimde barındıran bir eser gibi değerlendirilebilir. Türk tarihini geçmişe dönüş ve bugüne gelişlerle, o geçişlerle birlikte tarihi bugüne getiren, bugünü de tarihe götüren çok farklı bir edebiyat eseri. "Ruh Adam" hayal gücünü tetikleyen, milli hayal gücünü bizzat inşa eden ve bunu da Türk tarihi, Türklük duygusu üzerinden yapan çok önemli bir eserdir.

YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU- KİRALIK KONAK

Üçüncü roman Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Kiralık Konak" romanıdır. Yakup Kadri, Türkiye'nin çok büyük bir romancısı, Türkiye'nin kurucu kültürel entelektüel kadrolarında yer almış, aynı zamanda Kadro Hareketi içinde de yer alanlardan birisidir. Siyasi tarafı olan ama edebiyatçı tarafı da çok güçlü birisi... "Kiralık Konak"ta da aslında bizim hikayemizi, biz Türklerin bir imparatorluk kaybı sürecini ve medeniyet olarak Batı karşısında artık geride kaldığımız ve bu geride kalma halini toparlamak için Batılılaşma gibi bir travma sonrası yönteme başvurduğumuz ve bunun da başka türlü travmalara yol açtığını anlatan müthiş bir roman. Kitaptaki sembolizmler çok güzel, o dönemin İstanbul'unda, imparatorluğun son yıllarındaki İstanbul'da kendi özünden, kültüründen, kimliğinden kopup batının kültürel hegemonyası altında o dönemin elitlerinin nasıl ezildiğini gösteren önemli bir eser.

ORHAN KEMAL-BEREKETLİ TOPRAKLAR

Dördüncü bahsedeceğim kitap, Orhan Kemal'in "Bereketli Topraklar Üzerinde" romanı. Türkiye'nin 1940-1950'lerini ve sanayileşmesini anlatan bunu da Çukurova'daki dönüşüm üzerinden anlatmaya çalışan, daha çok tarımla sanayi arasında bir ara formu anlatan ve buradaki insan hikayeleri üzerinden aslında kırdan kente dönüşü ve esas olarak da işçileşme süreçlerini anlatan çok önemli bir edebiyat eseri, çok önemli bir romandır. Hem roman olarak çok güçlü hem de çok ciddi sosyolojik analizler var. Bu bakımdan Orhan Kemal, Türkiye'nin tek işçi sınıfı romancısı ve Gramsci'nin deyimiyle işçi sınıfının organik aydını diyebileceğimiz kişiliğe sahip. Orhan Kemal'in kendi profilinin bu özelliğiyle bu roman Türkiye'deki sınıflaşma meselesini anlatan çok önemli bir edebiyat eseridir. Romandaki üç tane karakterin yaşadıkları, başlarından geçenler aslında Türkiye'nin yaşadıkları ve Türkiye'nin başından geçenlerdir. Daha doğrusu Türkiye'nin emekçi sınıflarının, kırdan kopup kente gelen insanların, yoksulların yaşadıkları, Türkiye'nin sınıfsal dönüşümünün romanıdır.

HALİDE EDİP-ATEŞTEN GÖMLEK

Beşinci kitap, Halide Edip'in "Ateşten Gömlek" romanı. Halide Edip bence Türkiye'nin, Türk tarihinin en önemli kadın karakterlerinden birisi, belki de en önemlisidir ve çok güçlü bir edebiyatçı, çok güçlü bir aydın ve Türkiye'nin milli mücadelesini başlatan sembol isimlerden bir tanesidir. Halide Edip "Ateşten Gömlek" romanıyla aslında çok önemli bir şey yapıyor ve milli mücadele üzerine yazılmış ilk romanı kaleme alıyor.

TARIK BUĞRA-GENÇLİĞİM EYVAH

Altıncı kitap, Tarık Buğra'nın "Gençliğim Eyvah" romanı. "Gençliğim Eyvah" eseri Türk edebiyatında hak ettiği ilgiyi görmemiş bir romandır. Tarık Buğra, bu romanında eski Türkiye'nin siyasetinin, toplumunun nasıl dışarının maşası olan bazı derin güçler tarafından provoke edildiğini ve bu provokasyonların nasıl meydana getirildiğini anlatan ve belki bir anlamda eski Türkiye'nin devlet-toplum ilişkilerini ortaya koyan ve yaşadığı bazı hadiselerin kökenlerini ve gelişme süreçlerini anlatan bir romandır.

PEYAMİ SAFA-FATİH HARBİYE

Yedinci kitap, Peyami Safa'nın "Fatih-Harbiye" romanı... Türkiye'nin kültürel farklılaşmalarını anlatan milliyetçi, muhafazakâr, dindar, yerli, milli halk kitleleri ile Batılılaşmış, batıcı, belki de mandacı diyebileceğimiz kesimler arasındaki farklılaşmayı anlatan önemli bir roman olduğunu düşünüyorum.

NİHAL ATSIZ-BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ

Sekizinci tavsiye kitabım Nihal Atsız'ın "Bozkurtların Ölümü" romanı. "Bozkurtların Ölümü" hakikaten bir destandır, bir romandan öte Türklüğün ortak destanı, mitolojisi haline gelmiş bir eserdir. Tarihte bu kadar etkili bir roman çok az yazılmıştır. "Bozkurtların Ölümü" Kür Şad İhtilali'ni, İkinci Göktürklerin kuruluş sürecini, Birinci Göktürklerin de yıkılış sürecini esas alarak anlatan bir serinin ilk romanıdır. Aslında Türk kimliğinin, Türk mitolojisinin ortaya çıkışına dair çok önemli bir ilk adım, bir milattır. "Bozkurtların Ölümü" romanının yazıldığı dönem aslında Atsız'ın da Kemalist tek parti döneminde çok büyük baskılara maruz kaldığı, üniversiteden atıldığı dönemin hemen sonrasıdır. "Bozkurtların Ölümü" baskılara rağmen vazgeçmemiş bir adamın yazdığı bir destandır, "Bozkurtlar" serisinin ilk romanıdır. "Atsız'a yönelik baskılar" deyince mesela 3 Mayıs 1944'e giden süreç ve daha öncesinde 1933 ile başlayan bir süreç var.

CENGİZ ATMATOV-DİŞİ KURDUN RÜYALARI

Cengiz Aytmatov'un "Dişi Kurdun Rüyaları" çok popüler olmayan bir romandır. Orta Asya'daki, Türkistan'daki iki kurdun hikayesini anlatmakta ama aynı zamanda sembolik olarak önemli mesajlar vermektedir. Aytmatov eserlerinde bir tarafta varoluş mücadelesini ortaya koyma iradesini gösteren milli duyarlılık ve bilince sahip insanları ve diğer tarafta da Aytmatov'un ifadesiyle Türklük bilincinden yoksun "mankurtlaşanlar"ı semboller üzerinden anlatmaktadır. "Dişi Kurdun Rüyaları"nın güçlü bir eser, Cengiz Aytmatov'un Türk dünyasının çok önemli bir roman yazarıdır. Başka birçok önemli romanın yanı sıra bu romanın da çok önemli olduğunu düşünüyorum.

KEMAL TAHİR – KURT KANUNU

Aslında onuncu kitap olarak Kemal Tahir'in "Kurt Kanunu" ile Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Huzur" romanları arasında seçim yapmakta zorlanıyorum. "Kurt Kanunu" eseri İzmir suikastı ve ittihatçıların tasfiyesine dair çok önemli bir roman... Kara Kemal gibi pek çok vatan kahramanının milli mücadele bittikten sonra nasıl iç politik iktidar mücadeleleri sonrası tasfiye edildiğini müthiş bir atmosfer içerisinde anlatıyor.