Bu romanın kahramanı para

1932'de Cumhuriyet gazetesinde neşredildikten sonra kitaplaştırılan ‘1 Liranın Başından Geçenler' romanında anlatıcı, paranın kendisi. Kemal Ragıb Enson, yazdığı bu romanla paranın egemenliğindeki dünyanın dinamiklerini gözler önüne seriyor.

Bir Liranın Başından Geçenler, eşine pek rastlanmayan ilginç bir fikrin etrafında kurulu sıra dışı bir roman. Kemal Ragıb Enson'un yazdığı romanda anlatıcı 1 liranın kendisi. Şimdiye kadar kitaplaşma fırsatı bulamayan '1 Liranın Başından Geçenler' romanı, 8 Ekim-19 Kasım 1932 tarihleri arasında Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilmiş. Bugün ise Fatih Altuğ'un hazırladığı haliyle Vakıfbank Kültür Yayınları tarafından okura sunuluyor.

EN ÇOK GEZEN NESNE

Kemal Ragıp, dünyanın en çok el değiştiren nesnesini romanın asli öznesi yaparak çok katmanlı bir anlatı oluşturuyor. Bize sunduğu tablo aslında pek de iç açıcı değil hatta biraz karanlık diyebiliriz. Çünkü paranın egemenliğindeki bir dünyanın dinamikleri önümüze en çıplak haliyle konuyor. Bununla birlikte vezneden çıkarak halk arasında dolaşıma giren 1 liranın çeşitli toplum katmanlarını dolaşırken şahitlik ettiği olayları takip etmek hem sürükleyici hem aksiyonlu bir okuma keyfi sunuyor. Darphanedeki memurun elinden çıkan para ile birlikte bazen bir fukara cüzdanında, bazen bir emekli kasketinde, bazen çamaşır bohçalarında, bazen kumar masalarında neler oluyor merakla okuyoruz.

1 LİRANIN SEVMEDİKLERİ

Balıkçı, meyhaneci, ciğerci, biletçi, tefeci, kaçakçı... Elden ele uzatılır para. Ana mekan İstanbul olsa da köy yollarında bulur bazen kendini bu çok sahipli nesne. Tüm bunları yaşarken paranın duygusuz bir anlatıcı olmadığını da söyleyebiliriz. Bulunduğu her yere hemen adapte olmaz, herkese eşit mesafede değildir. Metin ilerledikçe de tiksinme duygusu artar... Toplumun üst tabakasının paralarını lüks ya da kumarla harcadığı yerlerden memnun olmasa da buralarda gözlem gücü devredeyken genç kızları yoldan çıkarmak, tuzağa düşürmek için paranın kullanıldığını anladığı yerlerde tiksinti zirveye ulaşır. Artık burada tedavülden çıkma arzusu, bu devrandan kurtulup devrini tamamlama isteği son noktasına gelir. Paranın etrafında dönen bu dünyada, 1 lira bu döngüden çıkarak kurtulur.

'Bir Liranın Başından Geçenler' romanı Türkiye'nin kuruluş tarihine de mercek tutmasıyla önem taşıyan bir kitap. Gramofon, sinema gibi yeni teknolojilerin etrafında oluşan yeni kültürü, değişen toplum yapısını izleme imkanı sunuyor.

KANLI ELLERİYLE BENİ YAKALADI

1 lira kaçıp kurtulmak istese de peşinden koşanı çok: "Meyhanecinin elinden kurtulmak için kendimi yerlere attım. Olmadı. Rüzgâra kapılıp uçmayayım diye meyhaneci, üstelik ayağıyla üstüme bastı. Ciğerci de kanlı elleriyle beni yakaladı. Kasketinin içine koydu! O günü bu kirli kasketin içinde, geceyi de bir kasap dükkanında geçirdim. İliklerime kadar işleyen ter, balık, ispirto kokularının arasına kan kokusu da karıştı. Kasap ertesi günü et alıyordu. Birkaç yerden daha geçe geçe bir celebin boyundan asma çantasına düştüm. Birkaç gün de orada geçti. Sonra bir akşam Feridiye taraflarında bir eğlenti âleminde celebin cüzdanından bir kadın çorabının koncuna girdim. Bu kadın beni tramvayda biletçiye bozdurdu. Biletçi o akşam beni şirkete götürdü. Şirketin kasasından da binlerce arkadaş bankaya gittik. Günün birinde içimizden birkaç yüzünü ayırdılar. Bilmem hangi dairenin maaş mutemedine verdiler."