HALE KAPLAN
Türkiye'de eğitim sistemi, üzerine her zaman konuşulan ve daima güncelliğini koruyan bir mesele. Bu konuya kafa yormayan, gelişmeler hakkında yorum yapmayan neredeyse yok. Böyle olması da normal. Çünkü özellikle 2000'li yıllar, eğitim alanında büyük bir dönüşümü beraberinde getirdi. Son 20 yılda ülkenin eğitim sistemi kitleselleşme ve evrenselleşme yolunda önemli adımlar attı. Bu dönüşüme katkı sağlayanlardan biri olan Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer, 'Türkiye'de Eğitimi Yeniden Düşünmek' adlı kitabında, okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde pek çok dönüşüme tanık olunan yılları çok yönlü olarak irdeliyor.
BÜTÜNSEL BAKIŞ
Vakıfbank Kültür Yayınları arasından çıkan kitapta beşeri sermaye, eğitimin demokratikleşmesi, fikri mülkiyet, eğitimde fırsat eşitliği, kız çocuklarının okullaşma oranı, özel çocukların eğitimi, mesleki eğitim, kaliteli bir büyümenin imkânları gibi bir dizi önemli konu masaya yatırılıyor. Kitabın amacı Türkiye'de eğitimin daha kaliteli hale gelmesine ve eğitim meselelerine bütünsel bir bakış açısı ile bakılabilmesine katkı sunmak...
Bakan Özer, uygulamanın oluşturduğu sorunlara çözüm üretebilmek için birbiriyle ilişkili dört potansiyel alanın mevcudiyetinden bahsediyor. Bunlardan ilki öğretmenler. Yani öğretmenleri güçlendirecek ve eğitimde yaşanan dönüşümde destekleyecek her türlü uygulama, eğitim sisteminin niteliğini artıracaktır.
MESLEKİ EĞİTİM
Bunu takip eden çözüm adımı tahmin edileceği üzere okul öncesi eğitim. Çünkü okul öncesi okullaşma oranının artması, hem eğitimde fırsat eşitliğinin artırılması hem de beşeri sermayenin daha nitelikli hale getirilebilmesi için atılacak önemli adımlardan biri...
Bakan Özer, üçüncü adımın okullar arası imkan farklılıklarını azaltmak olduğunu söylüyor. Önerilen son adım ise mesleki eğitimi güçlendirmek ve iş gücü piyasasının dinamiklerine göre arz-talep dengesini rasyonel bir zemine oturtabilmek. Türkiye'de eğitim sisteminin açmazlarını yeniden düşünmeye davet eden çalışma, işte bu dört alana ilişkin atılan adımların daha iyi anlaşılmasına yönelik bir ihtiyaçtan ortaya çıkmış. Toplumda 'kronikleşmiş' olarak tanımlanan ve uzun yıllar tekrar eden sorunları da sorguluyor Özer. Yeni bir bakış açısı ve iyi bir planlamayla nasıl sağlıklı eğitim politikaları geliştirebileceğimize dikkat çekiyor ve başka bir eğitimin mümkün olduğu mesajını veriyor.