Basit güçlüdür: Kölelik Şiirleri

Henry W. Longfellow'un ‘Kölelik Şiirleri', herkesin Amerika'yı övme yarışına girdiği dönemdeki ayrıksı, yüksek sesiyle dikkat çekmiştir. Türkçede ilk kez yayımlanan kitaptaki şiirler, basit ama güçlü anlatımıyla öne çıkmaktadır.

AKŞAM GAZETESİ

Amerikan edebiyatında şairlerin köleliği konu edinmeleri oldukça gecikmiştir. Ulusal bir edebiyat oluşturulurken şairler Amerika'nın hatalarına odaklanmaktan çok onu övmeyi tercih etmişlerdi. Henry W. Longfellow'un 'Kölelik Şiirleri' bu nedenle edebiyat tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Şair bu kitapla kamuoyunun ezberlerini bozmuştur. Vakıfbank Kültür Yayınları tarafından orijinal dili ve çevirisiyle birlikte yayınlanan şiirlerin yer aldığı kitap, aynı zamanda 19. yüzyılın en saygın şairlerinden biri olan Longfellow'un Türkçede yayımlanan ilk eseridir.

DİZELERİ SLOGAN OLDU

Charles Dickens'tan Karl Marx'a, Mahatma Gandhi'den Martin Luther King Jr.'a dek farklı dönemlerden, farklı ülkelerden pek çok kişi kölelik karşıtı mücadelede Longfellow'u saygıyla selamlamış, bu kitapta yer alan şiirlerinden dizeleri okumuştur. Bu değerli yapıt, genç ve güncel diliyle bugünün okuruna da çok şey anlatmaktadır.

FANTASTİKTEN GERÇEKLİĞE

Kölelik Şiirleri yalnız edebi değeriyle değil, tarihi değeriyle de önemlidir. Longfellow'un doğum yeri olan Portland sonradan Maine'e bağlanmıştır. Kölelik Şiirleri'nin önemi de Maine'deki kölelik karşıtı hareket incelendiğinde ortaya çıkmaktadır. Çünkü o dönemde, köleliğin iptali için başlatılan hareket Kuzeyde, belki de en az Maine'de karşılık bulmuştur... Kitap yayımlandığında, Longfellow'un ünü çoktan Amerika'ya yayılmış bir şairdi. Fantastik ve romantik mitlerden oluşan külliyatı dikkate alındığında, Longfellow bu kitabıyla ilk kez toplumsal bir meseleye odaklanıyordu. Şairin en ince kitabı olan 'Kölelik Şiirleri', önceki şiirlerinin ruhunu ve işçiliğini taşımakla birlikte onlardan daha ciddi ve derin bir içerik taşıyordu.

KÖLENİN DÜŞÜ

Toplanmamış pirinçlerin yanında yatıyordu, Elindeki orağıyla; Göğsü çıplaktı, kumlara bulanmıştı Keçeleşmiş saçları. Bir kez daha memleketini görüyordu, Uykunun sisinde ve gölgesinde

MATEMATİK, MİTOLOJİ VE GÖBEKLİTEPE

Matematik, astronomi, kriptoloji ve mitoloji... Şifreler, semboller ve yıldız haritaları... 'Göbeklitepe'de Gece Yarısı' bunlar ve daha fazlasını içeren bir kitap. Kayahan Demir'in kaleme aldığı Timaş imzalı kitap, Gökbilim Profesörü Hayri Pıtır ile turizm polisi Zebercet Pirüpak'ın, antik bir gizemi çözmek üzere çıktıkları nefes kesici bir serüveni konu alıyor. Mısır'da bir müze müdürünün esrarengiz şekilde öldürülmesi ve firavunlara ait kutsal bir bıçağın çalınmasıyla başlayan bu hikâye, kahramanlarımızı Göbeklitepe'ye kadar götürüyor.

MODERN SAVAŞIN YIKICI ETKİLERİ

Japon edebiyatının önemli yazarlarından Sakae Tsuboi, yoksulluk, cinsiyetler arası eşitsizlik ve savaşın bireyler üzerindeki etkileri gibi temaları işleyen eserleriyle ün yapmıştır. Yayımlandığı dönemde ses getiren ve kısa sürede sinemaya da uyarlanan 'On İki Öğrenci' isimli kitap, modern savaşın birey ve toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini derinlikli biçimde işleyen çarpıcı bir anlatıdır. Sarsıcı bir yüzleşmeyi konu alan İthaki Yayınları imzalı kitap Gülsüm Sayğılı çevirisiyle okura ulaşıyor.

SIRADAN SANDIĞIMIZ MUCİZELER

Modern edebiyatın en özgün seslerinden biri olan Nobel ödüllü Peter Handke, 'Hiçkimse Koyu' isimli eseriyle sessizlikte anlam arayanlara ve hayatın kırılgan güzelliğine âşık olanlara sesleniyor. Everest Yayınları arasından çıkan kitapta yazar okurunu zamandan ve mekândan bağımsız bir ruh atlasına davet ediyor. Bu koyda geçirilen bir yıl, aslında kısacık o ömrün bir cümle ile özeti gibidir: Sıradan hayatın her anı mucizedir.