Artık yazmam demişti ama Tiamat ile döndü

İhsan Oktay Anar'ın yeni kitabında dipsiz denizlerde kurduğu büyülü bir alem var. ‘Tiamat' fantastik motiflerle bezeli ve peri masalı tadında. Humoru ve aksiyonu dozunda.

Aslında okur bu kitabı beklemiyordu. "Tadında bırakmak gerek" diyerek artık roman yazmayacağını açıklamış olan İhsan Oktay Anar'dan sekiz sene sonra yeni bir roman geldi: Tiamat. Anar bu roman ile birlikte yayıncısını da değiştirdi. Yazarın kitapları artık Everest Yayınları arasından çıkacak. Tiamat ciltli ve ciltsiz olarak iki formatta yayımlandı. Kitap kapağının çarpıcı tasarımı ise Ali Yaycıoğlu'na ait.

HUMOR VE AKSİYON

Kitaplarında, tarihi gerçekliğin Osmanlı coğrafyasındaki efsane ve mitlerle örülü taraflarını aktaran Anar'ın yeni kitabında da derin denizlerde kurduğu büyülü bir alem var. Tiamat fantastik motiflerle bezeli ve peri masalı tadında. Humoru ve aksiyonu dozunda. Tiamat'ın hikayesi 1915'te, Birinci Dünya Savaşı yıllarında geçiyor. Osmanlı İmparatorluğu'na ait bir denizaltının içinde birbirinden enteresan tiplemeler okuru karşılıyor.

İngiltere'nin Mısır'dan denizyoluyla askeri sevkıyatını engellemekle görevli olan bu denizaltı mürettebatının sıradan hikayesi karşılaştıkları şilebin esrarlı hikayesiyle birleşiyor. Bilimkurgu ve fantastiğin elele verdiği romanda sular durulmuyor, heyecan hiç düşmüyor.

YERLİ POSTMODERN

1995'te yayımlanan ilk kitabı Puslu Kıtalar Atlası ile büyük ve nitelikli bir okur kitlesi tarafından takip edilmeye başlayan Anar'ın, Kitab-ül Hiyel, Amat, Suskunlar, Erasiyab'ın Hikayeleri, Yedinci Gün ve Galiz Kahraman isimli kitaplarının her biri büyük ilgiyle karşılandı. Yazar bugün çeyrek yüzyıllık sürede verdiği edebi üretimleriyle Türkiye'de postmodern roman denince ilk akla gelen isimlerden biri.