Alev Alatlı'dan iki ciltlik nasihatname: Ne vazgeçin ne de teslim olun

Turkuvaz Kitap, Alev Alatlı’nın gençlere nasihat için kaleme aldığı iki ciltlik “Fesüphanallah!” ve “Hafazanallah!” eserlerini kitapseverlerin beğenisine sundu.

TM Dijital Haber Merkezi

Alev Alatlı, gençlere nasihat için iki ciltlik bir eser kaleme aldı. Beş bölümden oluşan “Fesüphanallah!” kitabı, “özgür düşünce biçimi” ifadesinin önemine değinir. Alatlı’ya göre bu ifade çok önemlidir, çünkü düşünce ve duygular henüz filozofların hükmü altına girmemiş, felsefe ya da mantık kurallarının düşünceleri kısırlaştırmamış olduğu Yunan öncesi asırların düşünce geleneğine göz kırpar.

“BM İNGİLTERE’Yİ DEĞİL, BİRLEŞİK KRALLIKLARI TANIR”

“Gezegenimizin tarihindeki yeri, dili, kültürü ve büyüklüğü itibarıyla İngiltere, Britanya Adaları’nın açık farkla en önemli ülkesi; 2015 itibarıyla 65 milyon civarında olan nüfusun 50 küsur milyonu İngiltere’de yaşamaktaydı. Olsun. Birleşmiş Milletler, ‘devlet’ olarak İngiltere’yi değil, Birleşik Krallıkları tanır.

United Kingdom’ı oluşturan dört ülkenin, İngiltere, İskoçya, İrlanda ve Galler’in kendi adlarına söz hakları yok. İşin doğrusu, hem Birleşik Krallık hem de onu oluşturan dörtlü, lehçeleri, inançları, dünya görüşleri, hatta huyları farklı farklı bölgelerin toplamıdır. İskoçya’da mesela bugün bile İngilizce, Gaelce ve İskoçça olmak üzere üç farklı dil konuşulur.”

“TOPLUMLARIN ASABİYETLERİ YAŞADIKLARI COĞRAFYADIR”

İbni Haldun’un “coğrafya kaderdir” sözünün önemine değinen Alatlı, toplumların gelişim süreçlerinin geçmişle bağlantılı olduğunu belirtir. Ona göre, tarih ardışık olaylardan oluşmuyor, düz bir çizgi olarak ilerlemiyor. Bir savaşın başlaması için diğerinin bitmesi gerekmiyor. Toplumların varlığını da bulundukları coğrafya belirliyor, toplumların asabiyetleri yaşadıkları coğrafyalardır.

“Hemşerilik diye de bir şey vardır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hızlanan kentleşmeyle zayıflamış olsa da Yorkshire’lı, West Country’li, Midlands’li olur insanlar. Anadolu Yarımadası kadar olmasın ama Britanya Adaları da yolgeçen hanı gibidir. Arkeologlar ilk yerleşimlerin izlerini İsa’dan 800 yıl öncesine sürerler. Buna karşın, Adaların adlarının duyulması, İsa’dan 43 yıl sonra, bölgeyi işgal eden Romalıların sayesinde. Yine de Roma’nın işgali süresince bile ‘medeni dünyanın çeperinde’ yer alan ‘varoşlar’ sayılabilir.”

“NE VAZGEÇİN NE DE İNTERNETE TESLİM OLUN”

Alatlı, yedi bölümden oluşan “Hafazanallah!” kitabının giriş bölümünde okurlarına şu notu düşüyor:

“Dünyaya dair gerçekleri yeni yeni keşfettiğimiz bir süreçtir yaşadığımız. Yeniden öğrenmeye üşenmeyin, ezber bozmaktan yüksünmeyin. Gözleriniz fal taşı gibi açık, zihniniz kılıç gibi keskin olsun. Küsmeyin, siz de kendi ev ödevinizi yapın. Düşünün ki internet mucizesi olmasaydı, bu metinler toparlanamazdı. Siz siz olun, ne vazgeçin ne de teslim olun internete.”

Popülist dogmanın, 21. yüzyılda Avro-Amerikan toplumunu etkisi altına aldığı gözlemlenen “anti-elitist” ideolojinin çıktısı olarak tanımlandığını açıklayan Alatlı, iletişim teknolojisinin ihya ettiği medya vasıtasıyla dünyanın geri kalanına sirayet ettiğini söyler.

“ELİT KAVRAMI TÜRKİYE’DEKİ BEYAZ TÜRKLER DEĞİLDİR”

Yazar Alatlı, elit kavramının toplumun üretim araçlarını elinde tutan ya da Türkiye’deki “Beyaz Türkler” yakıştırmasını alan kesimi temsil etmediği belirtir. Bu kavramdaki kişilerin belirli alanda kendini geliştirmiş, uzun soluklu liyakat sergileyen, hukuk, tıp, siyaset gibi özellikle alanlara adanmış, derin eğitimli, disiplinleri, başarıları veya erdemleriyle öne çıkan kişilerdir.

“Anti-elitism bu kesimi hedef alıyor. Emek, adanmışlık, süreklilik sonucu ulaşılan kazanımları küçültüyor, genç kuşaklara rol modeli olması beklenen ehil dehaları sıradanlaştırıyor, meydanı ‘kifayetsiz muhteris’ dediğimiz kişiliklere açıyor. ‘Picasso da kimmiş, ben de onun kadar çizerim’ ya da ‘Osmanlı tarihini bilsem ne yazar?’ şeklindeki ruh hali yaygınlaşıyor.”

Alet Alatlı’nın gençler için kaleme aldığı iki ciltlik nasihatname kitapları “Fesüphanallah!” ve “Hafazanallah!”,  kültürel emperyalizme, toplumların aydınlanma süreçlerine ve günümüzde iletişim aracı olarak kullanılan internete kadar birçok konuya değiniyor.