100 yıl evvel İstanbul, aşk ve melankoli

VakıfBank Kültür Yayınları Ahmet Rasim'in eserlerini günümüz okuruyla buluşturmayı hedefliyor. Bu seriden geçtiğimiz günlerde “Ömr-i Edebî”nin ikinci cildi yayımlandı. Kitaptaki ana tema melankoli ve aşk.

Ahmet Rasim, 19. yüzyıl Osmanlı matbuatının önde gelen isimlerinden biri. Dört ciltlik eseri "Ömr-i Edebî" de modernleşen Osmanlı toplumunun sosyal hayatına dair değerli bir dönem çalışması. VakıfBank Kültür Yayınları bu eseri iki cilt halinde okura sunuyor. Geçtiğimiz günlerde ikinci cildi yayımlanan "Ömr-i Edebî"nin Latin harfleriyle ilk kez okurla buluştuğunu da burada belirtmek gerek.

HAKİKAT VE HAYAL

"Ömr-i Edebî 1"de Ahmet Rasim'in hakikat arayışı dikkat çekiyor. Kitapta yazarın on iki yıllık hakikat ve hayal yazıları bir araya getiriliyor. Yazarı, bu kitap için "Ömr-i Edebî'de intizam aramam" ifadelerini kullanıyor. Yani kitaptaki metinlerin aralarında konu ve tür bütünlüğü bulunmuyor. Fıkra, biyografi, hatıra, makale, hikâye, mensur şiir, deneme ve mektup türlerinden metinlerin yer aldığı bu kitap için bir ortak nokta arayıp bulacak olursak bunun muhteşem Türkçe ve eşsiz üslup olduğunu söyleyebiliriz.

OSMANLI'DA AŞK

"Ömr-i Edebi 2/ Melankoli ve Aşk" isimli yeni yayımlanan eser ise yazarın gençlik hatıralarının yanında, İstanbul'un doyumsuz eski manzaralarını içeriyor. Bu ciltteki yazıların bir kısmı daha önce müstakil olarak yayımlanmakla birlikte bir kısmı da Servet-i Fünûn ve Malumat isimli süreli yayınlarda neşredilmiş. Gündelik hayat yine ön planda fakat bu kez karakterler değil duygular derinlemesine işleniyor. Aşkın ve melankolinin Osmanlı yazınındaki yansımalarına dikkatle eğilen kitap, edebiyatseverlere zengin bir deneyim vaat ediyor. Kitabın ilk yazısı "Muhabbet-i Hakikiye", son yazısı ise "Leyâl-i Istırap".

İSTİRAHAT-I VİCDANİYE

Ahmet Rasim fani hayatın vaat edilmiş mutluluk sırrını o güzel Türkçesiyle kitapta şöyle anlatıyor: "Yaz gecelerinde İstanbul halkının çabuk yatıp devam-ı leylden istifadeye çalışması, esbab-ı sükunun en birincilerinden maduddur. Zaten irahe-i cisim (vücut rahatlığı) için bundan iyi çare de bulunamaz. Fakat rahat-ı vücudun, mutlaka istirahat-ı vicdaniyeye mütefekkir olduğunu unutmamalıdır. Telezzüz bu hayat-ı faniyenin mesudiyet-i mevudesi (vaat edilmiş mutluluğu) sırasındadır."