Havaların ısındığı bu dönemde kenti gezmenizi özellikle öneriyoruz. Denizli Pamukkale travertenleri ile anılır. Kenti gezmeye elbette buradan başlamak bir gelenek. Traverten sözcüğü, İtalya'da geniş traverten çökellerinin bulunduğu Tivoli'nin, Roma zamanındaki adı olan "Tivertino"dan geliyor. Eşsiz güzellikteki travertenlerin termal suları pek çok sağlık sorununa da iyi geliyor. 35.6 C deki su; doktor muayenesini takiben hastanın durumuna uygun olarak kalp-damar sertliği, tansiyon, romatizma, raşitizm, felç, deri, göz, sinir sistemi ile damar hastalıkları, damar iltihabı ve reyno hastalığı rahatsızlıklarının tedavisinde önerilmekte. Pamukkale Travertenlerini yaratan sular, termal turizmde Pamukkale'nin önemli ve benzersiz bir yer edinmesini sağlıyor. Hierapolis'in termal sularından kaynaklanan ünü, Roma Dönemi'nde Anadolu'ya yayılmış, hastalar şifa bulmak için buraya gelmişler.
TARİHİ KALINTILAR AYAKTA
Pamukkale Travertenleri'nin hemen yanında tüm görkemiyle ayakta duran Pamukkale Hierapolis Antik Kenti'nin kalıntıları da travertenler ile birlikte UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Miras Listesi'nde yer alıyor. Hierapolis Antik Kenti oldukça iyi biçimde korunarak günümüze ulaşmayı başarmış. Buranın bir termal merkez olduğu zamanlarda çok sık ziyaret edildiğini kesinlikle söyleyebileceğimiz Roma Hamamı, günümüzde arkeoloji müzesi olarak kullanılıyor. Hierapolis ve yakın çevresindeki antik kent kazılarında ortaya çıkarılan heykeller ve diğer kalıntıları burada görebilirsiniz. Antik tiyatro, tapınaklar, anıtsal çeşmeler, mezarlar, agora, gymnasium gibi yapılar da size 2 bin yıl öncesinin kentinde olduğunu hissettirecek derecede iyi durumda. Özellikle Roma Dönemi'nde cehennemin girişi olduğuna inanılan Ploutonium hakkında anlatılan hikâyeler ilginizi çekecektir.
HIRİSTİYANLAR İÇİN KUTSAL
Hierapolis, Hıristiyanlık açısından da kutsal bir yerleşim. Bu kutsallığın en önemli nedeni İsa'nın 12 havarisinden birisi olan Phillippus'un burada öldürülmüş olması ve mezarının da burada bulunması. Honaz ilçesi Kaklık Mahallesi'nde konumlanan Kaklık Mağarası da bol miktarda termal suya sahip. Berrak, renksiz ve kükürt kokulu olan bu su varlığının bazı cilt hastalıklarına iyi geldiği bilinmekte. Ayrıca mağaranın yakınında ziyaretçilerin istifadesine sunulmak üzere yapılan yüzme havuzu, küçük amfi tiyatro, seyir alanları, kafeterya ve kameriyeler turizmin hizmetine sunuldu. Mağaranın doğrudan gün alan ve sürekli damlayan veya akan duvarlarında, sık bir yosun ve küçük yapraklı sarmaşık türü bitkiler var. Aydınlanmaya bağlı olarak gün içinde yeşilin değişik tonlarını alan bitkiler, mağaraya ayrı bir güzellik katıyor.
1600 METRE RAKIMLI ÇİVRİL TOKALI KANYONU
Şehrin görmeye değer yerlerinden biri de Çivril Tokalı Kanyonu. Kanyon 20 kilometreliklik alana uzanmakta. 1600 metre rakımlı kanyon Çivril'in Gümüşsu (Homa) Beldesi'nin 900 metre rakımlı yerleşiminde sona eriyor. Kanyonun 1200 metre uzunluğundaki kısmı bıçakla kesilmişçesine yüksekliği yer yer 200 metreyi bulan kaya kütlelerinden oluşmakta. Kocayayla çevresinden kaynaklanan sular bir araya gelerek Akçay'ı, Akdağ'ın Çivril yamaçlarındaki kaynaklardan gelen sular Karanlıkdere'yi oluşturmakta. Bu iki derenin birleştiği noktadan itibaren kanyon başlamak üzere bir vadide ilerleyen dere takip edilerek keyifli bir yürüyüşle kanyonun girişine ulaşılır.
KEFE YAYLASI KAMP İÇİN UYGUN SEÇİM
Kefe yaylası, Denizli Yatağan ile Honaz İlçesi'nin bazı köylerini birbirine bağlayan asfalt yol üzerinde yer alıyor. 1100 metre rakımlı yaylada karaçam, kızılçam ve ardıç ağaçları mevcut. Elektrik, su, çadır, piknik alanları, tuvalet, duş, restoran, market, kasap ve çeşitli spor alanları gibi altyapı ve üst yapıları belediyesince tamamlanarak 2000 yılından bu yana iç turizme hizmet etmekte. Kefe Yaylası'nda her yıl ağustos ayı ilk haftasında önemli etkinlikler yapılmakta. Yaylanın temiz havası ve bol oksijeni, huzuru ve sakinliği, hizmete giren sosyal tesisleri ile ziyaretçilerine keyifli vakitler geçirme imkanı sunmakta.