Salgın döneminde dikkat! Kanser hastalarına beslenme önerileri

Gerek kanser tedaviniz esnasında gerekse koronavirüs salgınına karşı mücadelenin sürdüğü bugünlerde, beslenmenizin ‘parmak izi' gibi sadece size özel planlanması gerektiğini göz ardı etmeyin.

Gündemin, dünyayı kasıp kavuran koronavirüse kilitlendiği bugünlerde, sağlıklı beslenme kanser tedavisi gören hastalar için çok daha fazla önem taşıyor. Ancak bu konuda uzman olmayan kişilerin de öneriler ve yönlendirmelerde bulunması, hastalar ve hasta yakınlarında stres yaratıp, kafa karışıklığına yol açabildiği gibi fayda yerine zarar da verebiliyor! Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yeşim Özcan, bu noktada çok önemli bir noktaya dikkat çekiyor: “Gerek kanser tedaviniz esnasında gerekse koronavirüse karşı mücadele ettiğimiz bugünlerde, çok özel bir tedavi döneminde olduğunuzu ve beslenmenizin aynı ‘parmak izi’niz gibi sadece size özel planlanması gerektiğini göz ardı etmeyin. Herkese iyi gelen, size iyi gelmeyebilir! Sizin aldığınız tanı, uygulanan tedavi yöntemi, kullandığınız ilaçlar, yaşam şekliniz, yaşınız, yaşam koşullarınız, beslenme alışkanlıklarınız ve daha birçok size özel şey, iyice irdelendikten sonra size özel beslenme tavsiyesi verilebilir. Bu özel dönemde mutlaka onkoloji ile çalışan deneyimli bir diyetisyen kontrolünde olmalısınız.” Beslenme ve Diyet Uzmanı Yeşim Özcan; Kanser Haftası kapsamında; onkoloji hastalarına hem tedavi sürecinde hem de koronavirüse karşı beslenmede dikkat edilmesi gereken 8 noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Besinleri kızartmayın

Bu süreçte ne yediğiniz kadar nasıl yediğiniz de çok önemli. Yemekleri pişirme yöntemi olarak kızartmadan kaçının. Çünkü kızartma işleminde yağ yüksek ısıya maruz kalarak yanıp yapısında bir takım değişiklikler oluşuyor. Et ve sebzelerin çok yüksek sıcaklıktaki ızgara üzerinde, aleve çok yakın tutularak pişirilmesi, kızartılması sırasında kanserojen maddeler oluşabildiğinden; fırında, buğulama, haşlama ve buharda pişirme gibi yöntemler en sağlıklı yöntemler olarak karşımıza çıkıyor.

Tam tahılları tercih edin

Beslenmenizde tam tahıllı ekmek, çavdar veya siyez unu ile hazırlanmış ekmekler ve karabuğday tüketimine yer verin. Gluten alerjisi gibi özel bir durumunuz yoksa tam tahıllı ekmek korkmanız gereken bir besin değil. Tam tahıllar lif ve B vitaminlerinden zengin içerikleri ile sağlıklı beslenmenize katkı verecektir. Beyaz unla hazırlanmış poğaça, börek, kek tüketiminizi olabildiğince azaltın.

Bulantı sorununu zencefille çözün

Bu dönemde kullandığınız ilaçlar veya aldığınız tedavi sırasında/sonrasında yan etki olarak bulantı sorunu yaşayabilirsiniz. Bu durum sizi telaşlandırmasın. Bazen hiç böyle bir etki yaşamayan kişiler de oluyor. Ama eğer bulantı sorunu yaşarsanız, suyunuza zencefil atıp içmek, ağzınızda kök zencefil parçası bekletmek fayda sağlayabiliyor. Taze zencefil için bir fındık büyüklüğü kadar kullanmanız yeterli olacaktır.

Şekeri hayatınızdan çıkartın

Kanserli hücreler dahil vücuttaki tüm hücreler yakıt için kan dolaşımından şeker (glikoz) kullanıyor. Glikoz vücudumuz ve beynimiz için birincil yakıt. Yani her gün yeteri kadar karbonhidrat içeren besinlerden tüketmek gerekiyor. Ancak yakıt olarak kullanılan şekeri (glikozu) beyaz şekerden değil,meyveler, sebzeler, kepekli tahıllar, kurubaklagiller ve süt ürünlerinden sağlamaya dikkat edin. Böylece kan şekeri seviyenizde ani artış ve azalmanın önüne geçip sağlıklı beslenebileceğiniz gibi, aşırı kilo ve vücutta yağlanmayı da önleyebilirsiniz.

Mevsime uygun sebze yiyin

Sebzeler içerdiği vitamin, mineral ve antioksidanlar sayesinde tedavide büyük katkı sağlıyor. Ancak sebzeleri mevsiminde tüketmeye özen gösterin. Örneğin; salatalarınızda domates yerine havuç, kırmızı lahana, turp ve kırmızı pancar tercih edin. Havucun içerisindeki şeker tedavi sürecini olumsuz etkilemiyor, aksine içinde bulunan beta karoten sayesinde bağışıklığı güçlendiriyor.

Kırmızı et tüketimine dikkat edin

Bu dönemde proteinden zengin beslenmek; vücut direncinizin artması ve vücut demir depolarının azalmaması için çok önemli. Kırmızı et protein ve demirden zengin olmakla birlikte, buna karşın doymuş yağ oranı yüksek olduğu için fazla tüketimi kanser riskini artırıyor. Haftanın üç dört günü bir öğünde kırmızı et tüketmek yeterli.