Rusya'nın gizli planı ortaya çıktı... Yeni Ukrayna tuzağı!

Rusya ile Ukrayna arasında süren gerilim devam ediyor. Rusya ve AB ülkeleri arasındaki görüşmelerin gölgesi altında ABD basınında yeni bir iddia ortaya atıldı. Uzmanlar Rusya'nın Minsk Barış Anlaşması'nı Ukrayna'nın aleyhinde kullanmayı amaçladığını açıkça konuşmaya başladı.

Aksam.com.tr

Çeviri- Muhammed Gökalp

Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz hız kesmeden devam ediyor. Karşılıklı yapılan açıklamalar Dünya basınında "Rusya-Ukrayna savaşı an meselesi" algısının oluşmasını sağlıyor. Kiev yönetimi Batılı ülkelere gereksiz bir panik havası yaratılmaması konusunda uyarılarını sürdürürken, ABD basınında yer alan bir haber Rusya'nın Ukrayna gizli planını ortaya çıkardı. Haberde verilen bilgilerde Rusya Minsk barış anlaşmasını kullanarak Ukrayna'yı işgal etmek istediği belirtildi.

Aksam.com.tr'nin Politico'dan aktardığı habere göre, Minsk Anlaşması Ukrayna'nın Donbass bölgesindeki savaşı durdurmak için 2014 yılında imzalanmıştı. Bu pakt hakkında tartışmalar hala sürüyor. Rusya anlaşmayı kendi yararına çevirmek için revize etmek istese de Kiev buna karşı çıkıyor.

BARIŞI İNŞA ETMEMİZ İÇİN TEK YOL

Geçtiğimiz Salı günü Kiev'de Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenskiy ile buluşan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Minsk anlaşmasını barışı inşa etmemize izin veren tek yol olarak tanımladı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve ABD Başkanı Joe Biden de benzer açıklamalarda bulundu.

Macron, önceki gün Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den Minsk anlaşmasına saygı göstereceğine dair kişisel bir taahhüt aldığını da vurguladı. "Bu müzakerelerdeki tüm katılımcıların iyi niyetle bir diyaloga girme zamanının geldiğine inanıyorum. Yol mümkün" dedi.

SADECE ÇIKMAZ BİR SOKAK

Anlaşma üzerinde yıllarca süren müzakerelere doğrudan katılan ve anlaşmanın şartları hakkında yoğun bilgilere sahip olan diplomatlara göre bu anlaşma çıkmaz bir sokak.

Rusya, Minsk anlaşmasının uygulandığında, işgal altındaki Donetsk ve Luhansk bölgelerine, NATO veya AB'ye katılma gibi önemli kararlar üzerinde veto hakkı verecek siyasi özerklik vereceği konusunda ısrar ediyor. Kiev, anlaşmanın bir dereceye kadar yerel öz yönetim sağladığını, ancak tüm ülkenin geleceği üzerinde bu kadar geniş kapsamlı yetkiler sağlamadığını belirtti.

Kremlin, Ukrayna'nın anayasasını yeniden yazmak ve işgal altındaki topraklarda derhal yerel seçimlere gitmek zorunda olduğunu savunuyor. Ukrayna, anlaşmanın seçimler için silahsızlanma, Rus savaşçıların sınır dışı edilmesi ve Kiev'in yasal otoritesinin restorasyonu da dahil olmak üzere hiçbir zaman karşılanmayan bir dizi ön koşul belirlendiğini söylüyor.

HERKES İÇİN AŞİKAR

Geçtiğimiz günlerde Macron ile yaptığı toplantıda Putin, Kiev'i barış anlaşmasını baltalamak için çalışmakla suçladı. Putin, "Bana göre, Kiev'deki mevcut yetkililerin Minsk anlaşmalarının feshedilmesi için bir yol çizdiği herkes için aşikar" dedi. Sözlerine devam eden Putin, "Anayasa reformu, af, yerel seçimler, Donbass'ın özel statüsünün yasal yönleri gibi temel konularda ilerleme yok" ifadelerinde bulundu.

Putin, Ukrayna'nın, ülkenin doğusundaki Moskova destekli bölgesel yetkililerle doğrudan diyalog yoluyla ülkenin toprak bütünlüğünün barışçıl restorasyonu için tüm olasılıkları görmezden gelmeye devam ettiğini belirtti.

Putin bir Rus atasözünü kullanarak sonucun ne olursa olsun değişmeyeceğini ifade etti. Ancak Putin, odak noktasını NATO ve Washington'a sunduğu üç daha geniş güvenlik talebine de kaydırdı. Bazı analistler, Minsk'in asla kendi tatminine göre kabul edilmeyeceği ve yalnızca askeri harekatın Doğu Ukrayna'daki hedeflerine ulaşabileceği sonucuna varmasından korkuyor.

KİEV ASLA KABUL ETMEYECEK

Aralarında Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba ve Ulusal Güvenlik Konseyi sekreteri Oleksiy Danilov'un da bulunduğu üst düzey Ukraynalı yetkililer, Kiev'in Minsk anlaşmalarının Rusya versiyonunu asla kabul edemeyeceğini söylediler.

Danilov, bunun ülkenin yıkılması anlamına geleceğini söyledi. Bu anlaşmanın uzun vadede Moskova'nın Ukrayna siyasetini kontrol etmek ve ülkenin NATO ve AB'ye katılma emellerini engellemek için kalıcı yol sağlayabileceğini söylüyor.

Ancak daha acil bir şekilde, bu tür tavizler üzerindeki halkın öfkesinin, ülkeyi potansiyel olarak parçalayarak kitlesel huzursuzluğa ve siyasi istikrarsızlığa yol açabileceği konusunda endişe duyuyorlar.