Parkinsona karşı 3 önlem

Sadece hastayı değil, ailesinin de yaşam kalitesini olumsuz etkileyen Parkinson hastalığından korunmada düzenli egzersiz, Akdeniz diyeti ve doğal beslenme önemli rol oynuyor.

Ellerde para sayar tarzda titreme, yürümede yavaşlama, düşme… Parkinson hastalığı günümüzde Alzheimer hastalığından sonra en sık rastlanan, sinir hücrelerinin ilerleyici hasarına bağlı olarak sinir sistemi fonksiyonlarının kaybına neden olan bir hastalık. Ülkemizde yaklaşık 100 bin Parkinson hastası olduğunu belirten Acıbadem Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Seçkin, “60 yaş üzerindeki her 100 kişiden birinde Parkinson hastalığı olduğu tahmin ediliyor. Hastaların yüzde 10’undan azını oluşturan ailesel olgularda hastalık 40’lı yaşlarda hatta daha erken başlayabiliyor” diyor. Parkinson hastalığını tamamen önlemek mümkün olmamakla birlikte, alınacak bazı önlemlerle hastalığı geciktirmenin, tanı almış olan kişilerde de hastalığın ilerleme hızını yavaşlatabilmenin mümkün olabildiğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Seçkin, üç etkili önlemi anlattı:

DOĞAL BESİNLER TÜKETME

Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda; Parkinson hastalığından korunmada doğal beslenmenin önemine vurgu yapılıyor. Pestisit veya diğer tarım ilaçlarını içeren gıdaların Parkinson hastalığı riskini artırdığına işaret ediliyor. Süt ve süt ürünlerinin aşırı tüketilmesinin de vücutta kronik bir enflamasyona neden olduğu ve Parkinson hastalarının diyetinde bu tip gıdaların azaltılması gerektiği düşünülüyor.

DÜZENLİ EGZERSİZ

Egzersiz, beyin üzerindeki koruyucu etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış en önemli yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Bilimsel çalışmalar; düzenli egzersiz yapanlarda Parkinson hastalığı görülme sıklığının daha düşük olduğunu gösterirken, Parkinson hastalığı tanısı alan kişilerde egzersiz terapilerinin ilaç tedavileri ile birleştirilmesinin de hastaların fiziksel kapasitelerini daha uzun süre korumalarına yardımcı olduğunu ortaya koyuyor.

AKDENİZ DİYETİ

İyi bir egzersiz programını doğru bir diyet programı ile de desteklemek şart. Bu noktada özellikle Akdeniz diyeti büyük önem taşıyor. Dr. Mustafa Seçkin “Ancak unutulmamalıdır ki tek bir diyet tipi herkese uygulanamaz. Bu nedenle, uygulanacak diyet kişilerin ihtiyaçlarına ve eşlik eden ek hastalıklara göre düzenlenmelidir” diyor.