Meme kanserinde 7 yanlış bilgi

Toplumda meme kanseri hakkında yerleşmiş olan hurafeler bir yandan kadının gereksiz yere kaygıya kapılması, diğer yandan da erken tanı için doktora başvur-makta gecikmesi gibi sorunlara neden oluyor!

Tüm kanser türlerine bağlı ölümler arasında, meme kanserine bağlı ölümler 2. sırada yer alıyor. Bu iç karartan tablonun yanı sıra yüz güldüren bilgiler de var; cerrahi tedavideki gelişmeler ve yapılan ek tedavilerdeki ilerlemeler sayesinde meme kanserine bağlı ölümlerde önemli düşüş görülmeye başlandı. Ancak yine de toplumda meme kanseri hakkında yerleşmiş olan hurafeler bir yandan kadının gereksiz yere kaygıya kapılmasına diğer yandan da erken tanı için doktora başvurmakta gecikmesine veya hatalı davranışlarıyla tedavi sürecinde başarı oranını düşürmesine yol açıyor. Peki ya toplumda yerleşmiş olan hurafelerin doğrusu nedir? Acıbadem Sağlık Grubu’ndan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras, meme kanseri hakkındaki hurafeleri anlattı:

1.YANLIŞ: ŞİFALI BİTKİLER TEDAVİDE FAYDA SAĞLAR

DOĞRU: Planlanan tedavi süresince izleyen hekimlerin onayı olmadan herhangi bir bitkisel madde kullanılması doğru bulunmuyor. Çünkü kullanılacak ilaçlar ve bitkisel maddeler verilen tedaviyle uyumsuzluk gösterip yan etkilere neden olabiliyor ve verilen tedavinin etkinliğini azaltabiliyor. Ayrıca yapılan çalışmalar vitamin ilaçları kullanılmasının meme kanseri riskinde azalma sağlamadığını ortaya koydu.

2.YANLIŞ: RADYASYON TEDAVİSİ DERİYİ YAKIYOR VE ZARAR VERİYOR

DOĞRU: Meme kanseri tedavisinde radyoterapi uygulaması, ciltte güneş yanığına benzer geçici kızarıklığa neden olabiliyor. Birkaç yıl içinde de radyoterapinin izleri ortadan kalkıyor.

3. YANLIŞ: BU HASTALIĞA YAKALANANLAR MEMESİNİ KAYBETMEYE MAHKUMLAR

DOĞRU: Geçmişte, meme kanseri tedavisinde memenin tamamının çıkarılmasından başka seçenek olmadığı düşünülüyordu. Ancak günümüzde erken dönemde tanı konmuşsa bu işlem çok daha az sayıda hastaya uygulanıyor. Öyle ki her 2 hastadan birinde sadece tümörü çıkarmak ve sonrasında memeye radyoterapi uygulayarak memeyi korumak mümkün olabiliyor. Gerçekleştirilen tedavi planına göre memesinin tamamının alınması kararı verilen durumlarda da cerrahiyle eşzamanlı veya tedavi sonrasında hastanın kendi dokusundan veya protezler ile uygulanan ayrı bir cerrahi müdahale ile eskisi kadar doğala yakın yeni bir meme yapılabiliyor.

4.YANLIŞ: MAMOGRAFİ ÇEKİMİ AĞRI VEREN BİR İŞLEMDİR VE MEMEYE ZARAR VEREBİLİR

DOĞRU: Mamografi çekimi sırasında memenin baskılanmasının 3 nedeni var: Birincisi, memenin hareket etmesini önlemek ve kaliteli görüntü elde etmek. İkincisi, memenin kalınlığını azaltarak daha az X-ışını verilmesini sağlamak. Üçüncü nedeni de meme içinde birbiri üzerine binen dokuların açılmasını sağlayarak olası tanı hatalarını engellemek. Memenin baskılanması rahatsızlık veren bir durum olsa da memeye zarar vermiyor ve genelde ağrı duyulmuyor. Mamografi çekiminin, memenin daha az hassas olduğu adet dönemi sonrasına denk getirilmesi, bu rahatsızlığı azaltabiliyor.

5. YANLIŞ: 50 YAŞIN ALTINDAKİLERDE GÖRÜLMEZ

DOĞRU: Meme kanseri 50 yaş üstü kadınlarda daha yaygın olsa da her yaş grubunda ortaya çıkabiliyor. Üstelik Türkiye’de 40 yaş altı meme kanseri oranı Avrupa’dan daha yüksek. Öyle ki Avrupa’da tüm meme kanserlerinin yüzde 7-10’u genç yaş grubunda görülürken, Türkiye’de bu oran yüzde 17’ye yükseliyor.

6. YANLIŞ: KİTLE YOKSA KANSER YOKTUR

DOĞRU: Kitle hissedilmeden de kanser olunabiliyor. Bu nedenle risk grubunda olmayan kadınların, hiçbir yakınmaları olmasa bile 40 yaşından sonra senede bir kez klinik meme muayenesi olmaları ve mamografi çektirmeleri son derece önemli.

7. YANLIŞ: MUTLAKA AMELİYAT OLUNMALI

DOĞRU: Çoğu meme kanseri, cerrahi girişim gerekmeden lokal anestezi altında iğne biyopsileri ile teşhis edilebiliyor. Günümüzde iğne biyopsisi dışında vakum aspirasyon biyopsi tekniği ile milimetrik odaklar tamamen çıkarılarak tanı konabiliyor.