Kıskançlık duygu değil, hastalık

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de şiddet, özellikle de kadına şiddet çok önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Hemen hemen her seferinde de şiddet uygulayan kişi “Çok seviyorum, çok kıskandım” şeklindeki sözleriyle kendini haklı çıkarmaya çalışıyor.

ÖFKE KONTROL EDİLEBİLMELİ

Kıskanan bireylerin zaman zaman kıskançlığını mantıklı bir nedene bağlamak adına bunu karşısındaki kişiye değer verdiğinin göstergesi olarak ifade edebildiğini vurgulayan Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Kıskançlığın, çok sevgiden kaynaklandığı ve bu fazla sevgiden dolayı artık kıskanan kişinin davranışlarının kontrolden çıktığı gibi bir algı var. Genelde kıskanan tarafın ‘sevgiden gözüm döndü’ gibi klasik cümlelerini duyarız. Aslında durum tam da öyle değildir. Kıskanan, karşısındaki kişiyi başkasıyla paylaşmak istemeyen kişi bu durumu kontrol edememeye başladığında bu artık rahatsızlık olarak tanımlanabilir” açıklamasında bulundu.

TAKINTI VE SAPLANTILAR

İkili ilişkiye dahil olan takıntılı ve saplantılı düşüncelerin, ilişkiyi zedelemeye ve masum sayılabilen kıskanma duygusunun yerini hastalıklı düşüncelere ve karşısındaki bireyin özgürlüğünü kısıtlayarak onu kontrolde tutma davranışına dönüşebildiğini söyleyen Dokuzlu, “İlişkideki kısıtlamaların sevgiden olmadığını, altta farklı problemlerin olduğunu fark edip, doğru iletişimle veya ilişki terapistiyle bu durum çözülmeli. Aksi halde durum daha karmaşık bir hale dönüşebiliyor, hatta genelde ilişkiler bu nedenle sonlanabiliyor” şeklinde konuştu.