Herkes yanlış biliyor ama... Panik atak hastalık değil!

Endişe duyarken, heyecandan kalbimiz yerinden çıkacak gibi atarken ya da korkudan titrerken ‘neyin var?' sorusuna ‘Panik atağım tuttu' yanıtı veriliyor. Panik atağı bir hastalık değil, refleks gibi de düşünebiliriz. Hastalık olan ‘Anksiyete Bozuklukları' içinde yer alan panik bozukluktur.

Gerginlik, aşırı korku hali ya da kalp çarpıntısı gibi sorunlar çağımızda panik atak olarak algılanıyor. Bu ifadeyle neredeyse herkesin sorunu olan panik atak aniden ve çoğu kez nedensiz yere gelen ve fiziksel belirtilerle kendini gösteren panik hali olarak tanımlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre panik bozukluk kadınlarda, erkeklere göre 2-3 kat fazla görülüyor. Panik atağı vücutta acil durumlarda devreye giren bir alarm mekanizmasına benzeten Anadolu Sağlık Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Cem Hızlan, “Bu alarm mekanizması bozulduğunda hem fiziksel hem de mental olarak yoğun bir uyarılma sağlayarak insanı reaksiyon vermeye hazır hale getiriyor” dedi. Dr. Hızlan, “Fiziksel etkiler arasında kaslarda gerilme, midenin çalışmasında yavaşlama, bulantı, kasılma, bağırsakların çalışmasında hızlanma, hava açlığı, alınan nefesin yeterli olmayışı duygusu, kalp çarpıntısı, taşikardi, tansiyonda hızlı yükselme ve düşmeler, ağız kuruluğu ve idrar yapma isteği, göz bebeklerinde büyüme, görme bozukluğu hissi, baş dönmesi, yanma, karıncalanma, uyuşma gibi deri semptomlar yer alıyor. Mental olarak ise aşırı tedirginlik hissi, çevreye karşı aşırı hassasiyet ve panik hissi gibi belirtiler veriyor” diye konuştu.

VÜCUDUN YANLIŞ ALARMI

Normal şartlarda panik atak yaklaşık 15-20 dakika sürdüğünü sonrasında ise aşırı bir yorgunluk hissi bıraktığını anlatan Dr. Hızlan, “Eğer atak devam ederken başka uyaranlar işe karışmışsa, bir kısır döngü biçiminde ataklar birbirinin arkasına eklenerek saatlerce de sürebiliyor” dedi. Panik atağın vücutta acil durumlarda devreye giren bir alarm mekanizmasının düzenini yitirmesi ve gereksiz durumlarda devreye girmesi ile oluştuğunu hatırlatan Dr. Hızlan, “Panik atak sırasında yaşanan belirtilerin doktorlar tarafından bir patolojiye bağlanamaması da bu nedenledir. O sırada gerçekten çarpıntı ya da solunum sıkıntısı vardır fakat ortada bir hastalık yoktur. Bu belirtiler organizmanın yanlış bir alarmla tetiklenmesi yüzünden ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bir sağlık tehlikesi de yaratmıyor” diye konuştu.

SAVUNMA MEKANİZMASININ ÖNEMLİ BİR PARÇASI

Yoğun tehlike ve tehdit içeren ani durumlarla karşılaşıldığında panik atak reaksiyonunun devreye girmesinin normal ve beklenen bir durum olduğunu vurgulayan Dr. Cem Hızlan “Ancak panik bozukluk, daha geniş bir tanı grubu olan ‘Anksiyete Bozuklukları’ içinde yer alan bir hastalıktır. Dolayısıyla panik atağın kendisi bir hastalık değil, taşıdığımız savunma mekanizmalarının bir parçasıdır. Yani bir refleks gibi de düşünebiliriz. Anksiyete ya da kaygı da genel savunma mekanizmalarımız içinde yer alan bir durum olmakla birlikte panik ataktan farklı olarak akut krizlerle değil, uzunca bir dönemi kapsayan daha hafif semptomlar şeklinde ortaya çıkıyor” dedi.

ATAKLARI ÖNLEMENİN FORMÜLÜ

• Umutsuzluk ve karamsarlıktan uzak durun.

• Düzenli ve sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Aşırı yemekten ve uzun süreli açlıktan kaçının.

• Kahve, çay, asitli, gazlı içeceklerden ve enerji içeceklerinden uzak durun.

• Sağlıklı ve nitelikli uykuya özen gösterin.

• Hobilerinize, keyif aldığınız aktivitelere ve sosyal-kültürel etkinliklere daha fazla zaman ayrın.

• Haftada en az 3 gün ve en az 40 dakika tempolu egzersizler yapın.