İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı günde 60'ı aşan tele dolandırıcılık vakalarını önlemek için düğmeye bastı. Dolandırıcılar internet üzerinden, çoğunlukla bilinmedik internet sitelerinden alışveriş yapan kişilerin banka bilgilerini ele geçiriyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti. Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu'na bağlı olarak çalışacak özel bir büro kuruldu.
Hürriyet'te yer alan habere göre; Savcılar arasında branşlaşma anlamına da gelen özel büro, daha önce de aile içi şiddetle ilgili kurulmuştu. Tele dolandırıcılıkla ilgili kurulan büronun görevi, suçlu profillerini ortaya çıkartarak dolandırıcılığı önlemek, delillerin daha hızlı toplanmasını sağlamak ve en kısa sürede suçluları yakalayarak caydırıcı cezalara çarptırılmalarını sağlamak olacak. Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu'nda toplamda 42 savcı görev yapıyor. Bu savcılardan 3'ü sadece tele dolandırıcılık soruşturmalarını üstlenecek.
Savcılar tele dolandırıcılıkla ilgili müracaatları kabul edecek ve soruşturmayı yönetecek. Suçlu profilini daha iyi tanıdığı için, gerekirse dosyaları birleştirecek ve sonuca çok daha hızlı ulaşacak. Savcılar, İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Yan Kesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği'ndeki polislerle de direkt irtibatlı olacak. Böylece sadece suçlunun yakalanması değil, suçun önlenmesindeki süreç de hızlandırılacak.
EMEKLİ Polis İsa Altun, 'Ortam Sanal Suç Gerçek' isimli kitabı için Türkiye'nin ilk telefon dolandırıcılarından A.Z. ile Şanlıurfa'da röportaj yapmıştı. İlkokul mezunu olan, memleketi Şanlıurfa'dan sadece askerlik için ayrılan A.Z. şeytanı bile kandıran dolandırıcılık yöntemini şöyle anlatmıştı: "Bu işi yaparken bir kere milletin zaafları, korkuları çok iyi kullanılır. Kurbanın bilgileri hacker tarafından e-ticaret sitesi ya da üye oldukları derneklerin sitesinden çalınır. İki grup işbirliği halinde çalışır. Mesela, bir grup kurbanın evini arar. Eşi telefona çıkar. Kendini polis-asker-savcı olarak tanıtan elemanlar telsiz sesi de duyulabilecek şekilde konuşur.
İkinci grup kurbanı cep telefonundan arar. Terör örgütü bağlantısı ile ilgili önce korkutma ardından da güven verici konuşmalar yapılır. Polislerin evde olduklarını söylerler. Bu sırada internet üzerinden bir yazılım aracılığı ile telekonferans yapılır. Kurban evdekilerle konuştuğunda polislerin orada olduğundan emindir. Artık hipnotize olmuştur. Telefonu kapatmaması söylenir. Telefonda kendisine verilen hesaba ATM'den parayı yatırır. Telefonu kapattığında o hesap numarasını hatırlayamaz."
Tüm uyarılara rağmen her gün onlarca kişiyi mağdur eden dolandırıcıların son hedefi İstanbul'da yaşayan içmimar Fatma Gülsemin Dorkan oldu. 77 yaşındaki Dorkan'ı arayan bir kişi, kendisini Gayrettepe'de görevli Başkomiser Volkan Çağdaş olarak tanıttı, "Nüfus cüzdanınız FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün eline geçmiş. Adınıza suç işleniyor. Konuyu Cumhuriyet Başsavcısı Tarık Uysal ile birlikte takip ediyoruz" dedi. İnandırıcı olmak için de Dorkan'a iki hesabının bulunduğu bankaların bilgilerini ve kart şifrelerini söyledi. Dorkan sözde polisin yönlendirmesiyle bankaya gidip 5 bin dolar ve 3 bin Euro'yu çekti, kendisini evinin önünde bekleyen bir kişiye teslim etti. Dolandırıcı bununla yetinmedi, biri 114 bin, diğeri 100 bin liralık hesaplarındaki tüm paraları da hesabına havale ettirdi. Dolandırıldığını geç de olsa anlayan Dorkan, polise gitti. Polis o gün parayı teslim alan kişinin taksiyle geldiğini tespit etti. Taksideki güvenlik kamerası görüntülerinden parayı teslim alan kişinin Gökhan Samsa olduğu belirlendi. Samsa, tutuklanarak cezaevine gönderildi.