Enfeksiyon deyip geçmeyin... Böbrek yetmezliğine zemin olabilir

İdrar yolu enfeksiyonu, tedavi edilmediği takdirde böbreklere yayılabilir hatta kalıcı hasara neden olur. Böbrek yetmezliğine varan ciddi hastalıklara dönüşebilme riski bile var. Hipertansiyonun gizli sebeplerinden birinin de küçüklükte geçirilen, tedavi edilmemiş idrar yolu enfeksiyonu olduğu düşünülür.

İdrar yolu enfeksiyonlarında iltihabi durum, idrarın böbreklerden dışarıya taşındığı mesane ve üretra adı verilen idrar yolu kısmında görülür. Mesanede ortaya çıkan idrar yolu iltihabı sistit olarak adlandırılır. Sistit alt idrar yollarında ortaya çıkan enfeksiyonun en sık gelişme şeklidir. Alt idrar yolu enfeksiyonları genellikle zararsızdır. Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği Şefi Doç. Dr. Eyüp Veli Küçük, idrar yolu enfeksiyonunun cinsiyete ve yaşa bağlı görülme sıklığı ile riskinin değiştiğini aktararak, sağlıklı genç ve yetişkin erkeklerde oldukça nadir görülürken ileri yaşta görülme sıklığının yüzde 15'in üzerine çıktığını, kadınlarda ise yaşam boyu idrar yolu enfeksiyonuna yakalanma oranının yüzde 50 civarında olduğunu ifade etti. Genç ve sağlıklı kadınların 3'te 1'inin hayatlarında en az bir kez sistit atağı yaşayabildiğine dikkati çeken Doç. Dr. Eyüp Veli Küçük, kadınların dış idrar yolunun erkeğe göre daha kısa olduğunu, bu durumun bakterilerin kat etmesi gereken mesafeyi azalttığını ve kadınlarda idrar yolu enfeksiyonunun daha sık görülmesine sebebiyet verdiğini kaydetti.

BEBEKLERDE DE OLUYOR

Yeni doğan erkek bebeklerdeki riskin yeni doğan kız bebeklere göre fazla olduğunu ancak bu durumun çocukluk çağında tersine dönerek kızlarda daha fazla görülmeye başladığını dile getiren Doç. Dr. Küçük, "Sünnetsiz erkek çocuklarda da risk artmaktadır. Yetişkin erkeklerde idrar yolunun savunma mekanizmasını bozan taş ve prostat hastalığı ya da sonda takılması gibi durumlar da enfeksiyona zemin hazırlar. Tekrarlayan enfeksiyonlarda böbrek ve idrar yolları ile ilgili üriner sistem taşı, prostat büyümesi, idrar yolunun tümöral hastalıkları, vezikoüreteral reflü gibi patolojiler de araştırılmalıdır" dedi.

ÖNLEMEK İÇİN BOL SU İÇİLMELİ

Doç. Dr. Eyüp Veli Küçük, idrar yolu enfeksiyonunun belirtilerini, "Yeni başlayan sık sık tuvalete gitme ihtiyacı, idrar yaparken yanma, kötü kokulu idrar, idrar yaparken ağrı ya da bulantı, karın ağrısı, bel ağrısı, bazen idrarda kanama" şeklinde tanımlayarak, vatandaşların bu şikayetleri yaşamaları ya da şikayetlerinin üstüne kusma, ateş gibi bulguların eklenmesi halinde hekime başvurmalarını tavsiye etti.

Küçük, erkek ve kadında idrar yolu enfeksiyonunun önlenmesi için bol su içilmesi, tuvalet hijyenine dikkat edilmesi, genital bölgenin temiz ve kuru tutulması, özellikle kadınlarda tuvalet sonrası temizliğin önden arkaya doğru yapılması, pamuklu iç çamaşırı tercih edilmesi ve çamaşırın her gün değiştirilmesi, genital bölgede kozmetik ürünlerin kullanılmaması gerektiğinin altını çizdi. Doç. Dr. Küçük, "Sentetik ve havasız iç çamaşırı ile giyecekler tercih etmeyin. Dar pantolonlardan uzak durun. Genital bölgenin temizliğine önem verin ve kuru kalmasını sağlayın" diye uyardı.

TÜM VÜCUDA YAYILABİLİR

Doç. Dr. Eyüp Veli Küçük, idrar yolu enfeksiyonu hastalığının basitten komplekse doğru geniş bir yelpazede yer aldığını belirterek, mutlaka ciddiye alınması gereken bir durum olduğunu vurguladı.

Aksi halde idrar yolu enfeksiyonunun böbreklere de zarar vereceğine dikkati çeken Küçük, "Enfeksiyon, gereken tedavi alınmadığı ya da zamanında tedavi edilmediği takdirde böbreklere yayılma, böbrekte kalıcı hasarlar oluşturma, hatta böbrek yetmezliğine varan ciddi hastalıklara dönüşebilme riski vardır. Hipertansiyonun gizli sebeplerinden birinin de küçüklükte geçirilen, tedavi edilmemiş idrar yolu enfeksiyonu olduğu düşünülür" dedi. Küçük, ayrıca acil tedavi gereken durumlar sağlanmadığı takdirde enfeksiyonun tüm vücuda yayılarak, ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini sözlerine ekledi.

Kefir vücudu virüsten koruyor

Online eğitimde kulaklıklara dikkat

Kekemelik en çok 2-5 yaşlarında ortaya çıkıyor

Türkiye'de mamografi çektirme oranı çok düşük