Covid-19 tanısında ateş ölçümüne kadar güvenli?

Yeni tip koronavirüs (COVID-19) teşhisinde ilk başvurulan yöntem başından beri vücut sıcaklığını ölçmek oldu.

OP. DR. BİLGEHAN AYDIN

Hastalığın ilk ve en önemli belirtilerinden birisinin ısrarcı yüksek ateş olduğu düşünülüyor. Bu nedenle, hastalığın patlak verdiği ilk günlerden itibaren vücut sıcaklıklarını ölçmek rutin bir kontrol halini almış durumda. Bu amaçla havaalanlarında, otoyollarda, sokaklarda, neredeyse ayak üstü denebilecek şartlarda ateş ölçülüyor. Bunun için de alından sıcaklık ölçen temassız kızılötesi termometreler kullanılmakta. Aslında, ateş ölçümünde tıbben en doğru uygulama cıvalı termometrelerle koltuk altından, dil altından veya kasıktan ölçüm yapmaktır. Civalı termometreler kırılmaları durumunda ciddi tehlike yaratabileceğinden, mevcut salgın şartlarında kullanımı imkânsız olduğundan şu an için pek kullanışlı değil. Dolayısıyla pratik kullanımı ve hızlı sonuç vermesi sebebiyle temassız alın termometreleri ve termal kameralar kullanılmakta. Peki bunlar doğru teşhis için güvenilir cihazlar mı?

Kızılötesi alın termometreleri insan vücudundan yayılan kızılötesi enerjiyi algılayarak vücut sıcaklığını ölçer. Ancak bu termometreler temassız olma avantajlarının yanında ortam sıcaklığı, rüzgâr, su vs. gibi dış etmenlerden etkilenebilir. Bu nedenle COVID-19 vakalarının teşhisinde %100 güvenilir bir araç olduğu tartışmalıdır. Öncelikle, unutmamak gerekir ki bir kişinin koronavirüs belirtilerini göstermesi 2 ila 10 gün sürebilmekte. Dolayısıyla, enfekte bir kişi henüz hastalık belirtilerini göstermeye başlamamışsa, yani ateşi henüz çıkmamışsa, kızılötesi termometre hastalığı teşhis edemez. Ben hastalığın ilk haftalarında bu konuya ışık tutması açısından önceki influenza pandemilerinde yapılan ateş taraması çalışmalarına göz atmıştım. 6 adet çalışmanın derlenmesiyle elde edilen istatistikler havaalanlarında yapılan taramalar sonucu yüksek ateşi olduğu tespit edilen hastaların oranının %1’in altında olduğunu gösteriyordu. Diğer bir deyişle, pandemik bir influenzanın erken evresinde kızılötesi termometrelerle ateş kontrolü yapmak pek bir fayda sağlamıyor. Yeri gelmişken, ateş taramasının ne kadar faydalı olabileceğini de masaya yatıralım: Ateş düşürücü ilaçlarla vücut sıcaklığını düşürmek mümkün olduğu için, herhangi bir sebeple bu kontrollerden kaçmak isteyen kişiler bu yönteme başvurarak hastalığının tespit edilememesini sağlayabilirler. Bu nedenle pandemiyi kontrol altına alma çalışmaları kapsamında muhtemel hastaların dolaşımını engellemek için alınacak önlemlerde bu durum mutlaka göz önünde bulundurulmalı.

Kızılötesi temassız alın termometrelerinin güvenilirliğini de tartışmak gerekiyor. Yapılan araştırmalar bu tip termometrelerin duyarlılığının yüksek ama özgüllüğünün düşük olduğunu gösteriyor. Vücut sıcaklığı anlamında 36.5-37.0 derece arası normal, 37.0-37.5 arası çok hafif ateş, 37.6-37.9 arası hafif ateş, 38.0-38.5 arası orta yüksek ateş, 38.6-39.5 arası yüksek ateş, 40 derecenin üzeri ise çok yüksek ateş olarak kabul edilebilir. Ölçümde yaşanabilecek yarım derecelik bir sapma bile çok yanlış teşhislere yol açabilir. Hasta olmayan kişilere hasta olduğu, daha da önemlisi, baştaki konumuza geri dönecek olursak koronavirüs teşhisi kapsamında yapılacak taramalar esnasında hasta kişilere hasta olmadığı şeklinde yanlış bir teşhis konulmasına neden olabilir. Bu bakımdan bu cihazların faydadan çok zararı olacaktır.

Özetle, koronavirüs teşhisinde dış mekanlarda ve kamusal alanlarda ateş ölçmenin verimliliğinin sorgulanması, mutlaka ateş ölçülecekse de kızılötesi termometrelerin bu anlamda çok isabetli sonuçlar vermeyebileceğinin unutulmaması gerektiğini düşünüyorum.