Belirsizlik tetikliyor... Evham değil, kaygı bozukluğu!

Her insanın günlük yaşantısı içerisinde yer alan kaygı, sürekli ve aşırı olduğunda ya da içinde bulunulan durumla ilgili olmadığında hayatı çekilmez kılabiliyor.

Belirsizliğin en büyük tehlike olarak görüldüğü yaygın kaygı bozukluğu hastalığı, tahammülsüzlüğü de beraberinde getiriyor. Kötü bir şey olacakmış hissi ile sürekli endişe içinde yaşayan bu hastalar, çoğu zaman rahatsızlıklarının farkında olmuyor ve bunu genellikle “evhamlı” bir kişiliğe sahip olmakla açıklıyor.

ÇABUK YORULURLAR

Ancak bu tablo kişinin iş ve sosyal yaşamını kabusa çevirebiliyor. Bu hastalık mükemmeliyetçi ve hırslı kişilerde daha sık izleniyor. Uz. Dr. Serkan Akkoyunlu “Kaygı ile evhamı birbirinden ayırmak gerekmektedir. Yaygın kaygı bozukluğunda bir ya da daha çok konu üzerinde kaygı duymak, bu kaygıyı kontrol edememek, beraberinde gün içerisinde kötü bir şey olacakmış gibi bir beklenti içine girmek, diken üstünde hissetmek, çabuk yorulmak, çabuk öfkelenmek, gece uykusunda bozulma ve kaslarda gerginlik hissi gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu belirtilere zaman zaman ağız ve boğaz kuruluğu, çarpıntı, nefes darlığı, titreme, karında rahatsızlık hissi, hazımsızlık da eşlik edebilmektedir.

GENÇLİKTE ORTAYA ÇIKAR

Bununla birlikte kaygı seviyesi yüksek olan kişilerde sıklıkla cilt döküntüleri, astım ve ürtiker gibi psikosomatik rahatsızlıklar da görülebilmektedir” dedi. Yaygın kaygı bozukluğunun toplumdaki görülme sıklığı yüzde beş civarında olurken, nevrotik kişilik özelliklerine sahip olanlarda, sorumluluk sahibi, mükemmeliyetçi ve hırslı kişilerde bu hastalığa daha çok rastlanmaktadır. Genellikle erişkinlik yaşlarında ortaya çıkan bozukluk, daha ileri yaşlarda da başlayabilmektedir. Kayıp, bir yerden başka bir yere taşınmak, hayata birinin girmesi ya da çıkması gibi çevresel faktörler ve yaşamsal değişikliklerde hastalık tetiklenebilmekte ya da tekrarlayabilmektedir.