Bebeklerin, sürekli ağlıyormuş gibi gözlerinin sulu sulu olduğunun gözlemlendiği bu durum, zaman içinde gelişen ikincil enfeksiyonlarla, yapışkan ve iltihaplı bir sulanmaya dönüşebiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Eser Akkuş, "Bebeklerin büyük çoğunluğunda birkaç ay içinde söz konusu ince zar kendiliğinden açılır. Böylelikle buruna normal boşalma başlar ve sulanma geçer. Öncesinde aile tarafından gözyaşı kese bölgesine yapılan masajla hem biriken akıntının boşaltılması ve temizlenmesi sağlanır hem de mekanik basınç etkisi ile zarın açılması kolaylaştırılır. Tıkanıklık döneminde gözler çapaklı bırakılmamalı, bu yapışkan koyu akıntı, sürekli tuzlu çözelti ya da kaynatılmış soğutulmuş su ile yıkayarak temizlenmelidir. Gerektiğinde ikincil enfeksiyonlar için uzman tarafından önerilen antibiyotikli damlalar kullanılmalıdır" dedi.
GÖZLERİ İRİYSE DİKKAT
Uz. Dr. Eser Akkuş, "Doğuştan glokomlu yani göz tansiyonlu bebeklerde, gözlerin büyümesine göz sulanması da eşlik edebilir. Başlangıçta 'kocaman, güzel gözlü' olarak nitelendirilebilen bu bebeklerde ışıktan rahatsızlık görülür. Bebek ışıktan korunmak için başını sürekli annesinin koynuna saklamaya eğilimlidir. Oluşan göz sulanması doğuştan göz tansiyonu olasılığını bu durumda akla getirmelidir. Ayrıca, yine çok sık olmayan değişik göz yüzeyi hastalıkları ışıktan rahatsız olma ve göz sulanmasına neden olabilir. Yapılacak basit bir klinik muayene, sulanmanın nedeninin belirlenmesini sağlar" diye konuştu.