Bartın iftar, sahur vakitleri saat kaçta? Bartın imsak vakitleri 2022 açıklandı! İşte Bartın imsakiyesi...

Bartın imsak vakitleri 2022 açıklandı! Bu yıl Ramazan ayı 2 Nisan Cumartesi günü başlıyor ve 1 Mayıs Pazar gününe kadar sürecek. Bartın'da yaşayan vatandaşlar, Bartın iftar, sahur vakitleri saat kaçta? sorusuna yanıt arıyor. İşte Bartın imsakiyesi...

Bartın iftar, sahur vakitleri Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde yayınlandı. Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayına artık sayılı saatler kaldı. Bartın iftar, sahur vakitleri saat kaçta? Haberimizin içerisinden Bartın imsak vakitlerine ulaşabilirsiniz.

BARTIN İMSAK-SAHUR VAKTİ

Bartın'da ilk sahur 2 Nisan Cumartesi 04:57'de olacak.

BARTIN İFTAR SAATİ-AKŞAM EZANI KAÇTA?

Bartın iftar vakti Diyanet Ramazan İmsakiyesi ile açıklandı. Bartın'da ilk iftar 19:23'de olacak. İlk oruç bu saatte açılacak.

2022 BARTIN İMSAKİYESİ

Diyanet tarafından hazırlanan Bartın imsakiyesinin tamamına haberimiz içerisinden ulaşabilirsiniz.

BARTIN İMSAK VAKİTLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

SAHURA KALKMADAN ORUÇ TUTULUR MU?

Diyanet Ramazan ayında sahura kalkmak ile ilgili merak edilenlere açıklık getirdi:

"Sahura kalkmamak 'günah' değil. Ama sahur'a kalkmak ve sahur yapmak çok büyük sevap" denildi. Sahur'da bir yudum su içmek için de olsa, sahura kalkmanın iyi olacağı söyleniyor. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

"Sahur yemeği mübarektir. Sahurun tamamı berekettir. Bir yudum su için de olsa sahura kalkın! Allahü teâlâ ve melekleri, sahura kalkanlara salât ve selam ederler. Yani Allahü teâlâ, sahura kalkanları mağfiret eder, melekler de onlar için dua eder."

ORUCUN RUH SAĞLIĞINA FAYDALARI NELERDİR?

Orucun, insanın ruh sağlığına ve mânevî hayatına verdiği bâzı faydaları şöylece sıralayabiliriz:

Oruç, insan için maddî bir perhiz olduğu kadar mânevî bir perhizdir de... Çünkü insan nefsi, yeme, içme konusunda dilediği şekilde hareket ettikçe, kişinin beden sağlığına zarar verdiği gibi helâl-haram demeyip rastgelen şey'e saldırmak ve bulduğunu yutmakla da mânevî hayatını zehirler, ruh sağlığını tehlikeye düşürür. Artık kalb ve ruhun emrettiklerini yapmak, gösterdiği yolda gitmek, o nefse zor gelir. İnsanı kendi istediği, canının çektiği istikamete doğru sürükleyip götürmeye başlar.

İşte Ramazan-ı şerîf'te oruç vasıtasıyla, nefis, bir nevi perhiz ve riyazete alışır ve emir dinlemeyi öğrenir. İlâhî emre boyun eğerek helâl işleri bile terk ettiğinden, haramlardan çekinmek hususunda da tam bir meleke ve kabiliyet kazanır. Böylelikle bedenî olduğu kadar mânevî ve ruhî sıhhat ve âfiyete de kavuşur.

İnsan midesi, vücuttaki bütün duygu ve cihazlarla alâkalı bir şekilde yaratılmıştır. Âdeta mide büyük bir fabrika, vücuttaki bütün duygu ve cihazlar da o fabrikanın hademesi, işçisi, yardımcısı hükmündedir. Bu mide fabrikası, bütün sene boyunca hiç tatil ettirilmeden çalıştırılırsa, nefis, mideye yardımcı durumunda olan bütün duygu ve cihazları, devamlı mide ile meşgul ettirir; onların kendilerine mahsus ibâdetlerini ve ulvî vazifelerini insana unutturur. İnsanoğlu sanki dünyaya sadece yiyip içmek için gelmiş gibi, kalbi, ruhu, aklı, fikri ve sair bütün duyguları ile midenin ihtiyacını te'min, rızkını bulmak için seferber olur. Bütün duygularıyla midesini düşünür hâle gelmesi ise, insanı mânen alçaltır, hayvancasına bir hayatın sâhibi kılar.

İşte Ramazan-ı şerîf orucuyla, her müslüman, bu dünyadaki vazifesinin, sırf mideyi beslemek onun ihtiyaçlarını te'min etmek olmadığını anlar. Her bir duygu ve cihazını, kendine mahsus ibâdet ve ulvî vazifelerinde istihdam eder. Bu sebeble, Ramazan-ı şerîf'te mü'minler, derecelerine göre, ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sevinçlere mazhar olurlar. Kalb ve ruh, akıl ve sır gibi lâtifeler, o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakki ve tefeyyüzde bulunur. Midenin ağlamasına bedel, sair duygular mâsumâne gülerler...