Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ASPB'ye 6 bin yeni personel alımı yapılacağını açıkladı. 6 bin personelin 1500'ü ASDEP'li olacağını belirten Bakan Derya Yanık, memur alımlarına ilişkin merak edilen detayları paylaştı. Söz konusu internet aramalarında "ASPB memur alımı başvuru şartları neler? 6 bin personel alımı ne zaman yapılacak?" soruların yanıtları merak konusu oldu.
ASPB PERSONEL ALIMI NE ZAMAN YAPILACAK?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na 6 bin personel alınacak! Bakan Yanık personel alımına ilişkin yaptığı açıklamada, "6 bin personel için pozisyon ihdasımız gerçekleşti. Bakanlığımızda bir kerede en büyük personel istihdamı olacak. 6 bin personelin 1500'ü ASDEP'li olacak. Geriye kalan 4500 personel de meslek uzmanı avukat bakım personeli, idari personel sosyal çalışması, çocuk gelişimci, psikolog, sosyolog gibi meslek personeli arkadaşlarımız olacak. Süreç başladı. 2022'nin ilk çeyreğinde çalışma arkadaşlarımızla başlamayı ümit ediyoruz." ifadelerini kullandı.
BAŞVURU ŞARTLARI NELER?
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı memur alımına ilişkin başvuru şartları henüz resmi olarak açıklanmadı.
"Başvurular Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (www.ailevecalisma.gov.tr) ve/veya (https://ailevecalisma.gov.tr/pdb) internet sayfası üzerinden elektronik ortamda yapılacaktır.
HANGİ KADROLARA ALIMLAR GERÇEKLEŞECEK?
Bakan Derya Yanık, "Bakanlığımıza 6 bin personel için pozisyon ihdasımız gerçekleşti. Bakanlığımızda bir kerede en büyük personel istihdamı olacak. Öncelikle Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum. Kadro ihtiyacımızı önemli ölçüde karşılayacak bir talebe cevap verdiler. 6 bin personelin 1500'ü ASDEP'li olacak daha önce söz verdiğimiz gibi.
Geriye kalan 4500 personel de meslek uzmanı avukat bakım personeli, idari personel sosyal çalışması, çocuk gelişimci, psikolog, sosyolog gibi meslek personeli arkadaşlarımız olacak. Süreç başladı. 2022'nin ilk çeyreğinde çalışma arkadaşlarımızla başlamayı ümit ediyoruz. 6 bin yeni çalışma arkadaşımızı büyük bir heyecanla bekliyoruz." dedi.
Bakanı Yanık sözlerine şöyle devam etti: Türkiye'de yüzde 70 oranında alkol ve madde kullanımı şiddeti tetikliyor. Bu çok yüksek bir oran. Alkol başlığına geldiğimizde karşımıza maalesef birtakım sosyal çekinceler çıkıyor. Hayat tarzı, hayat tarzına karışmak gibi...
Bazı meseleleri bütün ön yargılarımızdan ve ön kabullerimizden azade bir şekilde konuşmamız gerekiyor. İradeyi etkileyen bir süreçten bahsediyoruz. Dolayısıyla bu başlığı da şiddetin önlenmesi, engellenmesi bağlamında dürüstçe konuşmamız gerektiğini, kimsenin hayat tarzıyla ilgili değil ama kamu güvenliği söz konusuysa orada dikkatleri çekmemiz gerekiyor. Gerekli hassasiyeti göstermemiz, gerekiyorsa birtakım düzenlemeleri yapmamız lazım.
Bazı ülkelerde belli saatler dışında alkol satışı yasaktır. Biz de aynı şekilde bu realite üzerinden gidebiliriz. Alkol, madde bağımlılığı ve şiddet arasında bir korelasyon var ve bununla ilgili çalışmamız lazım, bunu konuşmak ve gerekli çalışmaları yapmak gerekiyor.
(Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele) Kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Fail odaklı yaklaşım dediğimiz şey şu: biz bugüne kadar ağırlıklı olarak mağduru korumak ve mağdurun uğradığı zararı telafi etmek yönünde çalıştık. Bu çalışmalarımız devam edecek. Bunlarla ilgili hiçbir aksamanın ya da hiç bir ertelemenin olması söz konusu değil. Çünkü mağduriyet varsa bu mağduriyetin giderilmesi, mağduriyetin sonuçlarının psikolojik ya da fiziki olarak ortadan kaldırılması lazım. Mağdurla ilgili çalışmalar bir taraftan devam ederken aynı zamanda ve eş güdümlü olarak fail odaklı yaklaşım, failin rehabilite edilmesi, failin şiddet eğiliminin ortadan kaldırılması gerekir. Tedavi mümkünse tedavinin sağlanması gibi bir takım çalışmaları da aynı zamanda eş zamanlı olarak yürütüyoruz.
Türkiye hem kadına yönelik şiddet oranı hem de kadın cinayetleri noktasında dünya ortalamasına baktığımızda çok kötü yerde durmuyor. Bu, AK Parti iktidarlarının kadına yönelik şiddetle mücadelede verdiği emeğin nispeten sonucudur diyebiliriz. Kadına yönelik şiddetle "sıfır tolerans" ilkesiyle çalışıyoruz ve bu çaba sonuna kadar devam edecek. Verdiğimiz mücadelenin ve yaptığımız çalışmaların hakkını teslim etmemiz lazım. Fakat yeterli mi? Hayır.
(Başak Cengiz cinayeti) Biz her türlü takibi yapacağız. Her türlü hukuki ve psikolojik desteği, psikososyal desteği de aileye sağlamaya çalışıyoruz. Ama Başak Cengiz cinayeti Türkiye'de bugüne kadarki kadın cinayetlerinin ifade edilmemiş, özetini önümüze koydu. Bunun üzerinde çok durmamız gerekiyor. Bunun üzerinde sadece biz değil (bakanlık) bunun üzerinde medyanın durması gerekiyor. Bunun üzerinde eğitim dünyasının durması gerekiyor. Bunun üzerinde anne babaların durması çocuklarını yetiştirirken tam eşitlik düşüncesi ile insana saygı düşüncesi ile kadın erkek fark etmeksizin herkesin çok kıymetli olduğu ve biricik olduğu duygusuyla çocuklarını yetiştirmesi gerekiyor.