DOSYA HABER
UNRWA raporunda; Gazze Şeridi'nde 600,000'den fazla çocuğun Ekim 2023'ten bu yana örgün ilköğretime erişemediği gerçeğine atıfta bulundu ve İsrail'in, Gazze'ye yönelik saldırısını başlattığından bu yana, bölgedeki neredeyse tüm okulları ve hastaneleri kasıtlı olarak bombaladığını belirtti.
Diğer yandan, zaten yerinden edilen Gazze halkının, İsrail'in engellemeleri nedeniyle açlık ve kıtlıkla mücade ettiği bir ortamda, Gazze'nin sanitasyon ve su arıtma tesisleri gibi altyapısının da yok edilmesi ile birlikte salgın hastalıkların arttığına dikkat çekildi.
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü Gazze'de yaşananları "kuralsız bir savaş" olarak tanımladı. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'ne göre Gazze'deki 36 hastaneden sadece 7'si işlevselliğini koruyor. Ayakta kalanlar ise amaliyat gerçekleştiremiyor ve yine İsrail'in kısıtlamaları nedeniyle ilaç sıkıntısı ile hizmet vermeye çalışıyor.
Çok sayıda insan hakları örgütü gibi Türkiye'de bu duruma hem basın üzerinden hem de uluslararası kurumlar nezdinde tepki gösteriyor ve girişimlerde bulunuyor.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı bu hafta yaptığı açıklamada; "İsrail'in Gazze'de temel insani ihtiyaçların karşılanmasını engelleyerek açlık ve bulaşıcı hastalıkları Filistin halkına karşı bir silah olarak kullanması uluslararası toplumun dikkatinden kaçmamalıdır." ifadelerini kullanarak duruma tepki veren neredeyse tek ülke olmaya devam etti.
Batı başkentleri ise; insan hakları naraları atmaya devam ederken Gazze'deki bu vahşete karşı sessiz kalmaya devam ediyor.
Gazze'de, okullar ve hastaneler de dahil olmak üzere tüm hayati kamu tesisleri şu anda çökmenin eşiğinde.
Geçtiğimiz hafta işgal altındaki Gazze'nin kuzeyinde bulunan Kamal Adwan Hastanesi'nde dört doktor öldürüldü, ardından da İsrail güçleri hastaneye baskın düzenleyerek onlarca kişiyi öldürdü ve yaraladı. İsrail askerleri ayrıca sağlık çalışanlarını ve hastaları tesisi terk etmeye zorlayarak kritik tıbbi malzemeleri imha etti.
İsrail ordusu Gazze'nin kuzeyinde kalan son üç hastaneyi de kuşatmış durumda ve bu hastaneler her gün hedef alınıyor.
Sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimleri olmayan Gazze'deki bir milyondan fazla çocuk korkunç yaşam koşullarıyla karşı karşıya.
Sözde güvenli bölgeler olarak belirlenen ancak bulunanlar yetersiz beslenme, hastalıklar ve sıhhi hizmet eksikliğiyle karşı karşıya. Eğitim sistemi tamamen çökmüş durumda.
Uluslararası bir kuruluş olan Save the Children'a göre, ölümleri doğrulanan yaklaşık 34.000 kişinin en az 11.300'ü çocuk kurbanlar ve bunların yaklaşık yüzde 30'u beş yaşından, 700'den fazlası ise 12 aylıktan küçüktü.
Save the Children Mart ayında yayınladığı bir raporda ayrıca; "tam bir psikolojik yıkım" uyarısında bulunarak Gazze'deki çocukların "büük bir zihinsel zarara" uğradığını belirtildi.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'na göre Ekim 2023'ten bu yana 44.000'den fazla Filistinli öldürüldü ve bunların en az 17.000'i çocuk.
UNRWA Genel Sekreteri Philippe Lazzarini'nin bahsettiği "kayıp nesil" artık bir gerçek.
Kimsenin bu savaşın nasıl ya da ne zaman biteceğine dair bir fikri yok. Ancak kesin olan bir şey varsa o da, savaş sona erse bile Gazze'deki bir milyondan fazla Filistinli çocuğun psikolojik ve fiziksel travma yaşamaya devam edeceği.
İsrailliler de dahil olmak üzere askeri uzmanların tamamına göre; İsrail'in Gazze'de hedef olarak belirlediği askeri hedeflerin tamamı tükenmiş durumda.
Buna rağmen hala okulların ve hastanelerin sistematik olarak bombalanması, Gazze'nin yaşanmaz hale getirilmesi, yüz binlerce insanın yerinden edilmesi artık sadece "etnik temizlik" olarak tanımlanabilir.
Uluslararası Adalet Divanı İsrail'in Gazze'de soykırım yapıp yapmadığını hala tartışırken, İsrail'in hastane ve okulları yıkması ve açlığı bir silah olarak kullanması karşısında dünyanın sessiz kalması kabul edilemez bir noktaya geldi.
Zira İsrail, UNRWA'nın Gazze'deki yüz binlerce Filistinliye temel hizmetler sağladığını çok iyi bildiği için en başından beri Gazze'deki UNRWA personelini ve binalarını hedef aldı ve sonunda da bu grubu tamamen yasaklama yoluna gitti.