Netanyahu'nun kirli Gazze planı... Ateşkes ne kadar sürecek?

İsrail'in Gazze'deki Philadelphi koridoru üzerindeki işgal ısrarı, ateşkes sürecini tehdit ediyor ve Mısır ile İsrail arasındaki ilişkileri zorlaştırıyor. 1979 Camp David Barış Antlaşması'na ve uluslararası kararlara rağmen bu adım, bölgedeki savaşın geleceğini belirsizleştiriyor. Peki bölgedeki son durum ne olacak? İşte detaylar...

Muhammed Gökalp

İsrail'in, Gazze'deki stratejik Philadelphi koridoru üzerindeki işgali konusundaki ısrarı, ateşkesin geleceğini ve Mısır ile İsrail'in ilişkilerini tehlikeye atıyor.

Özellikle Katar merkezli yayın organları ve müzakerelere yakın yetkililer, İsrail'in Gazze-Mısır sınırı boyunca uzanan ve Philadelphi koridoru olarak adlandırdığı bölgede işgalini sürdürmek konusunda geri adım atmadığını belirtiyor.

Peki İsrail'in 1979 yılında Mısır ve İsrail arasında imzalanan Camp David Barış Antlaşması'na, uluslararası kararlara ve ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasında bu bölgeden çekilme taahhüdüne rağmen geri adım atmaması, savaşın geleceğini nasıl etkileyecek?

Philadelphi koridoru, Mısır sınırının Gazze tarafında14 kilometre boyunca uzanan ve geçtiğimiz yıl Mayıs ayına kadar Gazze'nin, İsrail tarafından kontrol edilmeyen tek çıkışı olan Refah Sınır Kapısı'nı da içeresinde barındıran kritik bir bölge olarak öne çıkıyor.

Hamas ve Mısır İsrail kontrolüne neden karşı çıkıyor?

İsrail işgalinin ardından koridoru kontrol edebilmek için için kapalı yollar, çitler, nöbetçi kuleleri ve diğer askeri tesisler inşaa etmeyi planlıyor.

Hatta hala orada bulunan kontrol noktaları, İsrail'in bu bölgeden 2005'teki çekilmesinden önce Gazze üzerindeki açık uçlu askeri yönetiminin en görünür tezahürleri arasında yer alıyor.

İsrail bu kontrol noktalarının ve askeri faaliyetlerin, sözde "İsrail'in güvenliği" için olduğunu iddia etse de İsrail'in buradaki kontrolü, Filistin'in dış dünyaya açılan son kapısının da kapanması anlamına geliyor.

Askeri uzmanlara göre ayrıca; İsrail'in buradaki kalıcı askeri varlığı, sözde "yerleşimci" adı altında İsrail'in işgal konutları inşasını da hızlandırabilir ve Netanyahu'nun aşırı sağcı koalisyon ortaklarının açıkça talep ettiği Gazze'yi ele geçirme planını destekleyebilir.

Hamas İsrail'in tamamen geri çekilmesini talep ediyor ve Netanyahu'yu görüşmeleri sabote etmek için yeni koşullar koymakla suçluyor.

Mısır ise, İsrail'in sınır boyunca devam eden askeri varlığının, iki ülke arasında 1979'da imzalanan Camp David Barış Antlaşması'na tehdit ettiğini belirtiyor.

Ateşkesin geleceğine Netanyahu engeli

Gazze Şeridi hakkında Ocak ayında imzalanan ateşkes anlaşması, Netanyahu'nun yeni talepleri ve anlaşmanın ikinci aşamasında yer alan Philadelphi koridorundan çekilme maddesini uygulamak istememesi nedeniyle fesh olmanın eşiğinde.

Anlaşmanın ilk aşaması 6 hafta olarak öngörülmüşü ancak bu süre dolmasına rağmen ikinci aşamaya geçilemedi.

Anlaşma, her iki tarafın da rehineleri serbest bırakacağı, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden tamamen çekileceği ve Philadelphi koridorundan çekilmek de dahil olmak üzere, Gazze'nin yeniden inşa planının uygulanacağı ikinci ve üçüncü aşamaları öngörüyordu.

Ancak İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun İsrail'i savaşta tutmak için güçlü kişisel ve siyasi nedenleri var. Buna hükümetindeki Gazze politikası tüm Filistinlileri Gazze Şeridi'nden çıkarmak olan aşırı sağcılarla koalisyonu sürdürme ihtiyacı da dahil.

Nitekim bu nedenle Netanyahu'nun sabotaj adımları oldukça ilerlemiş durumda.

İsrail birinci aşama boyunca hava ve kara saldırılarıyla ateşkesi sık sık ihlal etti. Hamas'ın bu ihlallere karşılık vermemesi üzerine Netanyahu şimdi anlaşmanın ikinci ve üçüncü aşamalarının tamamını çöpe atmaya ve savaş ile ulaşamadığı hedeflerini masada dikte etmeye çalışıyor.

Netanyahu, anlaşmanın gerektirdiği gibi ikinci aşamanın ayrıntılarını müzakere etmek yerine, tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılacağı 50 günlük bir ateşkesi içeren bir formül üzerinde duruyor ve İran ya da Mısır'ı da içerisine alacak şekilde, Trump'ın kayıtsız şartsız destek sağlayacağı bir savaş ortamı yaratmaya çalışıyor.

Nitekim Mısır'ın Sina Yarımadası'na askeri yığınak yaptığına dair veriler özellikle son günlerde başta İsrail medyası olmak üzere Batı basınında sıkça yer alıyor.

Sonuç

Gazze konusunda Ocak ayında varılan anlaşmaya eğer bir alternatif düşünülecekse, bu alternatifin, kesinlikle Türkiye'nin de dahil olduğu bölge ülkelerinin garantörlüğü ve Arap devletlerinin insiyatifi ile sürdürülecek bir plan olması gerekiyor.

Zira; Hamas'a ve Filistin'e yönelik ortak hareket etmek konusunda neredeyse hiçbir zaman araya gelemeyen Arap devletleri, geçtiğimiz günlerde Kahire'de gerçekleşen Arap Birliği zirvesinde, Gazze Şeridi'nin yeniden inşası ve yönetimini ele alan bir Mısır planını onayladı.

Bu planın hayata geçirilmesi için hızlı davranılmalı ve Netanyahu'nun Trump'tan kayıtsız şartsız destek alacağı bir savaş planını yeniden hayata geçirmesinin önüne geçilmelidir.