Netanyahu'dan hain plan... İşgale devam edecekler

İsrail Başbakanı Netanyahu, savaşı sürdürerek hükümetinin geleceğini garanti altına almaya çalışıyor. İşgal hükümeti ateşkesin bozulduğu algısını yaratmaya yönelik adımlar atması bekleniyor. İç ve dış baskıların etkisiyle, Netanyahu'nun savaş stratejisinin uluslararası sonuçları da tartışma konusu olacak. İşte tüm detaylar...

AKSAM.COM.TR

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, savaşı devam ettirmemesi durumunda, hükümetinin olası düşüşü konusunda artan iç ve dış siyasi komplikasyonlar ile karşı karşıya.

Gazze'de devam eden ancak İsrail tarafından sürekli olarak ihlal edilen ateşkes anlaşması, İsrail tarihinin en aşırılıkçı koalisyonu tarafından hala tam olarak kabul edilmiyor ve ateşkes süreci, hem İsrail siyasi sistemi içindeki baskılar hem de uluslararası beklentiler nedeniyle artan bir istikrarsızlıkla karşı karşıya.

İSRAİL'DE SİYASİ ÇALKANTI!

Netanyahu, kilit koalisyon üyelerinin çekilme tehdidi karşısında iktidarın kontrolünü elinde tutmakta zorlanırken, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve eski Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Netanyahu'ya Gazze'deki askeri operasyonları yeniden başlatması için baskı yapıyor.

Ben-Gvir, Hamas'la yapılan ateşkes anlaşmasının ardından anlaşmayı "felaket ve utanç verici" olarak nitelendirerek istifa etti ve Smotrich de hükümeti çökertebilecek benzer bir hamleye dair Netanyahu'ya basın önünde sert mesajlar verdi.

Ayrıca ultra-Ortodoks (Haredi) partiler de, İsrail ordusuna katılmalarını gerektiren zorunlu askerlik yasasının kabul edilmesi halinde koalisyonu feshetme tehdidinde bulundu.

Tüm bu gelişmeler Netanyahu'yu zor bir duruma sokuyor. Zira Netanyahu, bir yandan hükümetin düşmesini engellerken bir yandan da aşırılık yanlısı grupların taleplerini dengelemek zorunda.

İsrail medyası Netanyahu ile Smotrich arasında gizli bir anlaşma yapıldığını ve Netanyahu'nun Gazze'de savaşa devam etme, Hamas'ı dağıtma ve Gazze Şeridi için alternatif bir yönetim organı kurma sözü verdiğini iddia etti.

İsrail Yayın Kurumu KAN da Netanyahu'nun Smotrich'e Batı Şeria'daki yerleşimlerin genişletilmesi konusunda serbestlik tanıdığını ortaya çıkardı ki bu Smotrich'in agresif bir şekilde savunduğu bir konu olarak göze çarpıyordu.

İsrail Savunma Bakanlığı'nda sözde "yerleşim" inşaatlarını denetleyen ikinci bir göreve sahip olan Smotrich, 2025 yılının Batı Şeria üzerinde tam İsrail egemenliği yılı olacağını açıkça ilan etti.

Hatta Smotrich bu süreçte yaptığı bir açıklamada; "İlhak ve egemenlik yoluyla Filistin devleti fikrini öldürmeliyiz," ifadelerini kullandı.

ABD'NİN BASKISI VE TRUMP'IN ROLÜ

Netanyahu geçen hafta ABD'yi ziyaret etti ve Beyaz Saray'a dönmeden önce Gazze'deki savaşın sona erdirilmesi için defalarca çağrıda bulunan Donald Trump ile bir araya geldi.

Ortak bir basın toplantısı sırasında Trump Gazze sakinlerinin sınır dışı edilmesi gerektiğini ve bölgenin ABD yönetimi altına alınması gerektiğini belirterek, seöim dönemi boyunca vaad ettiği tüm planların dışına çıkan bir yaklaşım sergiledi.

İsrail basınına göre Netanyahu ve Trump bu görüşmede ayrıca, İsrail ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesini, Ürdün ve Mısır'a baskı yapılması ve İran'a karşı "tam baskı" politikasına dair ayrıntıları görüştü.

Ancak Suudi Arabistan normalleşmeye ancak bağımsız bir Filistin devletinin kurulması halinde yanaşacağını, Ürdün ve Mısır ise Trump'ın Filistinlileri ülkelerine sürme fikrine sıcak bakmadığını açıkladı.

Smotrich ise Trump'ın teklifini bir ileri aşamaya taşıyarak, Suudi Arabistan ile yapılacak bir anlaşma ile bir Filistin Devleti'nin Suudi Arabistan'da kurulabileceğini öne sürdü.

ATEŞKESİN VE KOALİSYONUN İSTİKRARI

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre, İsrail kamuoyu yoklamaları Netanyahu'ya karşı muhalefetin zemin kazandığını gösteriyor. Ancak işte böyle bir ortamda Trump'ın Gazze hakkındaki açıklamaları Netanyahu'ya çok ihtiyaç duyduğu desteği sağlıyor.

Netanyahu koalisyonu ayakta tutmak konusunda özellikle savaşın devam ettirilmesi ve Haredi grupların zorunlu askerliği konusunda yoğun bir baskıyla karşı karşıya.

Zira; İsrail'in Ultra-Ortodoks partileri Shas ve Birleşik Torah Judaism, zorunlu askerliğin zorunlu hale getirilmesi halinde koalisyonu terk etme tehdidinde bulundu.

Tüm bu gelişmelere rağmen, Trump'dan aldığı destek nedeniyle Netanyahu'nun erken seçim çağrısı yapması pek olası görünmüyor. Netanyahu'nun halen yolsuzluk davalarıyla karşı karşıya olduğu düşünüldüğünde, zaferden emin olmadığı sürece seçimlerden kaçınacaktır.

Sonuç:

Gerek iç tehditler, gerekse de hem uluslararası hukuk hem de iç hukukta karşılaşacağı zorluklar nedeniyle hesap vermemek için iktidarını korumak zorunda olduğunun farkında olan Netanyahu, bunun şifresinin ise savaşı devam ettirmek olduğunu düşünüyor.

Netanyahu bu kaygılar içerisinde ve Trump'tan aldığı destek ile ateşkesin ikinci aşamasını Hamas'ın bozduğu algısını yayacak ve daha geniş cephede ise yine Trump'ın desteği ile İran'ı da sürece dahil edeceği bir süreci başlatacak gibi görünüyor.