İsrail Batı Şeria'yı ilhak etmeye mi hazırlanıyor? Trump'tan umutlular

İsrail yüksek olasılıkla Batı Şeria'yı ilhak etmeye hazırlanıyor. İlhak, Filistinlilerin özgürlüğüne giden yolda büyük bir darbe olacak ve muhtemelen yeni bir Filistin ayaklanması için katalizör görevi görecek.

Batı Şeria'nın ilhakı yıllardır İsrail'in gündeminde olsa da, bu kez, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in ifadesiyle "büyük bir fırsat" haline geldi.

Bezalel Smotrich'in Sivil İdare çalışanlarına yaptığı bir konuşmada; "Umarım yeni ABD yönetimi ile büyük bir fırsat yakalayacağız" dediği bildirildi.

Bu, diğer İsrailli aşırıcılar gibi Smotrich'in de Donald Trump'ın Beyaz Saray'a gelişi ile İsrail'in sınırlarının yasadışı olarak genişletilmesi arasında kurduğu ilk bağlantı değil.

İsrail aşırı sağını Trump'ın gelişi konusunda iyimser kılan iki faktör var.

Birincisi, Trump'ın görevdeki ilk döneminde, yerleşimlerin, Suriye'ye ait Golan Tepeleri'nin ve Kudüs'ün yasal statüsüne ilişkin Amerikan tutumunu tek taraflı olarak değiştirdiği İsrail deneyimi.

İkincisi ise Trump'ın Kasım ayındaki ABD seçimleri öncesinde yaptığı son açıklama.

Trump, Ağustos ayındaki bir etkinlikte İsrail yanlısı Stop Antisemitism grubuna hitap ederken İsrail'in haritada "çok küçük" olduğunu söyledi ve; "Daha fazlasını elde etmenin bir yolu var mı?" ifadelerini kullandı.

Herhangi bir tanıma göre saçma olan bu açıklama, bunu daha fazla ilhak için yeşil ışık olarak anlayan İsrailli politikacılar arasında sevinç yarattı.

İsrail'in sömürgeci genişleme hedefleri son günlerde bir destek daha aldı. Suriye'de Beşar Esad yönetiminin düşmesinin ardından İsrail derhal ülkenin büyük bir bölümünü işgal etmeye başladı ve başkent Şam'a 20 km'den daha az mesafedeki Kuneytra vilayetine kadar ulaştı.

Suriye'de yaşananlar önümüzdeki aylarda Batı Şeria'da yaşanacaklara örnek teşkil ediyor.

İsrail 1967 yılında Suriye'ye ait Golan Tepelerinin yaklaşık yüzde 70'ini işgal etti. Arap bölgesi üzerindeki yasadışı işgalini 1981'de Golan Tepeleri Yasası ile resmen ilhak ederek pekiştirdi. Bu yasadışı hamle, bir önceki yıl Filistin'e ait Doğu Kudüs'ün bir başka yasadışı ilhakından kısa bir süre sonra geldi.

O dönemde Batı Şeria resmen ilhak edilmemiş olsa da, Doğu Kudüs'ün sınırları şehrin tarihi sınırlarının çok ötesine geçerek Batı Şeria'nın büyük bir bölümünü yuttu.

Doğu Kudüs ve Golan Tepeleri gibi Batı Şeria da uluslararası hukuka göre yasadışı olarak işgal edilmiş topraklar olarak kabul edilmektedir.

Peki İsrail neden şimdi Batı Şeria'yı ilhak etmeye hevesli?

Trump'ın iktidara gelmesiyle bağlantılı "büyük fırsat" bir yana, İsrail son 14 aydır Gazze'ye karşı yürüttüğü soykırım savaşını herhangi bir uluslararası müdahale olmaksızın sürdürebilmesinin Batı Şeria'nın ilhakını küresel gündemde çok daha önemsiz bir mesele haline getireceğini düşünüyor.

Temmuz ayında Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail işgalinin hukuka aykırılığı konusunda kesin bir karar vermesine ve Kasım ayında Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin üst düzey İsrailli liderler hakkında tutuklama emri çıkarmasına rağmen, İsrail'i sorumlu tutacak hiçbir adım atılmamıştır.

Özellikle de İsrail savaşlarını ve yasadışı eylemlerini ABD'nin doğrudan desteğiyle yürütürken, Batı Şeria'nın ilhakının bu durumu değiştirmesi pek olası değildir.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Batı Şeria'nın önümüzdeki haftalarda ya da aylarda ilhak edilmesi gerçek bir olasılık.

Nitekim The Times of Israel'in 6 Aralık tarihli haberine göre Smotrich; "Batı Şeria'daki İsrail ve Filistin sivil işlerinden sorumlu Savunma Bakanlığı biriminin çalışanlarını" "İsrail'in bölgeyi ilhak etme planının bir parçası olarak birimi kapatma" planları hakkında bilgilendirdi bile.

Böyle bir ilhak Batı Şeria'nın yasal statüsünü değiştirmeyecek olsa da, orada yaşayan milyonlarca Filistinli için vahim sonuçlar doğuracaktır.

Zira ilhakın ardından Batı Şeria'nın tamamından olmasa bile büyük bir bölümünden şiddetli bir etnik temizlik kampanyası başlatılması muhtemeldir.

İlhak aynı zamanda Filistin Yönetimini de hukuken anlamsız hale getirecektir. Filistin Yönetimi, Oslo Anlaşmaları'nın ardından Filistin halkının gelecekte egemen olacağı beklentisiyle Batı Şeria'nın bazı bölgelerini yönetmek üzere kurulmuştu ancak bu hiçbir zaman gerçekleşmedi.

Filistin Yönetimi, yeni ilhak edilmiş bir Batı Şeria'da İsrail askeri yönetiminin bir parçası olarak işlevsel kalmayı kabul eder mi?

Filistinliler her zaman yaptıkları gibi kesinlikle direneceklerdir.

Direnişin niteliği İsrail planının başarısı ya da başarısızlığı açısından kritik önem taşıyacaktır.

Örneğin popüler bir intifada, İsrail ordusunu aşırı zorlayacak ve muhtemelen Filistinlileri bastırmak için daha önce görülmemiş derecede şiddet kullanacaktır.

Filistin'in ve aslında tüm bölgenin kargaşa içinde olduğu bir dönemde Batı Şeria'yı ilhak etmek, sürekli savaş için bir reçetedir.

Smotrich ve benzerlerinin bakış açısına göre bu gerçek bir "büyük fırsattır", zira bu onların gelecek yıllar boyunca siyasi olarak hayatta kalmalarını sağlayacaktır.