Hikmet Karamahmutoğlu
Süreç; anlaşmayı egemenliğinin ihlali olarak tanımlayan Somali ile Etiyopya arasında şiddetli bir diplomatik ve askeri gerilime yol açarken, aynı zamanda da Etiyopya'nın uzun süredir sorun yaşadığı Mısır ve Eritre'yi de içine çekme potansiyeli nedeniyle uluslararası alarm zillerini çaldırmıştı.
Somaliland 30 yıldan uzun bir süre önce Somali'den ayrıldı ancak Afrika Birliği veya Birleşmiş Milletler tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınmıyor. Somali hala Somaliland'ı kendi topraklarının bir parçası olarak görüyor.
Türkiye'nin devreye girmesine kadar ise; Etiyopya Başbakanı Abiy ve Somali Cumhurbaşkanı Mohamud, giderek tırmanan sorunlarla ilgili çok az ilerleme kaydetmiş ve sürecin zaman zaman çatışmaya dönüşme tehlikesi had safhaya çıkmıştı.
Gerilimin giderek artmasının ardından, özellikle son dönemde dünyadaki neredeyse her çatışma noktasında, hem diplomatik hem de askeri olarak sonuca yönelik etkin dış politikası ile ön plana çıkan Türkiye devreye girdi.
Taraflar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti ile Ankara'ya geldi ve görüşmelerin ardından Türkiye tarafından yayımlanan anlaşma metnine göre taraflar "görüş ayrılıklarını ve ihtilaflı konuları geride bırakma ve ortak refah için işbirliği içinde kararlılıkla ilerleme" konusunda mutabık kaldı.
Her iki taraf da Etiyopya'nın "Somali Federal Cumhuriyeti'nin egemen otoritesi altında" denize "güvenilir, güvenli ve sürdürülebilir erişimini" sağlayacak ticari düzenlemeler ve ikili anlaşmalar üzerinde birlikte çalışmayı kabul etti.
Bundan sonraki süreçte ise taraflar, Türkiye'nin hamiliğinde en geç Şubat ayı sonuna kadar teknik görüşmelere başlayacaklar ve bu görüşmeler en fazla dört ay içinde tamamlanacak.
Taraflar arasındaki süreçTürkiye'nin riyasetinde gerçekleşecek.
Türkiye aslında varılan mutabakattan çok önce devreye girerek, Temmuz ayından bu yana iki ülke arasında arabuluculuk yapıyor ve aralarındaki anlaşmazlıkları çözmeyi amaçlayan görüşmelere hamilik yapıyordu.
İmzalanan Ankara mutabakatının ardından konuşan Etiyopya Başbakanı Abiy; "Türkiye'de geçtiğimiz yıl meydana gelen yanlış anlamaları ele aldık. Etiyopya'nın denize güvenli erişim arzusu barışçıl bir girişimdir ve işbirliği ruhu içinde gerçekleşmesi gereken bir girişimdir" açıklamasında bulundu.
Somali Cumhurbaşkanı Mohamud ise anlaşmanın "aralarındaki farklılıklara son verdiğini" ve ulusunun "Etiyopya liderliği ve Etiyopya halkıyla birlikte çalışmaya hazır olduğunu" söyledi.
Anlaşmanın ardından Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, ABD ve İngiltere gibi ülkeler de, süreci Türkiye'nin başarısı olarak tanımlayarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a krizin önlenmesinde aldığı rol nedeniyle teşekkür etti.
Türkiye, daha önce de faaliyetleri olsa da özellikle 2011 yılında bölgede yaşanan kıtlık sırasında, Somali'nin yanında olarak ve insani destek sağlayarak önemli bir nüfuz kazanmıştır.
Bu süreç, Türkiye'yi Somali halkı ve idaresi gözünde önemli bir dost ve müttefik olarak konumlandırmıştır.
Türkiye bu dönemin ardından da Somali ile ilişkilerini sürdürmüş ve altyapı yatırımlarından eğitime, sağlık hizmetlerinden ticari yatırımlara kadar, Somali'nin kalkınmasına katkı sağlayan önemli bir aktör haline gelmiştir.
Türkiye, Etiyopya ile de güçlü ilişkilere sahiptir.
Türkiye, Etiyopya ile de ticaret, ekonomi ve altyapı projelerinde iş birliği yaparken, özellikle TB2 insansız hava araçları başta olmak üzere askeri alanda da etkin bir ortak konumuna gelmiştir.
Bu başarının temel taşı ise şüphesiz olarak Türkiye'nin her iki tarafla olan sıkı bağları, tarafsızlığını koruyabilmesi ve güvenilir bir ülke olarak kabul edilmiş olmasıdır.
Türkiye, Rusya-Ukrayna savaşı dahil olmak üzere Kafkasya'dan Ortadoğu'ya, Afrika'dan Orta Asya'ya kadar çok sayıda noktadaki sorunları çözen ülke olarak öne çıkarken, uzun bölgesel anlaşmazlıkların yaşandığı ve uluslararası aktörlerin müdahaleleriyle gölgelenmiş bir bölgede de etkisini bu şekilde ortaya koymuştur.
Nitekim Afrika Boynuzu'nun baskın askeri güçlerinden birisi olan Etiyopya, başlangıçta diyaloğun çıkarlarını tehlikeye atabileceğinden korkarken, ABD, Mısır ve BAE gibi ülkelerin arabulucuklarını reddetmiştir.
Ancak Türkiye, Somali ve Etiyopya'nın endişelerini gidererek arabulucu rolünü dikkatli ve tarafsız bir şekilde ayarlamış ve Türkiye'nin taraflarla olan güçlü ikili ilişkileri, görüşmelere ivme kazandırmada kilit rol oynamıştır.
Ankara mutabakatı, taraflar arasındaki ortak çıkarların ön plan çıkarılmasını sağlarken, geniş etnik çeşitliliğe sahip iki ülkenin de istikrarına ve bölgesel barışa katkıda bulundu.
ABD, anlaşmayı toprak bütünlüğü ve ekonomik işbirliği arasında kurulan önemli bir denge olarak tanımlayarak överken, İngiltere anlaşmayı "Afrika Boynuzu'nda işbirliğini, istikrarı, kalkınmayı ve refahı teşvik eden bir hamle" olarak tanımladı.
Avrupa Birliği ise yaptığı açıklamada; "Afrika Boynuzu'ndaki gerilimin azaltılmasında karşılıklı saygı ve diyaloğun ortaya çıkmasınında dolayı memnunuz. Her iki ülkenin birliğine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne desteğimizi yineliyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Birleşmiş Milletler tarafından yapılan açıklamada ise; "Türkiye'nin öncülüğünde Etiyopya ve Somali arasında Ankara Deklarasyonu'nun ilan edilmesini memnuniyetle karşılıyoruz." denildi.
Türkiye, işbirliğini karşılıklı yarar sağlayacak şekilde sunarak bir çıkmazı, çözüme ve ilerlemeye dönüştürdü ve kürsel sorunlardaki etkin diplomasisinin bir örneğini daha hayata geçirdi.