Dosya Haber
2024 yılının sonları, dünya için büyük değişimleri beraberinde getirebileceği değerlendirilen ABD seçimlerine ve Trump'ın seçim zaferine sahne oldu.
Peki 2025'in en önemli ve kritik 10 seçimi nerede yaşanacak. Zira; birçok ülke artan siyasi kutuplaşma, düzen karşıtı ayaklanmalar ve ekonomik zorluklar arasında mücadele ederken, bu seçimlerin takip edilmesi gereken önemli sonuçları olacak.
Darbeler, ekonomik sorunlar, popülist yaklaşımlar, göç ve ömrü aylar süre koalisyonlar...
İşte 2025 yılında izlenmesi gereken 10 seçim:
1. Belarus - Ocak
Belarus'ta seçmenler Ocak ayında cumhurbaşkanını seçmek üzere sandık başına gidecek. Ancak neredeyse tüm uluslararası kuruluşlara göre seçim ne özgür ne de adil olacak.
Ülkenin muhalefeti seçimin, Lukaşenko'nun 'kendi kendini yeniden ataması' ve gerçek bir rekabet olmaksızın devam eden yönetimini meşrulaştırmak olarak tanımlıyor.
Bu oylama ile ilgili asıl soru, 2020'de yapılan seçimlerin ardından ortaya çıkan kitlesel hareketelre benzer protestolara yol açıp açmayacağı olacak.
Avrupa Parlamentosu raporlar; 2020 seçimlerinden bu yana, on binlerce protestocunun tutuklandığını ve aralarında muhalif siyasi figürlerin de bulunduğu yaklaşık 1.300 kişinin hala Belarus'taki gözaltı merkezlerinde tutulduğunu belirtiyor.
Lukaşenko hükümeti Ukrayna'ya asker göndermemiş olsa da, Şubat 2022'deki savaşın ilk gününden bu yana Rusya'nın topraklarını Ukrayna'ya saldırılar için bir hazırlık alanı olarak kullanmasına izin verdi. Belarus'ta seçimle ilgili herhangi bir istikrarsızlık sadece Lukaşenko'yu değil Vladimir Putin'i de endişelendirecektir.
2. Almanya - Şubat
2024'ün Kasım ayında, ekonomik reform konusundaki derin ideolojik farklılıklar Olaf Scholz'un üç partili koalisyon hükümetini dağıttı ve bu gelişme ekonomik kriz içindeki Almanya'da seçimlerin Eylül 2025'ten Şubat ayına alınmasını neden oldu.
Kilit soru, Avrupa'nın en büyük ekonomisine yeniden canlılık kazandırmak için gereken zorlu siyasi tercihleri yapacak kadar güçlü bir yetkiye sahip bir kazananın çıkıp çıkmayacağı.
Ancak, özellikle Suudi Arabistan vatandaşı bir kişinin Aralık ayı ortasında Magdeburg'daki bir Noel pazarına düzenlediği ölümcül terör saldırısının ardından, göç konusu da ülkenin gündemi meşgul ediyor. Bu durumun da Şubat ayındaki tercihleri etkilemesi muhtemel görünüyor.
Aşırı sağcı olarak tanımlanan "Almanya için Alternatif partisi" son yıllarda göçmen karşıtı bir politika ile yükselişe geçti ve şu anda Scholz'un Sosyal Demokratlarının önünde ve muhafazakâr Hıristiyan Demokrat Birliği'nin ardından ikinci olarak yaklaşık %20'lik bir oy oranına sahip.
Elon Musk'ın bu partiye destek vereceği de konuşulurken, böyle bir durum partiyi daha da güçlendirebilir.
Scholz, seçimlerine ardndan Alman Parlamentosu Nisan ya da Mayıs ayında yeni bir başbakan seçene kadar geçici bir hükümete liderlik edecek. Scholz'un partisi CDU'nun liderliğini sürdürmesi halinde, parti başkanı Friedrich Merz muhtemelen bir sonraki başbakan olacak.
Ancak oylar sayıldıktan sonra CDU, geleneksel olmayan partilerden gelen popülist saldırılar karşısında siyasi konumunu koruyabilecek kadar güçlü bir iktidar koalisyonu kurabilecek mi? Asıl soru bu olacak.
3. Avustralya - Mayıs
Avustralyalılar bu yıl, İşçi Partisi'nin muhafazakar Liberal Parti'nin dokuz yıllık hakimiyetine son verdiği 2022'den bu yana ilk kez sandık başına gidecek.
İşçi Partisi iktidardayken, Avustralya'nın Çin'le olan derin ekonomik bağlarını korurken Pekin'in bölgesel iddiasını geri püskürtme çizgisinde ustalıkla yürüdü ve reşit olmayanlar için dönüm noktası niteliğinde ve popüler bir sosyal medya yasağı getirdi.
Ancak Avustralyalılar için asıl mesele bunların hiçbiri değil. Asıl mesele ekonomi.
Bir sektörel ankete göre seçmenlerin %90'ından fazlasının en büyük kaygısı olan konut maliyetlerinin yükselmesi İşçi Partisi'ni zor durumda bıraktı. Son aylardaki konut yasası telaşı çok az ve çok geç oldu. Geçtiğimiz yıl maaşlar enflasyondan daha hızlı artmış olsa da, kötü ekonomik gelişmeler ücret artışına da yayılıyor.
Diğer yandan anketlere göre; ne Başbakan Anthony Albanese ne de ana rakibi Liberal Parti lideri Peter Dutton tam anlamı ile iktidarı elde edecek sonuca ulaşamıyor.
Ancak ülkenin seçim sistemi nedeniyle, kim kazanırsa kazansın kolaylıkla bir azınlık hükümeti kurulabilir ve Avustralyalılar büyük sorunları çözmekte zorlanabilecek zayıf bir hükümetle baş başa kalabilir.
4. Filipinler - Mayıs
Son iki yılda, 1965-1986 yılları arasında takımadaları yöneten aynı isimli diktatörün oğlu olan Başkan Ferdinand Marcos Jr'ın Çin'den uzaklaşıp geleneksel müttefiki ABD'ye yönelmesiyle Manila'nın dış politikası radikal bir şekilde yeniden şekillendi.
Ancak bu değişim Marcos'un selefi Rodrigo Duterte ile arasında büyük bir çatlağa neden oldu ve yaklaşan ara seçimleri bir hanedan kavgası gibi gösteriyor.
Duterte'nin kızı Sara Duterte, Marcos'un başkan yardımcısı ve ikisi arasındaki ilişkiler en hafif tabirle soğuk. Kasım ayında yaptığı bir konuşmada, "Bu ülke cehenneme gidiyor çünkü nasıl başkan olunacağını bilmeyen ve yalancı bir kişi tarafından yönetiliyoruz" demiş ve ardından hayatına yönelik tehdit iddialarına değinerek kendi misilleme suikastlarını düzenleyebileceğini ima etmişti.
Yorumlarının bir tehdit olduğunu reddetti. Ancak şimdi tehditler, fonların kötüye kullanıldığı iddiası ve anayasayı ihlal etmekten dolayı üç görevden alma şikayetiyle karşı karşıya.
Ve iş daha da ilginç bir hal alıyor.
Rodrigo Duterte, 20 yılı aşkın bir süredir görev yaptığı güneydeki en büyük metropol olan Davao City'nin belediye başkanlığına adaylığını koyuyor. Bu bir tesadüf değil. Zira oğlu şu anda orada belediye başkanlığı görevini yürütüyor ve Duterte'nin isminin oy pusulasında yer almasının, açık olan senato ve meclis koltuklarının Duterte'ye sadık kişilerle doldurulması için kendi tabanını harekete geçirmeye yardımcı olacağı umuluyor.
Bu da Marcos'un görev süresinin ikinci yarısındaki icraatlarını kontrol etmesine ve Sara'yı 2028'de en tepedeki koltuğa oturmaya hazırlamasına olanak tanıyacak. Kısacası Filipinleri, 2025 yılında "Game of Thrones" gibi bir iktidar mücadelesi bekliyor.
5. Bolivya - Ağustos
Karayla çevrili And devletinde bu yıl, görevdeki Devlet Başkanı Luis Arce'ye karşı yapılan darbe girişimi ve akıl hocası eski Devlet Başkanı Evo Morales'e yönelik suikast girişimi iddiaları nedeniyle siyasi ortam gerildi.
Aralarındaki rekabet, Güney Amerika'nın en yoksul ülkesinde, bir zamanlar patlama yapan doğal gaz endüstrisinin iflas etmesiyle birlikte belirsiz bir ekonomik geleceği de beraberinde getiriyor.
Vatandaşlar aylardır karşılanamaz yakıt ve enerji fiyatlarına karşı gösteriler düzenliyor. Ancak adalet sistemini siyasi rakiplerine karşı silahlandırmakla meşgul olan ve Bolivya siyasetine hakim olan sol kanat Sosyalizm Hareketi partisini kontrol etmek için manevralar yapan yetkililerden çok az yardım alıyor.
Ayrıca, soldaki bölünmeyi kendi adaylığını ilerletmek için kullanabilecek bir muhafazakar olan Manfred Reyes Villa'yı da iktidar mücadelesi sırasında izleyeceğiz.
6. Arjantin - Ekim
Arjantin Ekim ayında parlamentonun yarısı ve senatonun üçte biri için yapılacak ara seçimlere giderken oy pusulasındaki en temel soru ekonomi olacak.
Onlarca yıllık kötü ekonomik yönetimi ülkede üç haneli enflasyon ve kronik borç krizlerini tırmandırırken, kendisini anarko-kapitalist olarak tanımlayan yeni başkan Javier Milei, kamu harcamalarını ve narkotik çeteleri ortadan kaldırmaya yönelik radikal adımlar attı.
Latin Amerika'nın üçüncü büyük ekonomisi 2024'ün sonlarında resesyondan çıktı. Enflasyon aylık %25'ten %3'ün altına düştü. Ekonomistler 2025 yılında ekonominin %5'e kadar büyümesini bekliyor.
Ancak yaptığı harcama kesintilerine karşı büyük protestolar oldu. Ve henüz enflasyonu yeniden tetikleyebilecek sermaye kontrollerini kaldırmak gibi bazı büyük ve potansiyel adımlar atmadı.
Milei'nin küçük, özgürlükçü partisi La Libertad Avanza şu anda her iki mecliste de çoğunluğa sahip değil. Ancak 2025 seçimlerinde bunu değiştirmeyi umuyor.
7. Çek Cumhuriyeti – Ekim
Son anketlere göre; AB ile çatışan ve Ukrayna'ya desteğe şüpheyle yaklaşan popülist milyarder Andrej Babis'in ANO partisi, Başbakan Petr Fiala'nın mevcut merkez sağ koalisyonundan duyulan memnuniyetsizlik ve daha geniş çaplı huzursuzluğun ortasında bu sonbaharda yapılacak parlamento seçimlerinde büyük bir geri dönüş yapmaya hazır görünüyor.
Babis 2017-2021 yılları arasında ülkede başbakanlık yaptı ve 2023'te cumhurbaşkanlığı seçimlerini Ukrayna'yı güçlü bir şekilde destekleyen eski bir NATO generali olan Petr Pavel'e yaklaşık 20 puan farkla kaybetti.
Ancak mevcut iktidar koalisyonunun çalkantı içinde olması ve ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın ülkedeki savaşı sona erdirmek için yapacağı olası bir hamle öncesinde "Ukrayna yorgunluğunun" artmasıyla birlikte Çekler yeniden değişim havasına girdi.
Yakın zamanda yapılan çarpıcı bir anket, Çeklerin yarısından daha azının 1989'da komünizmin çöküşünden bu yana hayatın iyileştiğini düşündüğünü gösterdi.
Anketler 2025'e girerken ANO'nun %30, iktidar koalisyonunun ise %20 desteğe sahip olduğunu gösteriyor.
8. Tanzanya – Ekim
Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan'ın, altmış yıldır iktidarı elinde tutan Chama Cha Mapinduzi (CCM) yönetiminde yeniden seçimleri kazanması bekleniyor. Hassan muhtemelen Tanzanya'nın ana muhalefet partisi Chadema'nın şu anki başkanı olan deneyimli siyasetçi Tundu Lissu ile karşı karşıya gelecek.
Ülkede siyasi mitingler yasak, medya sadece iktidara ait ve muhalefet partilerininin üyeleri, diğer partilere üye olmak için iktidar partisinden izin almak zorunda.
Tanzanya Afrika'nın beşinci büyük devleti ve Çin sekiz yıldır Tanzanya'nın ana ticaret ortağı. Çin ayrıca yakın zamanda duyurulan Zambiya ile demiryolunun yeniden canlandırılması da dahil olmak üzere birçok mega projeyi finanse etti.
Çin'in Tanzanya'nın iktidar partisi ile yakın bir ilişkisi var ve Çin, Dar Es Salaam'ın dışında Afrikalı politikacılara Çin'in otoriter modelini nasıl taklit edecekleri ve ülkelerinde ÇKP'nin 60 yıllık hükümdarlığı gibi tek parti yönetimini nasıl güçlendirecekleri konusunda danışmanlık yapan bir siyaset okulu işletiyor.
9. Kanada - Ekim
Kanada yasaları bir sonraki federal seçimin 25 Ekim 2025'e kadar yapılmasını gerektiriyor, ancak bu çok daha erken olabilir.
2015'ten bu yana iktidarda olan Liberaller, geçtiğimiz Eylül ayında sol eğilimli Yeni Demokrat Parti'nin resmi desteğini kaybederek güvensizlik oylamasına açık hale geldi.
NDP lideri Jagmeet Singh 20 Aralık'ta böyle bir oylamayı ilk fırsatta tetikleyeceğini açıkladı. Ancak Avam Kamarası 27 Ocak 2025'e kadar tatilde. Bu durum Muhafazakar lider Pierre Poilievre'nin Kanada'nın devlet başkanı sıfatını taşıyan Genel Vali Mary Simon'dan Meclisi daha erken bir tarihte toplamasını istemesine yol açtı ki bu da anayasal olarak mümkün değil zira Simon sadece başbakandan tavsiye alıyor.
Muhafazakârlar, anketlerde 23 puan önde oldukları için daha erken bir seçim istiyor.
Diğer yandan, Trump yönetiminin Kanada'nın ABD'ye ihracatına %25'e varan gümrük vergisi getirme vaadinden duyulan endişe ülkedeki siyasi ortamı etkiliyor.
Seçmenlerin yalnızca %19'unun Trudeau'nun lider olarak görevde kalması gerektiğini düşündüğü bir dönemde, birçok kişi oylamayı bir referandum olarak da görüyor.
10. Şili – Kasım
Güney Amerika'nın en müreffeh ekonomisi olarak kabul edilen ülke, son birkaç yıldır zorlu bir siyasi süreç yaşadı. Anayasa reformuna yönelik art arda iki girişim başarısız oldu ve iktidardaki Başkan Gabriel Boric'i de beraberinde götürdü.
Çünkü anayasal olarak bir dönem daha görev yapması yasak.
Ancak Şilililer büyük bir anayasal değişiklikten ziyade ekonomik büyüme ve kısmen Venezuela'dan gelen organize suç çeteleri nedeniyle artan uyuşturucu suçları ve şiddetle mücadele için ciddi bir girişimde bulunulmasını istiyor.
Tüm bunlar Şili'de de kıyasıya bir iktidar mücadelesinin 2025 yılında gerçekleşeceğini ortaya koyuyor.