Zümrüdüanka kuşu efsanesi (hikayesi) nedir? Zümrüdüanka ne demek, ne anlama geliyor?

Zümrüdüanka kuşu efsanesi, Fox Tv ekranlarında yayınlanan dizi hayranları tarafından merak ediliyor. Alp Navruz ve Ceren Yılmaz'ın başrol oynadığı dizi Zümrüdüanka'nın yeni sezonu 12 Eylül akşamı başlıyor. Demirkan Konağı'nda, yepyeni bir dönem başlamıştır. Serhat, Zümrüt'ün yokluğunda yeni hayatına alışıp, acılarıyla başa çıkmaya çalışır.

Fox Tv ekranlarında yayınlanan ve yeni sezonu heyecanla beklenen dizi Zümrüdüanka'da neler yaşanacağı merak ediliyor. Alp Navruz ve Ceren Yılmaz'ın başrol oynadığı dizinin hayranları Zümrüdüanka kuşu efsanesini araştırıyor. Peki, Zümrüdüanka ne demek? Zümrüdüanka kuşu efsanesi nedir?

ZÜMRÜDÜANKA NE DEMEK, ANLAMI NE?

Simurg veya bir diğer ismiyle Zümrüdüanka efsanevi bir kuştur. Pers mitolojisi kaynaklı olsa da zamanla diğer Doğu mitoloji ve efsanelerinde de yer edinmiştir. Sênmurw (Pehlevi) ve Sîna-Mrû (Pâzand) diğer isimlerindendir. Ayrıca zaman zaman sadece Anka kuşu olarak da anıldığı olmuştur. Türk mitolojisindeki karşılığı, Hüma Kuşu veya Tuğrul kuşu'dur.

Türk Mitolojisi'nde "Anka Kuşu" veya "Tuğrul Kuşu" olarak anılan bu kuş yabancı kaynaklarda ise "Phoenix" olarak geçmektedir. Zümrüdüanka Kuşu'nun insan gözüyle göremeyeceği yükseklikte uçtuğu ve Kaf Dağı'nda yaşadığı söylenmiştir. Bazı efsanelerde 500 sene yaşadığı anlatılmaktadır.

ZÜMRÜDÜANKA EFSANESİ NEDİR?

Mistik kuş Simurg Fars sanatında kuş şeklinde, kanatlı dev bir yaratık olarak resmedilmiştir. Zaman zaman köpek başına ve aslan pençelerine sahip bir tavus kuşu olarak da resmedilmiştir. Bazen insan yüzü ile de resmedildiği olmuştur. Bir bölümü memeli olduğu için yavrularını emzirirdi. Yılanlara karşı bir düşmanlığı vardı ve yaşadığı yer fazlasıyla sulaktı. Bir antik İran tanımında Simurg'un kendisini alevlerle kaplayana kadar 1700 yıl yaşar, daha sonraki tanım ve kayıtlarda ise onun ölümsüz olduğu ve Bilgi Ağacı'nda bir yuvası olduğundan bahsedilmiştir.

İran efsanesine göre, bu kuş o kadar yaşlıdır ki dünyanın yıkılışına üç kez tanık olmuştur. Tüm bu zaman boyunca, Simurg o kadar çok öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip olmuştur.

Sasani Persler Simurg'un yere bereket bahşedeceğine ve dünya ile göğün arasındaki birliği sağlayacağına inanırlardı. Yaşam ağacı, Gaokerena'da tünediğine ve her türlü şeytani şeyi tedavi eden, düzelten kutsal Haoma bitkisinin yöresinde yaşadığına inanılırdı. Daha sonraki İran geleneklerinde Simurg ilahiliğin bir sembolü haline gelmiştir. Ayrıca, Sên-Murv/Simurg Pers edebiyatında Homâ olarak tanımlanmış, Arapça'ya ise Rukh olarak girmiştir.

Simurg uçuşa kalktığında, bilgi ağacının yaprakları titrer her bitkinin tohumlarının dökülmesine neden olurdu. Bu tohumlar dünyanın her yanına dağılır gelmiş geçmiş her bitki çeşidinin kök almasını sağlar ve böylece de (bu bitkiler yoluyla) insanoğlunun tüm hastalıklarını tedavi ederler. Simurg'un tüylerinin bakır renginde olduğu söylenmiştir. Her ne kadar başlarda bir köpek-kuş olarak tasvir edilse de, daha sonraları sıklıkla bir insan veya köpeğin başıyla gösterilmiştir. Onun iyilik sever bir doğası olduğu ve kanatlarının bir dokunuşunun her türlü hastalık veya yarayı tedavi edeceğine inanılırdı.

ŞAHNAME'DE SİMURG

Firdevsi'nin destansı eseri Şahname'de (Şahların Kitabı) Simurg en tanınmış halini almıştır. Şahname'de Simurg'un Prens Zal ile olan ilişkisi yer alır. Şahname'ye göre Kral Sam'ın oğlu Zal albino olarak doğmuştur. Kral Sam albino oğlunu görünce, çocuğun şeytanların tohumu olduğunu düşünüp çocuğu bir dağa terk etmiştir. Çocuğun ağlayışlarını duyan yumuşak kalpli Simurg çocuğu alıp büyütür. Zal her türlü bilgiye sahip Simurg'dan hikmet almış birçok şey öğrenmiştir. Yine de büyüyüp bir yetişkin olduğu zaman insanların dünyasına girmek ister. Simurg çok üzülse de, ona bir tane altın tüy verip gitmesine izin vermiştir. Eğer Zal, Simurg'un yardımına ihtiyaç duyarsa bu tüyü yakacaktır.

Krallığına döndüğünde Zal güzel Rudaba'ya aşık olur ve onunla evlenir. Karısı bir oğula hamile kalır fakat doğum zamanı geldiğinde birçok sorun yaşarlar. Zal karısının doğum sırasında öleceğini fark eder ve tam Rudabah ölüme yakınken Zal Simurg'u çağırmaya karar verir. Ortaya çıkan Simurg Zal'ın bir tür sezaryen benzeri yöntem uygulamasını sağlar ve Rudabah ile çocuğun hayatını kurtarır. Bu çocuk daha sonra en ünlü ve büyük Pers kahramanlarından biri olacak Rüstem'dir.