Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK), hudutlarda ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak için Suriye'nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesinde PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ mensubu teröristleri etkisiz hale getirmek, dost ve kardeş bölge halkını bunların baskı ve zulmünden kurtarmak amacıyla 20 Ocak'ta başlatılan harekat sürüyor.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, harekatın başlangıcından bu yana etkisiz hale getirilen 2059 teröristten 58'i sağ ele geçirildi.
Teröristler, ele geçirildikleri bölgelerdeki çatışmalar sırasında operasyona katılan birliklerce çatışma bölgesinden çıkarılarak, kontrol altındaki emniyetli alanlara sevk edildi.
Sağ ele geçirilen teröristler daha sonra TSK unsurlarınca, yurt içindeki adli işlemlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla ilgili adli mercilerin talimatları doğrultusunda genel kolluk güçlerine teslim edildi.
"Terörist de olsa adaletin işletildiği bir mekanizma var"
Güvenlik ve Terör Uzmanı Abdullah Ağar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, temelde Mehmetçik'in insanlığa ilişkin ortaya koyduğu önemli bir refleksin yer aldığını belirterek, "Kendisine kurşun sıkmış olsa bile, kendisine kurşun sıkan bir terör yapılanması içinde faaliyet göstermiş olsa bile 'aman' dileyene, teslim olana veya bir şekilde sağ ele geçirilene dokunulmaması doğrultusunda çok önemli bir fotoğraf var." dedi.
Mehmetçik'in ortaya koyduğu refleksin, bölgedeki çözüme ilişkin rol model olduğunu vurgulayan Ağar, şöyle konuştu:
"Mehmetçik, ele geçirdiği silahlı unsurları yani teröristleri, kendisine kurşun sıkmış olsa bile istismar etmiyor yani kanunu işletiyor. Kişilerin kanun olmadığı, kişilerin travmalarıyla beraber ürettikleri vicdanlarının kanun olmadığı, kanunların işlediği bir fotoğraf var. Türk Silahlı Kuvvetleri, teröristleri, kendisi ateş altında kalma pahasına olsa bile o topraklardan sağ çıkarıyor, onlara ihtimam gösteriyor ve bir şekilde onları adli makamlara teslim ediyor. En zor koşullarda dahi hukuki süreci işletiyor. Bu, coğrafyanın aradığı adalete dair bir çözümü de beraberinde getiriyor. Terörist de olsa adaletin işletildiği bir mekanizma var."
Teröristleri sağ ele geçirmenin zorlukları
Teröristleri sağ ele geçirmenin zorluklarına işaret eden Ağar, teröristlerin ilginç motivasyonları olduğunu, bazılarının ise uyuşturucu ve cesaret hapı da kullandığını belirtti.
"Teslim oluyoruz." diyerek, bunu bir maske olarak kullanan teröristlerin, yaklaştıktan sonra kendisini patlatabildiğine dikkati çeken Ağar, "Daha önce Güneydoğu'daki mücadele alanlarında da görülmüştü, teslim olan teröristlerin, diğer teröristlerce vurulma riski bulunuyor. Diğer taraftan teröristi canlı şekilde teslim almaya çalışırken, Mehmetçik'in karşı karşıya kaldığı taktik zorluklar var. Çünkü kendinizi bir şekilde deşifre etmeniz, göstermeniz gerekiyor. Bu da teröristler tarafından ateş altına alınmanız gibi riskler üretiyor. Teröristleri sağ almanın bu açıdan zorlukları var." değerlendirmesini yaptı.
Ortaya konulan tavrın, Mehmetçik'in yüksek bir ideal, disiplin ve ruha sahip olduğunu gösterdiğini dile getiren Ağar, şunları söyledi:
"Çünkü orada bir şekilde 'aman' dileyen veya artık ateş edemeyecek şekilde köşeye sıkışan bir insan var. Geliyor, 'Teslim olacağım.' diyor ve siz onları bir şekilde oradaki ateş alanlarından, çatışma alanlarından kendi canınızı ortaya koyarak çıkartıyorsunuz. Çok özel ve anlamlı bir fotoğraf. Bu coğrafyada kimse bir başkası için fedakarlık üretmiyor ama Mehmetçik gerek kendi toprak bütünlüğü gerekse Suriye'nin istikrarı ve huzuru açısından çok önemli gayret ortaya koyuyor. Burada aslında çok güzel bir model var, bunun görülmesi gerekiyor. Sonuçta bizim ortaya koyduğumuz bu gayret başkalarının işine gelmiyor. Birileri bu coğrafyayı terör örgütleri üzerinden parçalamayı gözüne kestirdiği için Türkiye'nin, Suriye'nin üniter yapısından yana koyduğu bu refleks açıkçası birilerini çok fazla rahatsız etmiş durumda."
"Teröristler içinde kırılganlığa sebebiyet verdiği açık"
Ağar, teröristlerin teslim olmasının diğer teröristler üzerinde oluşturduğu etkiye ilişkin, "Teslim olan teröristlerin, daha sağlıklı, güvenli bir ortama kavuşması, bizim terörle mücadeledeki etkinliğimizi çok artırıyor. Diğer taraftan da bölücü terör örgütü altındaki teröristlerin zihinlerine bir ümit sokuyor. Çünkü Türk askerinin merhametine sığındıkları zaman yaşayabilecekleri, varlıklarını devam ettirebileceklerine dair bir ümit de ortaya çıkıyor. Teröristler içinde bir kırılganlığa sebebiyet verdiği açık. Bu, numara veya poz değil, doğal bir sonuç. Bunu da vurgulamakta fayda var." diye konuştu.
Ağar, Mehmetçik'in, teslim olan teröristlere yönelik davranışıyla ilgili şunları kaydetti:
"Bölücü örgütün başındaki terörün baronları, bölücü örgütün kimyası, ideolojisi, insanları istismar etmekle kalmıyor aynı zamanda insanların bir şekilde bölücü örgüt tarafından kullanılmasına, onların o yapı altında bir şekilde canının gitmesine ve geleceğe dair düşmanlık tohumları atılmasına sebebiyet veriyor. Sonuç olarak sosyolojik travmanın ortadan kaldırılması adına ele geçirilen teröristlere yapılan muamele çok önem kazanıyor, örnek oluşturuyor. Çünkü biz Güneydoğu'daki mücadele alanlarında bunu hep yaptık. 'Aman' dileyen, teslim olan teröriste hiçbir zaman kötü davranmadık, kanunu işlettik. Yani hemen kanuni mekanizmalar devreye girdi. Siz kanun devleti olduğunuzu gösteriyorsunuz. Sonuçta Türk ordusu, bir kanun ordusudur."
TSK'nin sivil hassasiyeti
Türk Silahlı Kuvvetlerince, Zeytin Dalı Harekatı, sivillere zarar gelmemesi için hassasiyetle yürütülüyor.
Teröristlerin "canlı kalkan" stratejisi karşısında TSK ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), sivillere yönelik hassasiyetini, Türkiye'nin tarihi miras ve kültürel değerlerine uygun olarak özenle sürdürüyor.
Harekatın planlama ve icrasında yalnızca teröristler ve bunlara ait barınak, sığınak, mevzisi, silah, araç ve gereçler hedef alınırken sivillerin ve çevrenin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyet gösteriliyor.
Harekatın başlangıcından itibaren özellikle harekat alanındaki dini ve kültürel yapılar, tarihi eserler ve arkeolojik kalıntılarla kamu yararına faaliyet gösteren tesisler, TSK unsurlarının hedefleri arasında yer almıyor.
Hava Kuvvetleri Komutanlığınca, harekatta uluslararası hukuk ve anlaşmalar tarafından yasaklanan mühimmat kullanılmıyor, bu tür mühimmat, TSK'nin envanterinde de yer almıyor. Harekat kapsamında kara ateş destek vasıtaları da aynı esaslarla hareket ediyor.
Kullanılan silah ve mühimmat dahil tüm faaliyetler, silahlı çatışma hukukuna uygun ve meşru zeminlerde yürütülüyor.
Türk topçusu sivilleri vurmadı
TSK'nin sivil hassasiyeti, 23 Şubat'ta harekatın sürdüğü Afrin bölgesine silah ve mühimmat sevkiyatı için yola çıkan 30-40 araçlık konvoyun, silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile görüntülenerek, kara ateş destek vasıtalarıyla bombardımana tutulması ve sıfır hatayla imha edilmesinde de gözler önüne serildi.
TSK'nin ateşi öncesinde, Afrin'e yaklaşan iki konvoy tespit edilmiş, bunlardan biri, Afrin'in güneyindeki Basutah bölgesinden gelen ve içinde sivillerin bulunduğu konvoy olduğu belirlenmişti.
Diğerinin ise terör örgütüne mühimmat götürdüğü anlaşılan konvoydu. TSK unsurları, içinde sivillerin yer aldığı konvoya müdahalede bulunmazken mühimmat yüklü araçların yer aldığı konvoyu vurduğu ortaya çıkmıştı.
TSK unsurlarının, havadan en ince ayrıntısına kadar tespit ederek müdahalede bulunmadığı sivil konvoyunun görüntüleri de Genelkurmay Başkanlığınca basınla paylaşılmıştı.
"Canlı kalkan" yapılan köylüleri Mehmetçik kurtardı
Dünya kamuoyunu Zeytin Dalı Harekatı'nda "sivil katliamı yapıldığı" yalanıyla yanıltmak için kara propaganda yapan terör örgütü PYD/YPG/PKK'nın sivilleri nasıl "canlı kalkan" olarak kullandığı da ortaya çıktı.
Afrin'de teröristlerden temizlenen Maskah köyünde elleri bağlanarak çevresine mayın ve el yapımı patlayıcı tuzaklanan 4 ihtiyar köylü, terör örgütü YPG/PKK'nın, Afrin'de silah zoruyla kaçırdığı sivilleri canlı kalkan yaptığının kanıtı olmuştu.
Mehmetçik'in sivil hassasiyeti sayesinde ölümden kurtulan yaşlı köylüler, TSK unsurlarınca mayın ve el yapımı patlayıcıların etkisiz hale getirilmesinden sonra emniyetli şekilde hudut karakoluna sevk edilmişti.