Zekai Aksakallı darbenin seyrini değiştiren 'o' anları anlattı

15 Temmuz'da darbeci askerlerin Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmesine yönelik yürütülen soruşturma tamamlanarak, iddianame hazırlandı.

İddianamede müşteki olarak yer alan, darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'nin öldürülme emrini vererek kalkışmanın seyrini değiştiren Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı, kendisini kaçırmak isteyen darbecilerin elinden nasıl kurtulduğunu ve sonrasında Ömer Halisdemir ile yaptıkları telefon görüşmelerini anlattı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Cumhuriyet Savcısı Velihattin Eldemir tarafından hazırlanan iddianamede, 69 şüphelinden 38'i için, 4 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 42.5 yıla kadar hapis, 31 sanık için ise 3'er kez müebbet ve 22.5 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede o gece şehit edilen Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir'in yakınları ve Halisdemir'e Semih Terzi'nin öldürülmesi emrini veren Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı müşteki olarak yer aldı.


'TOPLANTIDA ORGENERAL YAŞAR GÜLER'İN ÖNÜNE BİR NOT BIRAKILDI'

Aksakallı'nın iddianamede, olay gününü anlattığı ifadesi 9 sayfa tuttu. İfadesinde, 15 Temmuz'da, saat 14.00'te Genelkurmay İkinci Başkanı başkanlığında yapılacak yıllık 'Terörle Mücadele' toplantısına katılmak için Özel Kuvvetler komutanlığı kışlasından, öğlen saatlerinde ayrıldığını anlatan Zekai Aksakallı, "Darbeci general Semih Terzi, öğleden önce babasının rahatsızlığını ifade ederek izin talebinde bulunması üzerine o güne planlı Özel Kuvvetler kurye uçağından istifade ederek Ankara'ya gelmesine müsaade ettim. Aynı gün saat 14.00'te Genelkurmay karargahındaki 'Terörle Mücadele' toplantısı başladı.

Tam saatini hatırlamıyorum ama 16.00-17.00 arasında Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in önüne bir not bırakıldı. Bunun üzerine Yaşar Güler toplantıdan ayrıldı. Toplantı devam ederken, toplantıya başkanlık eden Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar'a da bir not iletildi. O da toplantıdan ayrılınca bir şeyler olduğu şüphesiyle, toplantıya başkanlık eden Genelkurmay MEBS başkanı Uğur Tarçın'dan izin alarak geri dönmek üzere toplantıdan ayrıldım" dedi.

'ARBEDE SIRASINDA EŞİM KOLUNDAN YARALANDI'

Neler olduğunu anlamak isterken Genelkurmay'da MİT görevlilerinin de olduğunu öğrendiğini, komutanlarla da görüşemediğini anlatan Aksakallı, "Bir arkadaşımın kızının düğünü olması nedeniyle karargahtan ayrılıp evime gittim. Saat 20.00'da Beştepe'de bulunan Gazi Orduevi'ndeki düğüne gitmek üzere eşim ve araç şoförü Aykut Yurtseven ile sivil makam aracımla evden çıktık. Saat 20.15 sularında salona ulaştık.

Düğün bitimi saat 21.30 sularında düğün salonundan çıkarken kapının önünde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi gördüm. Elinde telefon ile bir yeri aramaya çalışıyordu. Bana, 'Genelkurmaya ulaşamıyorum, herhalde siber saldırı var? Nedir?' dedi. Sivil araca binerek orduevinden ayrıldık. Orduevinden anayola çıkışa yaklaşık 30-40 metre kala yamaç olan yolda siyah renkli Mercedes Vito marka bir minibüs hızla yanımızdan geçerek ani frenle önümüzde durdu. Bulunduğum araç da ani fren yaparak, Vito’nun arkasında tampon tampona sarsıntılı bir şekilde durdu. Aynı zamanda arabanın soluna gri renkli bir binek araç yaklaştı.

Vito’dan inen sivil giyimli iki kişi, oturduğum sağ arka kapıya yaklaşarak, camdan 'bizimle geleceksiniz' dedi. Bu iki kişinin birinin elinde silah vardı ve silahı yere doğru tutuyordu. Kapıyı açıp araçtan inmeye çalışan şoförüme 'araçtan inme, kapıları kilitle' talimatı verdim. Camdan onlarla konuşurken kolumu çekiştirdiler. Bunun üzerine eşim yanımdan önüme atlayınca sol kolundan yaralandı. Bunun üzerine 'şerefsizler durun geliyorum' diyerek sağ arka kapıyı açarak inecek gibi yaptım. Sağ ayağımla öndekine tekme atınca, ikisi birden sendeledi. Geri viteste bekleyen şoförüm hızlı hareket edince kıskaçtan kurtulduk. İleride kavşakta bekleyen üçüncü bir araç olduğunu fark ettim. O da yolu yarım kapatmıştı, o araçtan da sıyrılarak ana yoldan Çukurambar istikametine doğru ilerledik. Elinde silah olan kişi Kurmay Albay Fatih Yarımbaş olduğunu daha sonra anladık. Olaydan sonra aracın tamponunda bir adet kurşun deliği olduğunu tespit ettik" dedi. 

'ALBAY ÜMİT BAK, DARBE EMİRLERİNE UYACAĞINI SÖYLEDİ' 

İfadesinde olaydan sonra aradığı birçok komutana ulaşamadığını anlatan Aksakallı, "Özel Kuvvetler Nöbetçi Amiri Yarbay Ümit Koçak’ı arayarak Özel Kuvvetler Komutanlığı Kışlasına gitmek için zırhlı araç ve koruma timi istedim" dedi.

"BENİ GÖREVDEN ALIP YERİME SEMİH TERZİ'Yİ ATAMIŞLAR"

Yaptığı telefon görüşmelerini detaylı şekilde anlatan Aksakallı, en son evinden, askeri telefondan Özel Kuvvetler Harekat Merkezini arayıp, Vardiya amiri Yarbay Mehmet Ali Çelik ile görüştüğünü, Çelik’in Genelkurmay'dan mesaj geldiğini, kendisinin Özel Kuvvetler Komutanı görevinden alınarak yerine Semih Terzi’nin atandığını söylediğini belirterek şunları söyledi:

"HATA YAPIYORSUNUZ BEDELİ AĞIR OLACAK"

"Görevden alınma mesajının okunmasını istedim. Mesajı okuması üzerine mesajın geçerliliğinin olmadığını, Özel Kuvvetler Komutanı'nın halen ben olduğumu, mesaja itibar etmemelerini, ettikleri takdirde hata yapmış olacaklarını ve bu hatanın bedelinin ağır olacağını ifade ettim.

Bu esnada Albay Ümit Bak telefonu aldı. Yaptıkları hatadan derhâl vazgeçmelerini, sonucunun çok ağır olacağını, bir an evvel normale dönmeleri emrini verdim. Darbeci Albay Ümit Bak da önündeki darbe mesaj emirlerini ifade ederek, bu emirlere uyacağını, artık benden emir almayacağını ısrarla, tehditli ikazlarıma rağmen Semih Terzi’nin emirlerine uyacağını söyledi. Konutumun bulunduğu bölgeden, uçakların alçak uçuş yapması ve Kara Harp Okulu tarafından helikopter sesleri gelmesi üzerine bir süre cam ve kapılardan uzak koridor bölgesinden irtibatları sağladım." Daha sonraki gelişmeleri uzun uzun anlatan Aksakallı, çok güvendiği Ömer Halisdemir'le 8 defa telefonla görüştüklerini belirterek, "Ömer Halisdemir'e fırsatını bulması halinde Albay Ümit Bak'ı öldürmesi için talimat verdim. Son görüşmemizde Semih Terzi'nin hain olduğunu, darbeci olduğunu, vatanımız ve milletimiz adına onu vurması emrini verip, bunun sonunda şahadet olduğunu söyleyip, Hakkını helal etmesini istedim. O da 'sonuna kadar helal olsun, başüstüne komutanım' dedi ve helalleştik" diye ifade verdi.

Aksakallı'nın 9 sayfalık ifadesinde yaptığı görüşmeler ve o gece yaşadığı olaylar detaylı şekilde yer aldı.