Terörle mücadele çalışmalarını yürüten polis ekipleri, geçmiş yıllarda terör örgütü PKK/YPG'ye katılan M.K'ye ailesi aracılığıyla ulaşarak, teslim olması için çalışmalara başladı.
AA'nın haberine göre, ikna çabalarının sonuç vermesinin ardından Irak'ın kuzeyinden sınıra gelerek teslim olan M.K, etkin pişmanlık hükümleri kapsamında emniyette verdiği ifadesinde, 2013-2014 yıllarında bir arkadaşından etkilenerek örgüte katılmaya karar verdiğini anlattı.
Arkadaşının irtibat kurduğu kişinin yönlendirmesiyle hareket ettiklerini ve Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde sınırda bulunan bir köye geldiklerini belirten M.K, burada cep telefonlarının alınıp sim kartlarının kırıldığını ve bekledikleri sırada örgüt propagandası yapıldığını kaydetti. Burada kendisine ve arkadaşına kod isim verildiğini söyleyen M.K, daha sonra Mardin'e doğru yola çıktıklarını ve bir insan kaçakçısı vasıtasıyla Suriye tarafına geçtiklerini aktardı.
Gittikleri köyde "Mahir" kod isimli örgüt üyesinin, bilgilerini kaydettiğini ifade eden M.K, şu bilgileri verdi:
"Deftere kimlikteki adımızı, bize verilen kod adı, anne-baba adımızı ve nereden katıldığımızı yazdı. Bu sırada bizimle mülakat yaptı. 'Aileleriniz yurtsever mi?' diye sordu. 'Yurtsever demek terör örgütü PKK/KCK'ya sempatisi olan, HDP ve DBP'ye oy veren kişiler demektir' dedi. Arkadaşım da ben de yurtsever olduğumuzu söyledik. Burada sorulanları tek tek kaydettiler. 'Mahir' kod isimli kişi kendi yeleğini bize giydirip kayıt için fotoğrafımızı çekti. Arka fonda örgütün simgesi bez parçası vardı."
M.K. eğitimlerin ardından 2015 yılının ocak ayında kendilerine silah verildiğini, daha sonra gruplara ayrıldıklarını ve kendisinin de "sabotaj" branşına gönderildiğini kaydetti.
Mayın, el yapımı patlayıcı, elektrik devreleri, bubi tuzakları ve düzenekleri hakkında teorik ve kısmen uygulamalı eğitim gördüğünü dile getiren M.K, "Bunun dışında genel mayın imha eğitimi aldık. Normal dönemde sabotaj eğitimi 6 ay ya da daha uzun sürede tamamlanır ancak örgütün birçok sabotajcısı öldüğü için bizim eğitimi 3,5 ayda tamamladılar." bilgisini paylaştı.
"REJİMLE İŞ BİRLİĞİ VARDI"
M.K, 2016 yılının sonlarına kadar Haseke'de kaldığına değinerek, "Haseke'de olduğumuz dönemde rejimle ufak çaplı çatışmalar çıktığı olmuştu ama genelde iş birliği vardı. Biz rejimin alanına girmiyorduk. Rejim ve bizim birbirimize karışmadığımız yerler oluyordu. Sınır kapısı tarafına geçebiliyorduk ama havaalanı tarafına geçemiyorduk." dedi.
Örgütün ideolojik eğitimleri hakkında da bilgi veren M.K, şunları aktardı:
"Örgüt içinde ben ve benim gibi kişilere verilen ideolojik eğitimlerde, HDP, DBP ve Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK), KCK'ya bağlı olduğu anlatılıyordu. DTK'nın TBMM'ye alternatif bir meclis olduğunu söylüyorlardı. Suriye'de faaliyet yürüten PYD de KCK sistemi içerisinde yer alır. YPG de PKK'nın silahlı yapılanması içerisinde faaliyet yürütür, talimatlar buradan verilir. Örgüt tarafından verilen eğitimlerde DTK gibi yapılar bulundukları bölgede bir meclis gibi hareket ederek, kararlar alır. Bu meclislerin çatısını KCK oluşturur."
Şişme botla Suriye'den Irak'a geçtiklerini ve bir köyde örgütten kaçan kişiyle konuştuğunu aktaran M.K, daha sonra güvenlik güçlerinin ailesiyle telefonla görüştüğünü ve örgütten kaçmak için karar vererek sınıra gelip teslim olduğunu anlattı.