1
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “askeri ve siyasi casusluk” suçundan yargılanan Can Dündar ile Erdem Gül’ün tahliyesine yol açan skandal kararının arkasındaki karanlık amaç gün yüzüne çıktı.
Dışarıdan talimatlı yüksek yargı darbesinin şifrelerini hukukçular Star’a anlattı: Casusluğun üstünü kapatmak, büyük planın ilk adımıydı. Sonrasında FETÖ’yü kurtarıp, Türkiye’yi yargılatmak var.
AYM’nin söz konusu skandal kararıyla asıl hedeflenen, FETÖ’ye yönelik açılan en önemli davalardan biri olan Selam Tevhid kumpas davasını itibarsızlaştırarak sanıklara kurtuluş kapısını açmak. Selam Tevhid kumpas davasının iddianamesini hazırlayan Başsavcıvekili İrfan Fidan, Paralel’in MİT tırları ihaneti operasyonunu bu davanın en önemli ayaklarından biri olduğunu tespit etmişti. Fidan, MİT tırlarına yönelik ihanet operasyonunda yer alan askerlerinin de arasında bulunduğu kamu görevlileri ile bazı basın mensupları hakkında dava açmıştı. Anayasa Mahkemesi’nin skandal kararını Star’a değerlendiren hukukçular çarpıcı tespitlerde bulundu.
Uluslararası Hukukçular Birliği Üyesi Hüsnü Tuna: AYM kararıyla Selam Tevhid kumpas davası hedefe konuldu. MİT, tırları operasyonunda ciddi deliller var. Özellikle Türkiye’nin itibarına yönelik girişimlerde kullanıldığı delilleri var. Dündar basın mensubu diyerek AYM’den karar aldılar. Sıradan asliye ceza mahkemesi hakimi üzerinde bir gecede hakim 70 kişiyi tahliye etmeye kalktı. Diğerleri ağır cezada oradan dalış yapamıyorlar. Polislerde başarılı olamamışlardı, Dündar’da ‘basın mensubu olması sıfatıyla yol alabiliriz’ dediler. Öyle oldu. Dündar üzerinden casusluk delillerini tartışmaya açtılar. Selam Tevhid’de diyecekler ki ‘AYM bunu inceledi, bunun casusluk faaliyeti olmayacağına karar verdi. Bu haliyle delil yapamayacaksınız’ diyecekler. Amaçları davayı tartışmalı hale getirmek.
KARAR ÇOK YANLIŞ
Anayasa Hukukçusu AK Parti MKYK Üyesi Prof. Burhan Kuzu: “AYM’nin kararı çok yanlış yanlış. Kararın o bölümü yok hükmünde olmalı. Tahliye bölümü, yargı yolu tüketilmeden verilmiştir. 15. Ağır Ceza’ya itiraz edilmeden AYM’ye gidilmiştir. Fakat bu davayla ilgili ifade özgürlüğüdür demesi AYM’nin yetki gaspıdır. Bu ağır cezanın hükmümdedir. Alt mahkeme buna yok hükmünde demeliydi. Hangi niyetle karar verdiler bilemem. (Selam Tevhid davası) Oraya kadar gidecek durumlara müsait kararlar bunlar. “
NORMAL DEĞİL
Ceza hukuku uzmanı Avkuat Abdullah Arar: AYM’nin kararı normalin dışındaydı. Selam Tevhid davasında da sanıklar için ‘Dinleme yasaldır’ diyecek hali yok ama tutukluluk konusunda hak ihlali kararı verebilir. Böyle bir durumda Selam Tevhid davasında da Can Dündar olayındaki gibi tahliye olasılığı bulunabilir. (HABER MERKEZİ)
YENİ BİR VESAYETLE KARŞI KARŞIYAYIZ
AK Parti Grup Başkanvekili İnceöz, “Nasıl 367 kararı hafızalardan silinmeyecekse yeni bir vesayetle karşı karşıyayız. Kanunu, hukuku yok sayan bir yetki gaspıyla bir hukuksuzluğun altına imza atmıştır” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) yetki gaspı yaparak Can Dündar ve Erdem Gül’le ilgili verdiği karar, “vesayet” tartışmalarına neden oldu. AK Parti Grup Başkanvekili İlknur İnceöz, 2010’daki Anayasa değişikliğiyle “bireysel başvuru” yetkisi verilirken, AYM’nin yetki gaspına yapacağının düşünülmediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisinin çok doğru olduğunu vurgulayan İnceöz, “İddianame dahi okunmamışken AYM, yerel mahkemeyi yok sayarak karar veriyor. Hem esasa girip karar veriyor, hem yargılama yapılmamış bir karar veriyor, hem de ihsası reyde bulunuyor” ifadesini kullandı.
AYM’nin, dosyanın içeriğine girerek basın özgürlüğü boyutunda yaptığı değerlendirmeyi de eleştiren İnceöz, sanıkların, “vatana ihanet” suçlamasıyla yargılandıklarına dikkat çekerek, “Hak ihlali anlamında değerlendirilecek bir konu değil” dedi. Geçmişte AYM’nin, 367 kararında olduğu gibi direk siyasete müdahil olduğunu hatırlatan İnceöz, şunları söyledi: “Nasıl 367 kararı hafızalardan silinmeyecekse yeni bir vesayetle karşı karşıyayız. Kanunu, hukuku yok sayan bir yetki gaspıyla bir hukuksuzluğun altına imza atmıştır. Hangi düzenlemeyi yaparsanız yapın, esas zihinlerdeki değişim dönüşüm ve vesayetler ortadan kalkmadığı sürece AYM, bu kararın altına imza attığı gibi bundan sonra hangi kararların altına imza atacağını bilemediğimiz bir durumun içinde.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğum günü olan 26 Şubat’ta tahliye edilen Can Dündar’ın, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın doğum günü kutlu olsun. Evlilik yıl dönümümüzde içeri girmiştik, bu da kendisine doğum günü hediyesi oldu” sözleriyle verdiği alçak mesaj dikkat çekmişti.
AYM İHSASI REYDE BULUNDU
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Meclis’te yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Dündar ve Erdem Gül’le ilgili kararını değerlendirdi. AYM, kendisini ilk derece yargısı yerine koyup dosyada ilk derece mahkemesinin yapması gereken vazifeyi yaptığını ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu: “Kendisini temyiz mahkemesinin yerine koyup Yargıtay’ın yapması gereken görevi yapamaz. Eğer bunu yaparsa, kendisini ilk derece mahkemesi ya da yüksek temyiz mahkemesi gibi bir konuma getirmiş olur. Mahkemenin son verdiği ihlal kararına baktığımızda, kanun yolu tüketilmeden, hatta iddianame okunmadan ve yargılama da başlamadan bireysel başvuruyu incelemiş ve ihlal kararı vermiştir. İlk derece mahkemesi bunlara dair bir inceleme yapmadan, AYM’’nin ‘ifade ve basın özgürlüğü ihlali var’ demesi, esas incelemesi yapması, kendisini ilk derece mahkemesinin yerine kendisini koymasıdır. Bu mahkeme yargılamayı bitirdikten sonra, mahkumiyet kararı çıkarsa muhtemel ki dosya yeniden AYM’nin önüne gelecek mi? Gelecek. Peki AYM önüne gelmesi muhtemel bir konuda daha işin başında ihsası reyde bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi, yasada ve anayasada yer alan kuralları göz ardı etmiştir.”
ELEŞTİRİ NORMAL
Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi kararını eleştirmesine de değinerek, “(Mahkemeler, mahkeme kararları eleştirilemez) diye bir şey olmaz. Mahkemeleri ve kararları kutsamayın, onlar eleştirilebilir kararlardır. Sayın Cumhurbaşkanı da eleştiri hakkını kullanmıştır, bu da demokratik bir haktır” dedi. (STAR ANKARA)
CASUSLUK CEZASIZ KALMAYACAK
AK Parti Afyon Milletvekili Ali Özkaya, Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül’le ilgili iddianamede ülkeye, millete, kurumlara nasıl büyük kumpas kurulduğunun anlatıldığını kaydetti. “Casusluk cezasız kalmayacaktır” diyen Özkaya, “FETÖ uluslararası casusluk örgütünün yapmış olduğu davranışlar, bilahare Can Dündar tarafından tekrar gündeme getiriliyor. Buradaki suç bir devlet sırrını elde etmek ve onu ifşa etmek” ifadesini kullandı. Özkaya, devlet sırrı kapsamına giren belgelerle ilgili yasak kalkmadıkça bunları yayınlamanın suç teşkil edeceğini dile getirdi. (STAR)