Yazar Altunay: Şövalyeler aramızda dolaşıyor

Araştırmacı yazar Erhan Altunay, ''Şövalyeler'' olarak bilinen yapılanmanın, komplo teorileri gibi algılandığını ancak ''Şövalyeler''in aslında bugün de var olduğunu, medyayı, akademiyi ve bilimi manipüle ederek istedikleri gibi kullandıklarını dile getirdi.

1

Oynanan oyunlarda baş aktörlerin dış güçler, üst akıl ve sapkın ideologlar olduğunu aktaran Altunay, "Derdim büyük. Dünya son hız yeni savaşlara doğru gidiyor. İnsanların dikkatini bu konuya çekmek istiyorum. Çünkü bu tarih boyunca böyle oldu. İstanbul 1918'de işgal edildi ama o günden bugüne çok şey değişmedi. Türkiye üstünde hala aynı emeller devam ediyor. 'Şövalyeler' aramızda yaşıyor ve küresel çapta bir savaş hazırlanıyor." diye konuştu.

Altunay, ilk kağıt parayı "Şövalyeler"in bulduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Geleneksel olarak para her zaman 'Şövalyeler'in elinde ve dünyada paranın akışını, basılmasını, sirkülasyonunu bunlar yönetiyor hala. Yavaş yavaş bizim de bu konuda bilinçlenmemiz ve elimizdeki paranın kullanımıyla işe başlamamız lazım. Bu insanlar paraya doymuşlar ve sapkın bir inançları var. Bir kıyamet ve mesih beklentisi içindeler. Mesih beklentisi içinde olan Şövalyeler, Sabetaycılar, Yahudiler gibi birçok grup var. Hepsi bir ortak müşterekte. Sonsuza kadar onunla beraber yaşayacaklarına inanıyorlar. Sonuçta bizi yok etmeye dayalı bir ideolojileri var. O yüzden sürekli buna dikkat çekmeye çalışıyorum."

"ÜST AKLIN OLUŞUMU ORTA ÇAĞLARA DAYANIYOR"

Konuyla alakalı düşüncelerini, "Şövalyeler, Kutsal Emanetler ve Bilinmeyen İstanbul" alt başlığıyla geçen yıl piyasaya çıkardığı "Masalcı" adlı romanında derleyen yazar, kitabın başlangıcının sosyal medyada parça parça yayınladığı masallara dayandığını aktardı.

Altunay, kitabında dünyaya hakim güçleri anlattığına vurgu yaparak, "Bugün kurulan para düzeni ve üst aklın oluşumu orta çağlara dayanıyor. Demek ki bunların kökenine inmek için orta çağlara gitmek gerekiyor. Kitap da orta çağlara kadar indi zaten. Bir şövalye romanı ama bugünü anlatıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Destek Yayınları'ndan çıkan "Masalcı"nın, fantastik gelebilecek bazı öğeler de dahil olmak üzere yüzde 70'inin gerçek olduğunun altını çizen Altunay, şunları kaydetti:

"Masalcı kitabı, 'Şövalyeler'in tarihsel kökenlerine iniyor. Nasıl ayrışmalar oldu? Bazıları nasıl İslamı kabul etti? Müslüman şövalyeler hakikaten var mı? Bu düzen nasıl kuruldu? Şu an neler yapmak istiyorlar? Bazı tarihsel kaymalarla İstanbul'un işgal yıllarına giderken, burada ne tür oyunlar oynandığını ve bizi nasıl bir geleceğin beklediğini görüyoruz. Kitapta, özellikle üstünde durmak istediğim isimler var. Okuyucular o isimleri biraz daha araştırırlarsa, Türkiye tarihinin karanlıkta kalmış yanlarını bulacaklar."

Yazar, dünyada bugün yaşanan siyasi olaylara atıfta bulunan yaklaşık 400 sayfalık kitabın devamının beklendiğine işaret ederek, "Ben aslında, okurun kitabı bitirdikten sonra 'Ben ne yapabilirim?' diye düşünmeye başlamasını istiyorum. 'Bu hayatımı nasıl değiştirebilirim? Burada hangi olaylar var?' diye sormalı insanlar. İsteyen sosyal medyadan da ulaşabilir bana. Sordukları sorulara cevap veririm mutlaka. Okurun artık bir şey yapmak için motive olması yönünde bir nevi bir yol haritası sunuyoruz." ifadelerini kullandı.

"ÜLKEMİZ ELDEN GİDİYOR"

Türkiye üzerinde oynanan oyunları "Sürekli tekrarlanan senaryo" olarak nitelendiren Altunay, "Ülkemiz elden gidiyor. Buna karşı bir şey yapmamız gerekiyor. 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimini gördük. Üst akıl istediği zaman neler yapabiliyor. Sokaklara çıktı halk bunu engelledi, canını, vücudunu siper etti ama bir sonraki aşamada böyle bir olayın tekrarlanmaması, İstanbul işgalinin tekrarlanmaması için 'Ne yapalım?' diye düşünmek gerekiyor." şeklinde konuştu.

Erhan Altunay, "Şövalyeler"e ait tarihi kalıntıların İstanbul'da hala yer aldığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Karaköy'deki 'Bankalar Caddesinde' dolaştığınızda 'Şövalyeler'in ve Yahudilerin sembollerini görüyorsunuz. Bunların ikisi hep yan yanaydı. Bir zamanlar Osmanlı Bankası'nın olduğu bina şövalye armalarıyla dolu. Yani Osmanlı döneminde nasıl ele geçirilmiş bu ülke, paraya nasıl hükmedilmiş, insanlar nasıl kandırılmış aslında şehrin içinde görebiliyorsunuz ama oradan çıkıp Süleymaniye'ye, Sultanahmet'e gidince huzur buluyorsunuz. Orada bir hayat yaşanmış. Sadaka taşları, yardımlaşma, vakıflar gibi bambaşka şeyler görüyorsunuz. Aslında hala İstanbul size yepyeni bir hayatın olabileceğini müjdeliyor. Biraz bakıp görmek gerekiyor." (AA)