İHA
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kayınvalidesine küfür eden ve sadakatsiz davranışlarda bulunan kadının, eve sık sık alkollü gelen kocasına göre daha ağır kusurlu olduğuna hükmetti. Sadakatsiz davranışlar sergileyerek kayın validesine hakaret eden gelinin, tazminat ödemesi gerektiğine dikkat çekti.
Uzun süredir geçimsizlik yaşayan C.Ö. ile eşi C.Ö., karşılıklı Aile Mahkemesi'ne müracaat ederek boşanmak istedi. Davacı-karşı davalı kadın, geçimsizlik nedeniyle aralarında sürekli olarak tartışma yaşandığını, fikir uyuşmazlıklarının olduğunu, son sekiz aydır ayrı yaşadıklarını, davalı hakkında iki kez evden uzaklaştırma kararı aldığını öne sürdü.
KOCA İDDİALARI İNKAR ETTİ
Davalı-karşı davacı koca ise tüm iddiaları inkar etti. Boşanmaya sebep olan olaylarda kadın eşin kusurlu olduğunu, ortak çocukların yaşlarının küçük olması nedeniyle eşinin çalışmasını istemediğini, buna karşılık kadının çalışma konusundaki ısrarlarını abartarak 'evi terk etmekle tehdit' boyutuna getirdiğini iddia etti. Çalışmaya başlayan davacının davranışlarında zamanla değişmeler meydana geldiğini, aşırı süslendiğini, iş arkadaşları ile gezmeye başladığını, bazı günler 'annesinde kalacağını söyleyerek' eve gelmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini dile getirdi. Eşinin başka bir erkekle öpüşürken gördükten sonra dava açtığını söyledi.
Mahkeme; tarafların eşit kusurlu olduğuna dikkat çekerek, iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetlerin babaya verilmesine, çocuklar yararına iştirak nafakası hükmedilmesine yer olmadığına, kadın yararına 250 TL tedbir-yoksulluk nafakası ödenmesine, tarafların yasal şartları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine karar verdi.
"ALDATMA DAHA AĞIR KUSUR"
Emsal nitelikte bir karara imza atan Genel Kurul, aldatmanın alkol almaktan daha ağır kusur olduğuna hükmetti.
Kararda şöyle denildi: "Tarafların ortak iki çocuklarının bulunduğu, erkeğin eve sık sık alkollü gelmek suretiyle kusurlu olduğu, buna karşılık kadın eşin ise; kayınvalidesine ağır küfürler ettiği ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu kusurlu davranışlar karşılaştırıldığında tarafların kusurlarının birbirine denk olduğundan bahisle, eşit kusurlu sayılamayacakları, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu hususu tartışmasızdır. Hâl böyle olunca tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ile dosya kapsamına uygun düşmeyen bu kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve ayrıca erkek eşin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değildir. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir."