Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına, toplantının ülkeye, millete, adalet teşkilatına ve yargının tüm taraflarına hayırlı olması temennisiyle başladı.
Uzun ve emek isteyen bir hazırlık döneminin ardından strateji belgesini kamuoyunun huzuruna getiren Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve ekibi ile hazırlık sürecinde strateji belgesine katkı sağlayan herkese teşekkürlerini ileten Erdoğan, "Adalet mülkün temelidir' diyerek, devleti adalet üzerinde inşa eden ve yaşatan bir medeniyetin temsilcileri olarak, bu mesele bizim önceliklerimiz arasında hep ilk sıralarda yer almıştır. Milletimiz 2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu bize tevdi ettiğinde Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet, emniyet üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik." diye konuştu.
Geçen 17 yılda en büyük yatırımları ve en büyük reformları yine bu alanlarda yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, "Hayatın bizatihi kendisinin kesintisiz bir değişim süreci olduğu gerçeği bize bu alanlardaki reformları da sürekli devam ettirmemiz gerektiğine işaret ediyor. Bu sebeple şimdi milletimizle paylaşacağımız Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni aynı zamanda sonraki reform hazırlıklarının da başlangıcı olarak görebiliriz. " ifadesini kullandı.
Adalet Bakanı Gül'ün reform belgesinin hazırlık sürecine ilişkin bilgi verdiğini aktaran Erdoğan, "Reform belgesinde yer alan kimi uygulamaları, açıklamayı beklemeden hayata geçirmeye başladık. Türkiye Adalet Akademisi'nin kuruluşu, nöbetçi noterlik uygulaması, hakim ve savcıların uyacakları etik kuralların belirlemesi gibi hususlar bunlardan bir kısmıdır. Reform belgesinde yer alan diğer başlıkların uygulamaya geçebilmesi sürecini de bizzat yakından takip edeceğiz." diye konuştu.
"Güçlülerin de adaletli olduğu toplumlar hızla büyür, kalkınır, zenginleşir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği sürecindeki en büyük kazanımlarından birinin reform çalışmalarını özellikle sistematik bir şekilde hazırlama, tartışma ve hayata geçirme kabiliyetini geliştirmiş olmasına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bunun için birliğe tam üyeliğimiz haksız bir şekilde engellendiğinde reformlar konusundaki kararlılığımızı 'Kopenhag kriterlerinin adını Ankara kriterleri yapar yolumuza devam ederiz' diye ifade etmiştik. Çünkü biz bu reformlara Avrupa Birliği istediği, dayattığı, takip ettiği için değil, milletimizin ihtiyacı olduğu için sahip çıkıyor ve hayata geçiriyoruz. Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin hazırlığında da Avrupa Birliği kriterlerinin elbette gözetilmiş olmakla beraber asıl milletimizin demokrasi, insan hakları ve adalet talepleri göz önüne alınmıştır. Tarih bize gösteriyor ki adaletin güçlü, güçlülerin de adaletli olduğu toplumlar hızla büyür, kalkınır, zenginleşir. Buna karşı adalet temeli çürük olan hiçbir toplumun ve devletin uzun süre ayakta kalma şansı yoktur. Ecdadımız yüreğinin ve bileğinin gücüyle ele geçirdiği coğrafyaları adaleti sayesinde asırlar boyunca yönetmeyi başarabilmiştir."
"Adaletin küçüldüğü yerde zulüm büyüyor demektir"
Kanuni Sultan Süleyman'ın, "Kılıcın yapamadığını adalet yapar" sözünü hatırlatan Erdoğan, "Adaletin küçüldüğü yerde zulüm büyüyor demektir. Bunun için adaleti, insan haklarını, özgürlükleri geliştirmek için atılan her adım bizim için değerlidir, kıymetlidir, önemlidir. Yeni nesillere bırakacağımız en büyük miras da işte bu anlayış olacaktır." dedi.
Erdoğan, Aliya İzzetbegoviç'in "Biz savaşı öldüğümüzde değil, düşmanlarımıza benzediğimizde kaybederiz." sözünü asla unutmayacaklarını belirterek, "İster ekonomik zenginlik ister askeri güç ister toplumsal düzen olsun her alanda kendi medeniyetimizin kodlarına, özellikle adalet anlayışına göre hareket etmeyi bıraktığımız gün, kaybettiğimiz gün olacaktır. Bugün Türkiye, maruz kaldığı onca saldırıya, önüne konulan onca tuzağa rağmen dimdik ayakta ise bunu değerlerine, özellikle de ekonomik ve sosyal adaleti sağlama konusundaki hassasiyetine borçludur. Elbette eksikliklerimiz var, elbette bozulmalar yaşadığımız alanlar var, elbette sıkıntıya düştüğümüz konular var ama her şeye rağmen kendi medeniyetimize, kültürümüze, tarihimize olan bağlarımızı muhafaza ediyoruz." diye konuştu.
"Yitik kaybedildiği yerde aranır." sözünü anımsatan Erdoğan, "Biz de kaybettiğimiz değerlerimizi yine kendi coğrafyamızda, kendi içimizde bulacağız." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün tanıtım toplantısını yaptıkları reformların bu arayışta kendilerine ışık tutacağını ve yol göstereceğini ifade etti.
Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'nin eskiden beri devam eden reformların güncellenmesiyle ortaya çıktığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu belge güven veren ve erişilebilir bir adalet vizyonuyla hazırlanmıştır. Amacımız tüm kurumlarımızın mülkiyet hakkına, salahiyet hürriyetine, hukuki güvenliğe, ifade özgürlüğüne ve özgürlükleri kısıtlayan diğer tüm uygulamalara karşı duyarlı olmalarını sağlamaktır. Özellikle mevzuattan kaynaklanan sıkıntıları ve uygulamadaki aksaklıkları süratle çözmekte kararlıyız. Bunun için her alanda ayrı ayrı çalışmalar yürütüyoruz. Yargı reformu belgesi, içerdiği birçok amaç ve hedefle hem vatandaşlarımızın sisteme duydukları güveni artıracak hem de daha öngörülebilir bir yatırım ortamının oluşmasına yardımcı olacaktır.
Bu reform belgesiyle, her ne kadar bize verilen sözler tutulmuyorsa da Avrupa Birliği tam üyelik sürecine bağlılığımızı da ifade etmiş oluyoruz. Her şeye rağmen 2005 yılından bu yana süren müzakere sürecinin bir an önce tamamlanmasının en az bizim kadar Avrupa içinde önem taşıdığına inanıyoruz. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz reformlar ve uyum çalışmaları daha özgürlükçü ve katılımcı demokrasiye ulaşma konusundaki irademizin eseridir. Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni de insan odaklı hizmet, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesi, hukuki güvenliğin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesi ve yargıya güvenin artırılması ilkeleri çerçevesinde hazırladık. Yargı reformu stratejisinde 2 temel perspektif, 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyet bulunuyor. Her bir başlık uzun çalışmaların, emeklerin ve hazırlıkların ürünüdür."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belgenin tam metninin hem kitap olarak hem de internet mecrasında ilgilenenlerin erişimine açıldığını bildirdi.
"Belge iki temel anlayış, iki temel perspektif üzerine oturuyor"
Belgedeki perspektif, amaç, hedef ve faaliyetleri ana hatlarıyla aktarmak istediğini belirten Erdoğan, belgenin iki temel anlayış, iki temel perspektif üzerine oturduğunu söyledi.
Bunlardan birincisinin hak ve özgürlükler olduğunu ifade eden Erdoğan, bu perspektifin özünde demokrasinin güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin daha da geliştirilmesi hedefi bulunduğunu dile getirdi.
Hükümete geldikleri 2002'den itibaren Türkiye'nin önceliklerini bu başlıklar etrafında şekillendirmeye gayret ettiklerini anlatan Erdoğan, her alanda özgürlüklerin genişletilmesi için yaptıkları mevzuat değişiklikleri ve yapısal reformların burada tek tek sayılamayacak kadar çok olduğunu vurguladı.
İfade özgürlüğünü demokrasinin en önemli şartı olarak gördüklerinin altını çizen Erdoğan, bilhassa son 6 yıllık süreçte ifade ve medya özgürlüğünün geliştirilmesine yönelik önemli adımlar atıklarını kaydetti.
Erdoğan, Anayasa başta olmak üzere mevzuatta köklü değişiklikler yaptıklarını, bu belgeyle ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi ve daha ileriye taşınması konsunda yeni yaklaşımlar ortaya koyduklarını ifade etti.
Türkiye'nin, işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışını belirlemiş bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, geçmişte hep tartışılan sistematik işkence ya da kötü muamele iddialarının artık geride kaldığını, bu alandaki kazanımları korumakta kararlı olduklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca, "Tutuklama tedbirinin ölçülü kullanılmasına yönelik yeni adımlar atıyoruz." ifadesini kullandı.
İnternet üzerinden ifade özgürlüğü konusunun günün önemli tartışma alanlarından biri haline geldiğine işaret eden Erdoğan, bu konuda da yeni yaklaşımlar geliştirdiklerine değindi.
Erdoğan, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının güvence altına alınması, adil yargılanma hakkının temini gibi bir çok konuda önemli yenilikler getirdiklerini dile getirdi.
"Daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz"
Belgede ikinci temel perspektifin adalet sisteminin işleyişi olduğunu aktaran Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde adil yargılanma hakkının daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz." diye konuştu.
Aynı şekilde vatandaşların adalet hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılmasının öncelikler arasında olacağına dikkati çeken Erdoğan, bu kapsamda adliyelerde vatandaşların işlerinin kolaylaştırılmasına yönelik birtakım hedefler ve faaliyetler belirlediklerine değindi.
Ayrıca mevzuatın sadeleştirilmesi, adli yardım sistemi ve savunma hakkının güçlendirilmesi hususlarında da atacakları adımlar bulunduğunu bildiren Erdoğan, "Yargıda sadeleştirilmiş süreçlerin oluşturulması, uyuşmazlıkların mümkün olduğunca ve öncelikle alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle çözülmesi önleyici ve koruyucu hukuk uygulamalarının sisteme kazandırılması da önceliklerimiz arasındadır." şeklinde konuştu.
Strateji belgesinde bulunan 9 amaçtan ilkinin "hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi" başlığını taşıdığına vurgu yapan Erdoğan, hak ve özgürlüklere ilişkin standartları yükseltmek üzere mevzuatı gözden geçirmeye devam ettiklerini aktardı.
Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi, Venedik Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) bu konuda çeşitli değerlendirmeleri bulunduğunu aktaran Erdoğan, bunları da gözetmek suretiyle hak ve özgürlüklere ilişkin standartların yükseltilmesine yönelik mevzuat paketleri hazırladıklarını kaydetti.
Erdoğan, "İfade özgürlüğüne ilişkin mevzuatta yapılacak düzenlemelerle bu konudaki davalarda kanun yolu güvencesinin artırılmasını sağlayacağız. Daha önce ifade özgürlüğünün en önemli kriterlerinden biri olan 'eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz' düzenlemesini zaten mevzuatımıza dercetmiştik. Şimdi de ifade özgürlüğüne ilişkin kararların istinaf aşamasından sonra bir de Yargıtay tarafından incelenmesini sağlayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
"Tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak görüyoruz"
Tutuklamayı istisnai tedbir, tutuksuz yargılamayı asıl yöntem olarak gördüklerini belirten Erdoğan, ancak zorunlu hallerde başvurulmasını sağlayacak değişiklikler yapacaklarını anlattı.
Mevzuatta tutukluluğun azami süresi belirlenmiş olmakla birlikte bu sürenin tüm safahatı kapsadığının altını çizen Erdoğan, "Bu kapsamda tutukluluk sürelerinin soruşturma ve kovuşturma aşamaları için ayrı ayrı düzenlenmesini planlıyoruz." şeklinde konuştu.
İnternet erişim engelleme usüllerini gözden geçirdiklerine işaret eden Erdoğan, "Bu çerçevede bir internet sitesinin tamamına değil sadece engellenmesine karar verilen kısmına erişimin sınırlanmasına imkan verecek bir düzenleme yapılacaktır. Böylece uluslararası standartlara uygun bir mevzuat altyapısına da kavuşmuş olacağız." dedi.
İnsan hakları eylem planının ilkinin 2014'te hazırlandığını anımsatan Erdoğan, içerisinde ayrıntılı düzenlemelerin yer alacağı yeni insan hakları eylem planı hazırlıklarının kısa süre içinde tamamlanacağını bildirdi.
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ikinci amaç başlığının "Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesi" olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hakim ve savcılar için coğrafi teminat getiriyoruz. Mevcut tayin sistemi mesleki verimliliği olumsuz etkiliyor. Coğrafi teminat hakim ve savcıların isteği olmaksızın çalıştığı yerden başka bir yere tayin edilememesi anlamına geliyor. Bu düzenlemeyle hakim ve savcıların mesleki teminatlarının daha da güçlendirilmesini hedefliyoruz. Hakim ve savcılığa girişteki mülakat heyetini genişletiyoruz. Halihazırda mülakat kurulu Adalet Bakanının görevlendireceği bakan yardımcısı başkanlığında, teftiş kurulu başkanı, ceza işleri, hukuk işleri ve personel genel müdürlerinden oluşuyordu. Mülakat kurulunda Hakimler ve Savcılar Kurulu ile yüksek mahkemelerden de temsilciler bulundurulmasını planlıyoruz.
Belirli görevler için mesleki liyakati ve tecrübeyi artırmak gayesiyle mesleki kıdem şartlarını yeniden belirliyoruz. Özellikle Yargıtay ve Danıştay üyelikleri, İstinaf Mahkemesi Başkanlığı ve üyelikleri, Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Komisyonu Başkanlığı, Mahkeme Başkanlığı atamalarında bu çok çok önemlidir. Aynı şekilde Adalet Bakanlığı Hakimler ve Savcılar Kurulu tetkik hakimliğiyle müfettişlikleri, yüksek mahkemelerin savcılık ve tetkik hakimliklerine atanma kriterlerini de yeniden belirliyoruz. Hakimler ve savcılar hakkındaki disiplin prosedürlerini yeniden yapılandırıyor kurulun disiplin kararlarına karşı yargı yolunu genişletiyoruz. Böylece Hakimler ve Savcılar Kanununun uyarma, aylıktan kesme, kınama ve kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme, meslekten çıkarma cezalarıyla ilgili tartışmaları ortadan kaldırıyoruz. Ayrıca disiplin işlemlerinin etkinliğinin artırılması için disiplin cezalarını da yeniden belirliyor, disiplin prosedüründeki güvenceleri artırıyoruz. 2010'da gerçekleştirilen anayasa değişikliğiyle meslekten ihraç kararlarına karşı yargı yolu zaten açılmıştı. Bu düzenlemeyle diğer disiplin kararlarına karşı da itiraz ve yeniden değerlendirme yollarına başvurmak mümkün hale gelecektir."
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde üçüncü amaç başlığının "İnsan kaynaklarının nitelik ve niceliğinin artırılması" olduğunu açıklayan Erdoğan, hukuk fakültelerinin eğitim süresi ve kontenjanlarıyla fakülteye girişte aranan başarı sıralaması ölçütünü yeniden belirlediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Eğitim süresinin 5 yıla çıkartılması, kontenjanların azaltılması, başarı sıralamasının 190 binden 100 bine yükseltilmesi gibi düzenlemeler planlıyoruz. Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı önümüzdeki dönemin en önemli yeniliklerinden biri olacaktır. ÖSYM tarafından yapılacak bu sınavda belli puan alanlar avukatlık stajına başlayabilecek. Hakim, savcı ve noter olabilmek için ise bunun yanında ayrıca özel meslek sınavlarına girilmesi gerekecek. Bu sınavla devlet ve vakıf üniversitelerini kalite ekseninde bir rekabete ve oto kontrole sevke etmeyi hedefliyoruz."
Erdoğan, bu yöntemin yargıdaki hizmetlerin nitelikli verilmesine ve mesleki yetkinliklerini artırılmasına katkı sağlayacağına inandıklarını ifade etti.
Hakim ve savcılar, eğitimin ardından doğrudan kürsüye çıkmayacak
Hakim ve savcı yardımcılığı müessesinin getirildiğini bildiren Erdoğan, hakim ve savcıların eğitimin ardından doğrudan kürsüye çıkmayacağını söyledi.
Erdoğan, hakim ve savcıların önce yardımcı olarak görev başlayacaklarını, bu sürenin sonunda ikinci bir sınavla hakimlik ve savcılık mesleğine geçeceklerini dile getirdi.
Mesleğe kabullerin sadece yardımcı kadrolar arasından yapılacağını açıklayan Erdoğan, "Bu uygulamanın gayesi bir yandan mesleğe hazırlık döneminin daha etkin geçirilmesini temin etmek diğer yandan da hakim ve savcılara çalışmalarında daha fazla destek sağlayabilmektir." ifadesini kullandı.
Erdoğan, Türkiye Adalet Akademisini, reform belgesiyle ilgili hazırlık süreçlerinin tamamlanmasını beklemeden bu ayın başı itibariyle yeniden kurduklarını hatırlattı.
Yargıda Performans Ölçüm ve Takip Merkezi kurulacak
Dördüncü amaç başlığının "performans ve verimliliğin artırılması" olduğunu bildiren Erdoğan, bunun için Hakimler ve Savcılar Kurulu bünyesinde Yargıda Performans Ölçüm ve Takip Merkezi kuracaklarını söyledi.
Uzun süren soruşturma ve davaların bu merkezde oluşturulacak bir sistem vasıtasıyla takip edileceğini belirten Erdoğan, gerekiyorsa yargı bağımsızlığı ilkesine halel getirilmeden davaların uzamasına sebebiyet veren sorunların çözümünün sağlanacağını vurguladı.
Yargıda hedef süre uygulamasını daha da geliştireceklerini ifade eden Erdoğan, "Uzun süren soruşturma ve davaları takip etmek için 2019 yılı başı itibarıyla zaten başlamıştık. Bunun dışında makul sürede yargılanma hakkının sağlanması gayesiyle mahkemeler ve savcılıklar için farklı performans kriterleri oluşturmayı planlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Çevre, imar ve enerji gibi alanlarda özel mahkemeler kuruyoruz"
"Hakimleri, ceza ve hukuk hakimi olarak ihtisaslaştırıyoruz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Halihazırda 6 bin 52 faal mahkemenin 3 bin 67'si hukuk, 2 bin 985'i ise ceza mahkemeleridir. Reform düzenlemesiyle birlikte mesleğin başında hakimleri ceza ve hukuk hakimleri olarak ayıracak ve alanlarında uzmanlaşmalarını sağlayacağız. Çevre, imar ve enerji gibi alanlarda davaların daha hızlı ve etkin yürütülmesini sağlamak için özel mahkemeler kuruyoruz. Bu tür davaların uzaması hem vatandaşlarımızın hem de devletin çok büyük zararlara uğramasına yol açıyor.
İstinaf mahkemelerini güçlendiriyoruz. Halen ülkemizde Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Samsun, Sakarya ve Konya illerimizde olmak üzere, 11 istinaf mahkemesi bulunuyor. Önümüzdeki dönemde Diyarbakır, Kayseri, Trabzon ve Van illerinde dört bölge adliye mahkemesi daha faaliyete geçirilecektir. Adalet teşkilatımızın bilişim sisteminin yurt dışı temsilciliklerimizle entegrasyonunu sağlıyoruz. Böylece yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın hukuk davalarında bilişim sistemi üzerinden beyanlarının alınabilmesini ve dilekçe sunabilmelerini temin edeceğiz. Adliye bulunmayan ilçelerde ve büyük havalimanlarında uzaktan görüntülü olarak ifade alınabilmesine imkan sağlayan SEGBİS kuruyoruz. Mahkeme nöbet sistemini geliştirerek, ceza mahkemelerinin 24 saat esasıyla hizmet vermesini planlıyoruz."
"Sınavla girebilecekleri bir kariyer mesleği haline dönüştürüyoruz"
Mahkeme yazı işleri müdürlüklerini güçlendirerek, yazı işleri müdürlüğünü kariyer meslek olarak yeniden yapılandıracaklarını bildiren Erdoğan, "Yazı işleri müdürlüğünü görevde yükselme usulüyle gelinen değil, hukuk eğitimi almış olanların en başta sınavla girebilecekleri bir kariyer mesleği haline dönüştürüyoruz. Bu uygulama, yargılamaların daha etkili ve eksiksiz yürütülmesine katkıda bulunacaktır." dedi.
Vasilik kararları başta olmak üzere yabancı mahkemelerce verilen kararların karar ve tenfizinin basitleştirilmesini sağlayacaklarının altını çizen Erdoğan, "Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, özellikle yabancı ülke makamları tarafından verilen vasilik kararlarının tanınmasıyla ilgili önemli sorunlar yaşayabiliyor. Bu reform belgesiyle yurt dışındaki vatandaşlarımızın bu sıkıntılarını da çözüyoruz." diye konuştu.