Uzmanlardan depremzedelere hayati uyarı: Açık su tüketmeyin

KRONİK HASTALAR İLAÇ AKSATMAMALI

Uzm. Dr. Fevzi Akdemir (Dahiliye): "Afet dönemlerinde solunumsal bakteriler, virüsler, tüberküloz, legionella, mikoplazma artar. Soğuk havayla direkt temas bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Kaliteli gıdaya, temiz içme suyuna ulaşmada zorluk, hijyen prosedürlerinin ortadan kalmasıyla enfeksiyon hastalıklarının görülmesi riski artar. Özellikle çocuklarda, 65 yaş üstünde ve kronik hastalığı olan bağışıklık sistemi zayıf kişilerde zatürre gelişme riski artar. Bu durumlarda temiz içme suyuna ulaşmak, beslenmeye dikkat etmeye çalışmak direnci artırmak için çok önemli. Eğer kronik bir hastalık varsa ilaçların düzenli kullanılması, tedavilerin aksatılmaması gerekiyor. Kronik hastalıklar deprem, sel gibi felaketleri dinlemez. Eğer ilaçlara ulaşılamıyorsa çevredeki sağlık profesyonellerine bilgi vermek önem taşıyor."

DEPREM KALBİ DE VURABİLİR

Prof. Dr. Sebahattin Ateşal (Kardiyoloji): "Deprem gibi bir doğal afette bir anda aşırı stres ve korku ile karşılaşan kişinin, önceden koroner arterlerinin tıkalı/daralmış olması halinde, kan, kalbe ve beyne ulaşmayabilir. Bu da kalp krizi veya inmeye neden olabilir. Bunun yanında stres ve aşırı duygusal durumlarda stres kardiyomiyopatisi durumu ortaya çıkabilir. Bu durum da kalp kasının ani olarak zayıflamasına neden olur. Bu da kalp sorunlarını gün yüzüne çıkarır. Kalp yetmezliği, ritim bozukluğu, koroner arter hastalıkları olanlar, hipertansiyon hastaları, kalp kapakçıklarında sorunları olanlar, mitral kapak prolapsusu bulunanlar mutlaka en yakın sağlık kuruluşlarına başvurmalı. Bu hayati önem taşımaktadır."

KOLERA SALGINI GÖRÜLEBİLİR

Prof. Dr. Ahmet Güzel (Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı): "Çocuklar bağışıklık sistemi açısından riskli grup içinde yer alıyor. Yara enfeksiyonları özellikle enkaz altında kalmış olan çocuklarda kaybolan sinir hasarları ya da soğuğa bağlı hissizlik ve yaraların içerisinde bulunan yabancı cisimler enfeksiyon riskini daha çok artırıyor. Bunun yanında hava durumu ve toplu yaşam sebebiyle alt ve üst solunum yolu enfeksiyonları görülebilir. Deprem sonrasında kontaminasyon riski de ishal ataklarını çok fazla artırabilir. Salmonella, şigella gibi ishal atakları, parazital enfeksiyonlar, kolera salgınları gibi salgınlar oluşturabilir. Hijyene dikkat edilmesi mühimdir."

ONKOLOJİ HASTALARI TEDAVİSİNİ AKSATMASIN

Prof. Dr. Zehra Füsun Tokatlı (Radyasyon Onkolojisi Uzmanı): "Afet dönemlerinde özellikle onkoloji pratiğinde hastaların tarama ve tanısal testleri ertelenmekte, kanser tanısı ve tedavisinde önemli gecikmeler yaşanıyor. Hastalar bu süreçte şikayetlerini bekletiyor, sağlık merkezlerine başvurmuyor. Bu bekleme dönemi hastalarda tanı evresini geciktiriyor ve bir grup kanser hastası tam şifa (küratif) tedavi şansını kaybediyor. Kanser tanısı almış hastalarda ise tedavide yaşanan gecikme ve değişiklikler, olumsuz sonuçlara neden olur. Hastaların deprem sürecinde de en yakın sağlık merkezlerinde ve kendi kişisel önlemlerine dikkat ederek gerekli testlerini yaptırmaları ve tedavilerine devam etmeleri onlar için hayati önem taşıyor. Kanser, ihmale gelecek bir hastalık değildir. Onkoloji hastaları da şikayetleri olsun ya da olmasın mutlaka uygun sağlık merkezlerine gitmeli."GEBELER DEZENFEKTAN KULLANABİLİR

Dr. Erhan Hüseyin Cömert (Kadın Hastalıkları ve Doğum): "Yaşanan yoğun kaygı ve stresle birlikte düşük riski artabilirken; kanama ve erken doğumlar da olabilir. Bu nedenle imkanlar dahilinde anne adaylarının kontrollerini yaptırması son derece önem taşır. Salgın hastalıklara karşı önlem alınmalı. Gebelerin de hijyen konusuna daha fazla özen göstermesi gerekiyor. Bu noktada vücut hijyeninin sağlanması için temiz suyun bulunmadığı alanlarda dezenfektanlardan faydalanmak önemli. Ayrıca maske kullanımı da yine hamilelerin hastalıklara karşı alabileceği önlemler arasında yer alır. Bu süreçte anne adaylarının beslenme konusuna da hassasiyet göstermesi gerekir. Açıkta beklemiş suları kesinlikle tüketmemek gerekiyor."