Uyuşturucu suçluları da aranan teröristler gibi renk kategorilerine ayrılacak

EGM Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Seydioğulları, ''Uyuşturucu ticaretini organize eden 30'un üzerinde aile var. Bunları takip ediyoruz. Bunların renklendirmeleri de stabil değil. Kırmızı, mavi, yeşil gibi renkler sabit kalmıyor.'' dedi.

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanı İbrahim Hakkı Seydioğulları, uyuşturucu suçlularının da aranan teröristler uygulamasında olduğu renk kategorilerine ayrılacağını belirterek, "Ülkede ve uluslararası bağlantılı olarak uyuşturucu ticaretini organizasyon düzeyinde gerçekleştirmeye çalışan bizim tespit ettiğimiz 30'un üzerinde aile var. Bunları sürekli takip ediyoruz. Bunların renklendirmeleri de stabil değil. Kırmızı, mavi, yeşil gibi renkler sabit kalmıyor." dedi.

Seydioğulları, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü dolayısıyla AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Türk polisinin uyuşturucuyla mücadele konusunda yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Seydioğulları, sentetik uyuşturucu tehdidine dikkati çekti.

Her uyuşturucunun zehir olduğunu ifade eden Seydioğulları, sentetik uyuşturucuların bir kere kullanılması durumunda dahi ölümle sonuçlanma olasılığının yüksek olduğunu vurguladı.

Bitkisel ürünlere emdirilerek elde edilen bonzainin bitkisel değil, tamamen sentetik bir uyuşturucu olduğu uyarısında bulunan Seydioğulları, "Türkiye'de 2016'da uyuşturucudan kaynaklı ölümlerin yarıya yakını sentetik uyuşturucu sebebiyle gerçekleşti. Azımsanamayacak miktarda da çoklu madde kullanımından ölümler gerçekleşiyor." dedi.

Uyuşturucuyla mücadelede "sokak bazında muhbir" uygulaması

Uyuşturucuyla mücadele çalışmaları kapsamında hayata geçirilmesi hedeflenen "sokak bazında muhbir" uygulaması hakkında bilgi veren Seydioğulları, uyuşturucu yakalamalarında ikramiye ödemelerinin 1932'den beri miktara göre belirlendiğini hatırlattı.

Seydioğulları, ikramiyelerin yine miktara veya dosya başına olacak şekilde verilmesini istediklerini belirterek, şunları söyledi:

"Bunun sebebi, sokak mücadelesinin ivmesini ve burada çalışan arkadaşlarımızın motivasyonunu artırabilmek. Muhbirsiz, ihbar eden olmadan bu işleri yapmak çok mümkün değil. Şu an zaten bunu sağlıyoruz. Bunu biraz daha kurumsal ve motive edici hale getirebilmek adına sokak organizasyonlarıyla ilgili bize bilgi getiren kişilere de ikramiye ödenmesine ilişkin bir girişimimiz var. O da taslak aşamasında. Şu anda görüşmeler devam ediyor. İnşallah önümüzdeki dönemde bunu da çıkartırız diye düşünüyorum. Muhbir sayısında bir artış bekliyoruz."

Narkotik suçluları renk kategorilerine ayrılacak

Seydioğulları, narkotik suçlarına karışanların da terör suçunda olduğu gibi renk kategorilerine ayrılması konusuyla ilgili uyuşturucu bağlantılı ailelere ilişkin ise şu açıklamayı yaptı:

"Ülkede ve uluslararası bağlantılı olarak uyuşturucu ticaretini organizasyon düzeyinde gerçekleştirmeye çalışan bizim tespit ettiğimiz 30'un üzerinde aile var. Bunları sürekli takip ediyoruz. Bunların renklendirmeleri de stabil değil. Kırmızı, mavi, yeşil gibi renkler sabit kalmıyor. Projeli çalışmalar devam ettikçe, organizasyonlar deşifre edildikçe tabii ki bu renkler değişebiliyor. Örgütsel faaliyetleri arttıkça renklerin yerleri değişiyor. Bu ailelerle ilgili planlı operasyonlarımız sürekli devam ediyor. Yurt dışı bağlantılı olanların da ülkelerle işbirliği doğrultusunda takipleri devam etmekte."

"Avrupa ülkelerinin samimiyetsizliğini görüyoruz"

Uyuşturucuların kimyasal süreçten geçerek üretildiğine işaret eden Seydioğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada Avrupa ülkelerinin biraz samimiyetsizliğini görüyoruz. Çok fazla uyuşturucu üretiminde kullanılan ara kimyasalları denetim altına almıyorlar, almak istemiyorlar. Bu konuda girişimlerimiz Avrupa'da ilgili kuruluşlar düzeyinde devam etmekte. Biz bunu sürekli de dile getiriyoruz. Mesela eroin maddesinin olmazsa olmazı bir ara kimyasalın tamamıyla Avrupa'da üretimi. O olmazsa eroin de olmayacak. O kontrol altına alınabilse eroin üretimi de ciddi anlamda kontrol altına alınacak. Sentetik uyuşturucularda da öyle. Suriye'de üretilmek için ham maddesi tamamıyla Avrupa'dan geliyor. Ecstasy, captagon denilen uyuşturucu hapların üretimi de tamamıyla Hollanda, Belçika, Çekya, o bölgelerde. Kendileri de bunu kabul ediyor ama buna müdahale konusunda çok samimi değiller."

Seydioğulları, 2016'da yakalanan ecstasy hap miktarının, 28 Avrupa Birliği ülkesi ve Norveç'te yakalanan miktardan fazla olduğuna da işaret ederek, "Hem doğudan gelen uyuşturucunun batıya geçişi hem de batıdan gelen uyuşturucunun Türkiye ve doğuya aktarılmasında bir pozisyonumuz var. Biz polis olarak bunu men edebilmek adına elimizden gelen tüm gayreti sarf ediyoruz." dedi.

Uyuşturucuyla mücadele konusunda Türk polisinin yetkinliğinin dünya kamuoyu tarafından bilindiğini vurgulayan Seydioğulları, bu kapsamda yabancı ülke teşkilatlarına eğitim verildiğini sözlerine ekledi.

(AA)