HABER MERKEZİ
Başkan Erdoğan, "Karadeniz'in bir hesaplaşma alanı olarak görülmemesi gerekir. Böyle bir durum Rusya ve Ukrayna'ya sadece zarar verir, hiçbir fayda sağlamaz. Karadeniz'de seyrüsefer güvenliğine herkesin ihtiyacı var. Bu mutlaka sağlanmalıdır" dedi.
Başkan Erdoğan, Uluslararası Barış ve Güven Forumu'na katıldığı Türkmenistan ziyaretinden dönüş yolunda gazetecilerin sorularını cevapladı.
PUTİN'LE GÖRÜŞME: Sayın Putin'le oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Özellikle kendisini her an beklediğimi ifade ettim. Bunun için de en kısa zamanda bir araya gelmemiz gerektiğini konuştuk. Kendisi de "sözümü yerine getireceğim" dedi. Ağırlıklı olarak savaşı ve barış çabalarını konuştuk. Türkiye'nin bu meselede nerede durduğunu bütün aktörler gibi Putin de çok yakından biliyor. Savaşın çoktan bitmesi gerektiğini düşünüyoruz; bütün muhataplarımıza açık bir şekilde söylüyoruz.
BARIŞ ÇABALARI: ABD Başkanı Donald Trump devrede. Bizler de Amerika'yı teşvik ediyoruz. Dışişleri Bakanımız Hakan Bey'in ABD'deki ilgililerle irtibatı devam ediyor. Zaman zaman liderlerle telefon diplomasisi yürütüyoruz. Putin ile yaptığımız bu görüşme sonrası, Trump ile barış planını da değerlendirme fırsatı buluruz. Barış uzakta değil, onu görüyoruz. Tek yapmamız gereken istikametimizi barışın bulunduğu yöne çevirmektir. Karadeniz'in bir hesaplaşma alanı olarak görülmemesi gerekir. Böyle bir durum Rusya ve Ukrayna'ya sadece zarar verir, hiçbir fayda sağlamaz. Karadeniz'de seyrüsefer güvenliğine herkesin ihtiyacı var. Bu mutlaka sağlanmalıdır.
10 MART MUTABAKATI: (Suriye'de nasıl bir takvim uygulanacak) Suriye'de birçok odağın planları olabilir, hayalleri olabilir. Önemli olan Suriye halkının ortak gelecek tahayyülüdür. Gerçekçi hayalleri Suriye'nin cefakar halkı kurmaktadır. Tuzak kuranların oyunlarını bu mutabakatın hayata geçirilmesi bozacaktır. Biz; Türkmen, Arap, Kürt, Sünni ve Nusayri ayırt etmeden, kardeş Suriye halkının barışını, huzurunu, refahını istiyoruz. 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanması, kuşkusuz bu iradeyi güçlendirecektir.
GAZZE: (Trump, 'Barış Konseyi için dünya liderleriyle birlikte olacağız, dünya liderleriyle birlikte oluşturacağız' demişti. Size bir teklif geldi mi Barış Konseyi için? Türk askeri Gazze'de istikrar gücünde yer alacak mı?) Bize gelmiş bir teklif yok, bir talep de yok. Böyle bir toplantının yapılacağı dedikodularını duyuyoruz. Yeter ki barış için bu tür toplantılar yapılsın. Adım atalım, biz her an hazırız. Öte yandan İsrail'in ateşkes ihlalleri devam ediyor. Kış şartları iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladı. Gazze'deki barınma sorunlarını, temel ihtiyaçların karşılanamaması problemini acilen çözmek gerekiyor. Bunun için ise İsrail'in oluşturduğu güvenlik sorununun ortadan kalkması lazım. Türkiye hiçbir zaman elini taşın altına koymaktan kaçınmaz.
RUSYA DA 'EN AZ ÜÇ ÇOCUK' DİYOR
(2026 yılı içerisinde bu teşvikler, aile kurumunun teşviki için yeni çalışmalar planlanıyor mu?) Nüfus artış hızı noktasında gerçekten dertliyiz. Rusya 'en az iki çocuk' diyordu şimdi onlar da 'en az üç çocuk' diyor. Haklılığımızı bu gelişmeler ortaya koyuyor. Eğer güçlü bir aile yapınız olmazsa, siz güçlü millet de olamazsınız. Bu sıkıntıyı yaşıyor muyuz? Bana göre yaşıyoruz. Ama ümitsiz miyiz, asla... Çünkü bu milletin tohumunda var. Yani biz yeniden inşallah ayağa kalkacağız.
SÜRECİ AVRUPA'NIN ADIMI İNŞA EDECEK
AVRUPA İLE İLİŞKİLER: (Belçika Savunma Bakanı 'Türkiye'siz güvende olmayız' diyor. Avrupa'nın güvenliği konusunda Avrupa'dan önümüzdeki dönemde Türkiye'yi ilgilendiren yeni adımlar bekliyor muyuz?) NATO'nun en büyük ikinci kara gücüyüz. Savunma sanayiindeki atılımlarımız herkesin malumu. Bu süreçte gizli-açık kısıtlamalarla, ambargolarla karşılaştık. Fakat savunma yeteneklerimizi geliştirmeye devam ettik. Dostluk ve müttefiklik bağlarımızın bulunduğu Avrupa ile kazan kazan temelinde her alanda işbirliğimizi güçlendirmeye hazırız. Avrupa'nın stratejik bir vizyonla ilişkilerimize bakması, onlar açısından da kazanç olacaktır. Avrupa'dan gelecek adımlar ise yeni süreci inşa edecektir.
YASADIŞI BAHİSLE SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ
İdarecisinden yöneticisine ve futbolcusuna kadar birçok ismin burada bulunması ve bu kişilerin adının böylesi skandallara karışması, ülkemde bunun olması bizleri üzmüştür. Bu rakamlar için, milyonlarca lira transfer ücreti alan insanlar, yöneticiler bu işin içerisine nasıl bulaşır, nasıl girer? Biz, futbolun asil ve temiz ruhundan yanayız. Ben yargı mekanizmasının adil bir şekilde çalışmasından sonra bunun da tesis edileceğine inanıyorum. Nereden gelirse gelsin, hangi kulüpten gelirse gelsin, A kulübü, B kulübü fark etmez. Biz bu mücadeleyi özellikle de tribünlerin sesine, gençlerin hayallerine, bu milletin temiz futbol özlemi adına sonuna kadar sürdüreceğiz.
MİLLİ TAKIMA TOGG SÖZÜ
(Bosna Hersek karşısında büyük bir galibiyet elde etti A Milli Takımımız. Takımı nasıl değerlendirirsiniz?) Bosna Hersek biliyorsunuz güçlü bir takımdı. O güçlü takımın karşısında üç eksiğimize rağmen ortaya başarılı bir performans koydular. İlk iki maçı iyi götürdüler. Sırbistan'ı da yenerek inşallah dünya kupasına bu defa katılmalıyız. Maçtan sonra soyunma odasına gittik. Orada bize "Dünya kupasına gidersek neticesi ne olur?" falan dediler. Biz de dedik ki; "Dünya kupasına gitmemiz halinde yerli ve milli markamız TOGG'u inşallah sizlere de hediye ederiz."
'YENİ ANAYASA'YI NETİCEYE BAĞLARIZ
Biz somut netice almak için yola çıktık. Kurduğumuz anayasa çalışmaları ekibi bu işi yürütüyor. Kendilerinden brifingler alıyorum. Üzerinde şüpheye yer bırakmayacak milletimize "her yönüyle benim anayasam" dedirteceğimiz anayasamızı hazırlıyoruz. Bu işin takvimi olmaz. Sürekli çalışırsın ve neticesinde de vakti, geldiğinde adımı da atarsın. Bu dönem, bu işin neticeye bağlanacağı dönem olacak.