Türksat’a yönelik saldırı güvenlik kameralarına yansıdı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında hedef aldığı Türksat'a yapılan saldırı, güvenlik kameralarına yansıdı.

1

Korsan bildirinin okunduğu TRT'nin yayınlarının kesilmesi üzerine helikopterlerin ve cuntacı askerlerin hedefi haline gelen Türksat'ta, 2 personel şehit olurken, 4 personel de yaralandı. Türksat'ın Gölbaşı yerleşkesine yönelik saldırı anı, güvenlik kameraları tarafından kaydedildi.

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, başarısız olan darbe girişiminin ardından Türksat'ın Gölbaşı yerleşkesini ziyaret etti. Arslan, 15 Temmuz'da ülkenin yükselişini ve bekasını engellemek isteyen asker görünümlü teröristlerin ciddi bir kalkışmada bulunduğunu anımsattı.

İŞTE O ANLAR

Terör örgütü ve onun yandaşlarının, ulusal kanalların devletin yanında durmasını ve vatandaşı bilgilendirmesini engellemek için olağanüstü gayret sarf ettiklerini dile getiren Arslan, "Ulusal yayınlara katkı ve destek veren başta güzide kuruluşumuz Türksat olmak üzere birçok yere o akşam müdahale etmek istediler. Personelimiz, yaptığı görevin bilinciyle onlara gerekli desteği vermemiş, ülkemizde ulusal yayın yapan kuruluşlarımızın yayınlarına destek olma çalışmalarımızın devam etmesi adına olağanüstü gayret sarf etmişlerdir. Bu cümleden hareketle özellikle ben, mesai arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum." diye konuştu.

Arslan, Türksat çalışanlarının darbe girişiminde bulunanlara yardımcı olmaması üzerine tesislere zarar verildiğini, ancak yayınları uyduya çıkarma anlamında Türksat'ta herhangi bir aksama yaşanmadığını belirterek, olay anından itibaren görev başında olunması nedeniyle hem yayınların kesintisiz sürdüğünü hem de hasar gören uplinkler dahil, bütün tesisin onarıldığını bildirdi.

- "Türksat’ın bazı tesis ve sistemleri hasar gördü"

Türksat AŞ Genel Müdürü Cenk Şen de 15 Temmuz gecesi Türksat'ın Gölbaşı yerleşkesinde yaşananları AA muhabirine anlattı.

Türksat’ın bazı tesis ve sistemlerine FETÖ üyelerince zarar verildiğini ifade eden Şen, saldırı haberini alır almaz, gerekli güvenlik tedbirlerini artırmak maksadıyla şirketin yakınındaki güvenlik personelini kampüse çağırdıklarını söyledi.

Darbecilerin karayoluyla kampüse ulaşmasını engellemek için ağır kamyon gibi araçlarını, yolu kapatmak için kampüsün ilerisindeki bir noktaya konuşlandırdıklarını anlatan Şen, kampüste gerekli tertiplenme yapıldıktan sonra iki ayrı helikopterin harekete geçtiğini bildirdi. Şen, bu helikopterlerden birinin askeri personel taşıdığını, diğerinin ise bu helikopterin inişini sağlamak üzere saldırı amaçlı bölgede bulunduğunu belirtti.

FETÖ üyelerinin Türksat Gölbaşı yerleşkesini ateş altına aldığını ve kampüs nizamiyesindeki güvenlikçilerle çatışma yaşandığını dile getiren Şen, şöyle konuştu:

"Bu sırada kampüsün arka tarafında indirilen diğer helikopterdeki askerler, binanın yanından gelerek, güvenlik personelimizi rehin alıyorlar. Çatışma sırasında bir şoförümüz yaralanırken, bir aracımızda da hasar oluşuyor. Daha sonra helikopterin uzaklaştığını gören yerleşkenin uzağında güvenliğimizi kontrol eden arkadaşlarımız, araçla kampüse doğru hareket ediyor. Araç kampüse yaklaştığında cuntacı askerler tarafından ateş açılıyor ve onlarca mermi atılıyor. Araç kontrolden çıkıyor ve nizamiyenin içine giriyor. Araç içinde yaralı haldeki güvenlik şefimiz, kendi çabasıyla araçtan çıkıp kaldırıma kadar gidiyor. Askerler, yaralı olan personelimizin hastaneye götürülmesine bile izin vermiyor."

Daha sonra cuntacı askerlerin kampüs içindeki çalışanları rehin alarak ilerlemeye başladıklarını ifade eden Şen, "Askerler, Türksat’ın sistemlerinin yönetildiği odaya gelerek, buradaki personeli baskı altına almak için bağırarak, 'Biz ne dersek onu yapacaksınız, yoksa sizleri öldüreceğiz' tehdidinde bulunuyorlar." diye konuştu.

Şen, sistem odasındaki teknik personelin, darbecileri oyalamak için teknik konuda yetkin olmadıklarını söylediklerini anlatarak, şöyle devam etti:

"Cuntacı askerler TRT'nin engellenen yayınlarının tekrar açılmasını, gerçeği yansıtan, halkı bilgilendiren kanalların ise kaldırılmasını istemişler. Bunun üzerine ellerindeki bir arkadaşımız, 'Biz, yayınların kesilmesine yardımcı olacağız' diyerek, izleyici kitlesi olmayan yerel kanallardan başlayarak, kanalları çok uzun süre içinde, 15-20 dakikada yayından kaldırmaya başlıyor. Zamanın geçtiğini anlayan cuntacı askerler, bu arada telefonla sürekli üstleriyle irtibata geçiyorlar. Bu esnada cuntacılar 'Teknik personel nerede kaldı' şeklinde cümleler sarf ediyor ve bu konuda panik yaşıyorlar. Biz daha sonra anlıyoruz ki bekledikleri; dışarıdan, kendilerine bağlı olan teknik adamlar. Bu kişiler Türksat kampüs girişinde konuşlanan polis kuvvetlerimiz tarafından şüpheli hareketlerinden dolayı gözaltına alınmış. Gözaltına alınan bu personelin polis tarafından yapılan araştırılması sonucunda FETÖ ile ilişkili bazı kurum ve kuruluşlarda çalıştığı ortaya çıkıyor, incelemeler devam ediyor."

- "Yaralı askeri, darbeci arkadaşlarının öldürdüğü belirleniyor"

Cuntacı askerlerin, kanalları yayından kaldıramayacaklarını anlamaları üzerine, farklı bir emirle, kampüsü boşaltma kararı aldıklarını ifade eden Şen, "Kampüsün hemen yanında personelimizin ailesinin kaldığı, bahçesinde çocukların oynadığı bir lojman kesimimiz var. Darbeci askerler bu kesimin boşaltılmasını, tüm kampüsün uçak ve helikopterlerle imha edileceği söylemişler." dedi.

Daha sonra lojman bölgesindeki ailelerin kendi araçlarına binerek, kampüsü boşaltmaya başladıklarını belirten Şen, şunları söyledi:

"Bu esnada iki şirket arabamızı ve bir personel aracını gasp eden cuntacı askerler, tüm personelin telefonlarını ve silahlarını toplayarak kampüsü terk etmeye hazırlanıyor. Üç araca binen askerler, personelin arasına karışarak personelle beraber çıkarak kaçmaya çalışıyor. Personelimiz tarafından polisler uyarılıyor. Polis ile girdikleri çatışmada darbeci askerlerden biri yaralanıyor. Yaralanan darbeci askerin, polisin yaptığı araştırma sonucu kendi arkadaşları tarafından öldürüldüğü belirleniyor. Ardından buraya halkımız ve polisimiz geliyor. Daha sonra iki helikopterin ışıksız olarak Türksat’a yaklaştığı haberi geliyor. Polis tarafından halk kampüsten uzaklaştırılıyor. Polis Özel Harekat gerekli düzeni alıyor. İki silahlı helikopter tarafından özellikle binamız, antenlerimiz, muhtemelen uçak bombalarıyla vatanın, milletin vergileriyle oluşturulan ve ulusal egemenlik haklarının korunmasına yönelik çok ciddi bir görevi olan Türksat imha edilmeye çalışılıyor."

- "Tüm Türksat personeli, isimsiz kahramandır"

Şen, darbe girişiminin ardından ilk iş olarak normal hayatın akışını sağlamak için eksikleri tamamlayarak, Türksat’ın tüm vatandaşlara sunduğu hizmetleri tekrar ayağa kaldırdıklarını bildirdi. Şen, "Allah’a şükür o günden bugüne kadar hiçbir eksiklik yaşamadık." dedi.

Türksat’ta şehit olan Ahmet Özsoy ve Ali Arslan'ın çatışma olduğunu bile bile kendi sorumluluklarındaki personeli yalnız bırakmamak adına korkmadan kampüse geldiğini anlatan Şen, "Ruhları şad olsun, 2 şehidimiz var, 4 de yaralımız. Yaralı arkadaşlarımızın hayati tehlikesi yok. Yaralılardan biri, arkadaşlarını yalnız bırakmak istemediğini ve kaldığı yerden görevine devam edeceğini söyledi. Elim kolum bağlandı ve görevine devam etmesine müsaade ettim." ifadesini kullandı.

Şen, Türksat personelinin yaptıkları işin ciddiyetinin farkında olarak kendilerini feda ettiklerine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Tüm Türksat personeli, isimsiz kahramandır. Şu an arkamızda bir bayrak dalgalanıyorsa, biz, duygu ve düşüncelerimizi tüm Türkiye’ye aktarabiliyorsak fedakarca, çoluk çocuğunu düşünmeden, mermiyi düşünmeden o günkü teknik ihtiyaçların karşılanması için çaba gösteren Türksat personeli sayesindedir. Onlara teşekkür ediyor, birlikte çalışmaktan gurur duyduğumu belirtmek istiyorum."