Türkiye'ye oynanan kirli oyun 24 Haziran'da sona erecek

Türkiye’yi kaosa sürüklemek isteyen küresel güçlerin yerli piyonları 2013’te Gezi ile sahneye koydukları kirli oyunu, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi ile sürdürdü. Türkiye’ye diz çöktüremeyenler umutlarını 24 Haziran’a bağladı.

1

Türkiye’nin istikrarlı ekonomik ve siyasi şahlandığı dönemde tezgahlanan Gezi provokasyonunun üzerinden beşyıl geçti. Aradan geçen beş yılda şehirleri yakıp yıkan vandallar hala yakalanıp yargı karşısında hesap vermedi ama ‘Gezi kafası’ adeta 24 Haziran’da muhalefet partilerinin seçim vaatlerine girdi. Gezi olaylarının ‘küresel abileri’ de tıpkı Gezi döneminde olduğu gibi ekonomik ve siyasi operasyonlarla bugün Türkiye’ye saldırı halinde. Türkiye’yi yeniden parlamenter vesayet sistemine dönüştürmek, mega projeleri durdurup Türkiye’yi IMF’ye bağlı bir ülkeye çevirmek için çalışan çevreler 24 Haziran seçimlerini umut olarak görüyor. 

SAVAŞ ALANI GİBİ

Mayıs 2013’te Türkiye, IMF’ye olan borcunun tamamını ödemenin ve IMF belasından artık tamamen kurtulmanın sevincini yaşarken Gezi olayları patlak vermişti. Mayıs 2013, AK Partinin 11 yıl boyunca dünya genelinde her yıl rekor büyümeye imza attığı dönemin zirvesiydi. Tam o sırada, 27 Mayıs 2013’te Taksim Gezi Parkı’nda yapılacak çevre planlaması bahane edilerek küresel güçler ve onların yerel piyonları harekete geçti. Sözde çevreci eylem Temmuz ayına kadar uzamış, 79 ile yayılan gösterilerde şehirler savaş alanlarına çevrilmişti.

MESELE AĞAÇ DEĞİL

Gezi eylemcilerinin başında gelen M. Ali Alabora’nın Gezi olayları esnasında attığı “Hala anlamadınız mı, mesele sadece ağaç değil” gibi paylaşımlar, olayın çevre duyarlılığı değil Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerinden bağımsız ve kalkınmış Türkiye olduğunu deşifre etti. Kendi ülkelerindeki sosyal olayları büyük bir ustalıkla gizleyen ABD, İngiliz ve Alman medyasının CNN, BBC ve DW gibi ünlü kanalları, provokasyonun uluslararası boyutunu deşifre edercesine ilk başladığı andan itibaren 24 saat canlı yayınla Gezi’yi ‘Hükümet karşıtı muhalefet sokak gösterilerine başladı’ diyerek verdi. BND (Alman istihbaratı) ajanı olduğu iddia edilen Alman Yeşiller Partisi Başkanı Claudia Roth hemen İstanbul’a gelmiş, Gezi’de olaylara destek vermişti. 

VANDALLIK YAPTILAR

İstanbul’un göbeği Taksim Meydanı adeta teröristlerin kurtarılmış bölgesine dönmüş, AKM dev terör örgütü bayrak ve flamalarıyla kirletilmiş, yüzlerce otobüs, otomobil, işyeri yağmalanmış ve vandallığın en çirkin yüzü sergilenmişti. Vandallar, İstanbul’un ardından İzmir, Ankara gibi büyükşehirleri de savaş alanına çevirdi. 7 kişi hayatını kaybetti, 4 bin kişi yaralandı. Yüzlerce işyeri, polis araçları, ambulanslar, belediye otobüsleri, özel otomobiller yakılarak kullanılamaz hale getirildi. 

CIA, ÖNCE PLANLADI

ABD Başkanı Trump’ın iadesini istediği papaz Andrew Craig Brunson hakkındaki iddianamede, ABD ajanlarının Mart ayından itibaren Gezi provokasyonu için Bostancı Gösteri Merkezi’nde bir toplantı yapıldığı da ortaya çıktı. Olaylara, Türkiye’nin 3.Havalimanı gibi projelerinden olumsuz etkilenecek olan Almanya kökenli vakıfların da destek verdiği belirlenirken, Gezi eylemcilerinin talepleri arasında ‘3.Havalimanı Yapılmasın’ olması da dikkat çekmişti.  

VANDALLIĞIN HESABI HÂLÂ SORULMADI

 
Şahlanışa geçen Türk ekonomisine ilk operasyon, Gezi olaylarıyla başlamıştı. Dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in o günlerde yaptığı açıklamada, olayların Türkiye’ye ilk faturasının 1,4 milyar dolar olduğunu söylemişti. Ancak olayların makroekonomik göstergelere etkisi çok daha fazla olmuştu. Uzmanlar, Gezi provokasyonunun Türkiye’ye 157 milyar dolara mal olduğunu belirtirken, vandallar ve arkasındaki destekçilerine tam anlamıyla hala hesap sorulmuş değil.
 
FETÖ DE DEVREDE

Teröristbaşı Fetullah Gülen, olayların ilk haftasında “Orada bir hak arama yok derseniz, masum insanları, masum istekleri görmezden gelmiş olursunuz” diyerek göstericilere destek vermişti. Verdiği emirlerle olayları çığırından çıkaran, parkın içinde kurulan çadırların yakılması ve olaylarla özdeşleşen kırmızı elbiseli kadının gözüne biber gazı sıkılması talimatlarını veren dönemin Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Emekli, ByLock kullanıcısı bir FETÖ mensubu çıktı. Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen ile davaya bakan Hakim Muzaffer İren’in de FETÖ üyesi oldukları belirlendi. Hakim İren aynı zamanda Bylock kullanıcısıydı. 

MEGA PROJELERi HEDEF ALDILAR

Gezi olaylarının en dikkat çeken olaylarından biri, göstericilerin ‘Eylemleri durdurmak için talepleri’ olmuştu. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yurtdışında olduğu için Başbakan Vekili Bülent Arınç ile görüşen sözde ‘Taksim Platformu Üyeleri’, Gezi olaylarının sona ermesi için 3.Havalimanı, 3.Köprü, Nükleer Santral, Kanal İstanbul gibi mega projelerin durdurulmasını talep etmişti. Bu olaylar patlak vermeden önce, Alman medyasında 3. Havalimanı’nın Alman havalimanlarının önemini yitirmesine neden olacağına yönelik haberler yer alması ve göstericilerin Alman vakıflarıyla bağlantılarının da belirlenmesi, Türkiye’ye yönelik operasyonun perde arkasındaki güçleri ve niyetlerini de deşifre etmişti. 

‘GEZiCi’ GÜÇLER DEVREDE

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, İP Genel Başkanı Meral Akşener ve SP lideri Temel Karamollaoğlu’nun da tıpkı Geziciler gibi, Kanal İstanbul ve yerli otomobil gibi mega projeleri durduracağını açıklaması dikkat çekiyor.  Gezi vandallarının taleplerini bugün CHP’nin 24 Haziran seçimlerindeki parti vaatlerine sokan İnce, olaylar sırasında sosyal medyadaki paylaşımlarında Geziciler gibi “3. köprüye hayır” tweeti atmıştı.Yine Gezi döneminde olduğu gibi Türkiye’ye bugün de küresel bir dolar/faiz operasyonu yapılması da ‘Gezi operasyonu devam ediyor’ yorumlarını güçlendirdi. Küresel güçlerin tetikçisi uluslararası derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin kredi notunu düşürmesi de manidar bulundu. 

YANIT 24 HAZiRAN’DA 

Gezi olaylarına 16 Haziran Kazlıçeşme mitingi ile ‘dur’ diyen, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerini tankların önüne yatarak ‘Yenikapı ruhu’ ile püskürten millet, 24 Haziran seçimlerinde de sandıkta küresel güçlere ve onların yerel piyonlarına yanıt verecek. 24 Haziran seçimleri, Türkiye’yi millet iradesi dışında vesayet sistemiyle yönetmek isteyenlere de milletin cevabı olacak. 

(Star)