BM Güvenlik Konseyinde Suriye'de İdlib'e yönelik saldırılar ve ülkedeki son gelişmelerin görüşüldüğü oturumda konuşan BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, İdlib'e yönelik büyük çaplı bir askeri saldırının insani felakete yol açacağı uyarısında bulunarak, İdlib mutabakatı ile şimdiye kadar bu trajedinin önlendiğini ve milyonlarca kişinin güvenliği için bu mutabakatın korunması gerektiğini vurguladı.
Sinirlioğlu, ''Rejimin nisan ayının sonundan bugüne sayısı 600'ü aşan ateşkes ihlalleri son derece endişe verici. İdlib'de bir felaket riskiyle karşı karşıyayız. Rejimin son saldırıları yüz binlerce kişiyi yerinden edebilir ve bu durum Türkiye, Avrupa ve ötesi için insani ve güvenlik riski teşkil ediyor." diye konuştu.
Rejimin kasıtlı olarak sivilleri, okulları ve hastaneleri hedef aldığını belirten Sinirlioğlu, saldırılar nedeniyle 243 bin kişinin yerinden edildiğini ve kuzeye doğru göç eğiliminin arttığını söyledi.
Sinirlioğlu, 4 Mayıs'ta Türk Silahlı Kuvvetlerine ait bir gözlem noktasına saldırı düzenlendiğini ve iki personelin yaralandığını hatırlatarak, bu tür eylemlerin hiçbir şekilde terörle mücadele adı altında meşrulaştırılamayacağının altını çizdi. Feridun Sinirlioğlu, ''Terörle mücadele adı altında masum insanlar kurban edilmemeli. Bu durum sadece yeni terör yatakları ve aşırıcılık yaratır.'' ifadelerini kullandı.
İdlib mutabakatının siyasi süreci de hızlandırdığını ve siyasi çabalara ''oksijen sağladığını'' anlatan Sinirlioğlu, rejimin son saldırılarının anayasa komitesinin oluşturulmasının son aşamalarına gelindiği bir dönemde siyasi süreci aksattığının altını çizdi.
Türkiye’nin "İdlib gerginliği azaltma bölgesi"ndeki durumu kontrol altında tutmak ve rejimin ihlallerine son vermek için Rusya’yla eş güdümü sürdüreceğini kaydeden Sinirlioğlu, uluslararası topluma da rejimin ateşkese saygı duyması için her türlü çabayı göstermesi çağrısı yaptı.
Sinirlioğlu, rejimin insanlığa karşı birçok kez suç işlediğine ve kırmızı çizgilerin birçok kez geçildiğine dikkati çekerek, ''Bu Konsey, insani felaketi önlemekle sorumlu. Artık harekete geçme zamanı ve bunun için birlik, cesaret ve esneklik gerekiyor. Suriye halkını rejimin insafına bırakamayız.'' dedi.
İDLİB MUTABAKATININ SÜRDÜRÜLMESİ ULUSLARARASI BARIŞ VE GÜVENLİK İÇİN GEREKLİ
ABD'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Jonathan Cohen ise milyonlarca insanın hayatının tehlikede olduğuna dikkati çekerek Türkiye ve Rusya arasındaki İdlib mutabakatının uluslararası barış ve güvenlik için gerekliliğine vurgu yaptı.
Cohen, ''Çatışmalar, yerinden edilen sivillerin NATO müttefikimiz Türkiye'nin sınırlarına doğru yönlenmesine neden oldu, kamplar yerinden edilen sivillerle doldu taşıyor. Saldırılar insani yardım çalışanlarını riske atıyor, ateşkesi denetleyen Türk askerlerini tehlikeye atıyor ve bazıları öğrendiğimiz kadarıyla yaralanmış.'' diye konuştu.
Rusya destekli rejimin saldırılarına bir an önce son vermezse, Suriye halkının insani bir felaketle karşı karşıya kalacağı ve ülkenin kuzeybatısında artan her türlü gerginliğin bölgeyi istikrarsızlaştıracağı uyarısında bulunan Cohen, Rusya'ya, rejim üzerindeki nüfuzunu kullanarak gerginliği azaltması, insani erişimi sağlaması ve rejimin İdlib'de kimyasal silahlara başvurmamasını sağlaması çağrısı yaptı.
"HASTANELERİ BOMBALAMANIN NERESİ ORANTILI?"
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Karen Pierce ise Rusya ve rejimin kontrolündeki hava sahasında hastane ve okulları hedef alan saldırılarını eleştirerek, ''Sağlık merkezlerini bombalamanın neresi orantılı.'' dedi.
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia da sivilleri ve sivil altyapıları hedef aldıkları yönündeki suçlamaları reddederek, teröristleri hedef aldıklarını söyledi ve uluslararası toplumu, DEAŞ'la mücadele eden uluslararası koalisyonun Hacin, Boğuz ve Rakka'daki hava saldırılarında siviller zarar görürken aynı tepkileri vermemekle eleştirdi.
AA