Türkiye'nin 2. uzay yolculuğu tamamlandı! Tuva Cihangir Atasever: Çocuk gibi heyecanlıydım

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Türkiye'nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever, Ankara'da basın toplantısı düzenledi. Atasever, süreç yaşanırken çocuk gibi heyecanlı olduğunu belirtirken, ''7 farklı deney icra ettik. 1 dakikada 90 kilometrelik irtifaya çıktık. Kanatsız şekilde uçmaya başladık'' dedi.

AA

Kacır, "yörünge altı araştırma uçuşu" sonrası yurda dönen Türkiye'nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever ile Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın katılımıyla bakanlıkta basın toplantısı düzenledi.

Atasever'in yörünge altı araştırma uçuşunu başarıyla icra ederek ülkeye döndüğünü ifade eden Kacır, "Atasever, Türk halkının gurur anlarına bir yenisini ekledi. 'Tek millet, iki devlet' şiarıyla Türk ve Azerbaycan bayraklarını uzayda gururla taşıyarak tarihe adını altın harflerle yazdırdı. Atasever'in annesi Azerbaycan Türkü. Yanında taşıdığı kefiye ile Filistin halkının, Gazzeli çocukların yaşadığı eziyeti, dünyaya duyurdu. Kendisine, 'Vatanına, Türkiye'ye hoş geldin.' diyorum." şeklinde konuştu.

Kacır, Milli Uzay Programı ilan edildiğinde en dikkati çekici hedefin, "Türk Astronot ve Bilim Misyonu" olduğunu söyledi. Bu misyon doğrultusunda, Türk bayrağını uzayda dalgalandıracak ve bilimsel araştırmalar icra edecek iki astronotu seçmek için çağrıda bulunduklarını anımsatan Kacır, "Türk Hava Kuvvetleri pilotumuz Gezeravcı ve daha önce milli savunma sanayi şirketimiz ROKETSAN'da 5 yıl süreyle aviyonik sistem mühendisi olarak görev alan Atasever, ülkemizi tarihi uzay misyonunda temsil edecek iki astronotumuz olarak seçildiler ve uzay misyonu için verilen eğitimleri aldılar." dedi.

"UZAYA ERİŞİMİN UCUZLAMASI BU ALANDA ÇALIŞMALARA İVME KAZANDIRDI"

Kacır, Gezeravcı'nın, bilim misyonunu başarıyla icra ettiğini hatırlattı.

İnsanlı ilk bilim misyonunun Gezeravcı'nın başarıyla gerçekleştirmiş olmasının, proje anlaşmalarında da belirtildiği üzere ilave bir maliyet oluşturmaksızın ikinci astronot Atasever'in yörünge altı araştırma uçuşunu icra etmesine imkan sağladığını anlatan Kacır, "Atasever'in yörünge altı uçuşu da aynı misyonun bir parçasıdır. "dedi.

Kacır, Atasever'i taşıyan uzay aracının istenilen irtifaya çıkarmakla görevli uçak VMS'nin 8 Haziran saat 17.30'da ABD'nin New Mexico eyaletindeki Spaceport tesislerinden havalandığını anımsatarak, Atasever'in vücuduna takılmış farklı ekipmanlar ve deney setiyle 7 farklı deneyi icra ettiğini ifade etti.

Bunlardan üçünün ilk astronot Gezeravcı tarafından Uluslararası Uzay İstasyonu'nda da gerçekleştirilen deneylerin devamı niteliğinde olduğunu belirten Kacır, şöyle konuştu:

"Yörünge altı araştırma uçuşumuz, deneylerin kapsamının genişletilmesine imkan tanımış oldu. Önümüzdeki dönemde, insanlı uzay görevlerinde yeni uluslararası işbirlikleriyle ülkemizin uzay alanındaki bilimsel araştırma gerçekleştirme kapasitesini daha ileriye taşıyacağız. 'Milli Teknoloji Hamlesi' vizyonumuz doğrultusunda, paradigma değişimlerinin ülkemizin teknoloji geliştirme yetkinlikleri için sunduğu fırsatlardan en üst düzeyde yararlanmaya devam edeceğiz. 21. yüzyılın başında bu yarışa özel sektör firmalarının dahil olması ve fırlatma maliyetlerindeki önemli düşüşle 'Yeni Uzay' olarak adlandırılan dönem başladı. Uzaya erişimin ucuzlaması ve yaygınlaşması, uzay alanında çalışmalara ivme kazandırdı. Uzayın sağladığı ekonomik fırsatlardan güçlü şekilde yararlanma motivasyonunu güçlendirdi."

"MİLLİ UYDU MARKAMIZI OLUŞTURACAĞIZ"

Kacır, tarımdan ulaşıma, sağlıktan enerjiye birçok alanda yenilikçi projelerin arkasında uzay araştırmalarının yattığını vurulayarak, şöyle devam etti:

"Bilim ve teknolojide iddialı, yüksek teknoloji alanlarında rekabetçi ürün ve hizmetler sunan bir Türkiye için uzayın sunduğu fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacağız. Bu alanda AR-GE ve inovasyon yetkinliklerimizi artıracağız, mevcut yetkinliklerimizi de ekonomik değere dönüştüreceğiz. Ülkemiz tarihinde bugüne kadar üretilen en yüksek değere sahip teknolojik ürün yerli ve milli haberleşme uydumuz Türksat 6A'yı geçtiğimiz hafta fırlatma üssüne yolcu ettik. Uydumuz, yürütülen son kontrollerin ardından 8 Temmuz haftasında fırlatılacak. Gerek haberleşme uydumuz Türksat 6A gerek görüntüleme uydusu projeleriyle kamuda oluşturulan yetkinlik ve altyapıyı tek çatı altında toplayarak, ülkemizin stratejik güvenliği için milli uydu markamızı oluşturacağız. Alçak yörünge uydularına ilişkin milli üretim programını hayata geçireceğiz. Bu alanda kamu, akademi ve özel sektör projelerini destekleyeceğiz. Milli Uzay Programı'nı kararlılıkla uygulamayı sürdürerek Türkiye'nin bu alanda söz sahibi ülkeler arasında olmasını sağlayacağız. Ankara'da kuracağımız Uzay Teknoloji Geliştirme Bölgesi ve uzay sanayimizi daha ileri taşıyacak adımlarla küresel uzay ekonomisinden aldığımız payı artıracağız."

Teknoloji girişimlerinin, araştırma merkezleri ve imalat sanayisiyle son 22 yılda yeşeren Türkiye uzay ekosistemini daha da büyüteceklerini belirten Kacır, fırlatma roketleri geliştirmeye yönelik projelere devam edeceklerini ve 2030 yılına dek, uluslararası işbirlikleriyle bir uzay limanı kuracaklarını bildirdi.

"UZAY ALANINDA TOPLUMSAL İLGİYİ ARTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Kacır, Ay Programı'nı da gerçekleştireceklerine değinerek, milli imkanlarla geliştirdikleri itki sistemine sahip, kendi mühendislerinin ve bilim insanlarının tasarladığı ve ürettiği uzay aracıyla Ay'a erişeceklerini anlattı. Türkiye Ulusal Gözlemevleri çatısı altında, ileri seviyede uzay gözlemleri için kurmakta oldukları Doğu Anadolu Gözlemevi projesini tamamlayarak, bölgenin en gelişmiş teleskobuna sahip olacaklarının altını çizen Kacır, şunları kaydetti:

"Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST, gökyüzü gözlem şenlikleri, eğitim ve girişimcilik programlarıyla uzay bilimi ve teknolojilerinde insan kaynağımızı güçlendireceğiz. Uzay alanında toplumsal ilgiyi artırmaya devam edeceğiz. Uzay çalışmalarında elde ettiğimiz kazanımları milletimizle buluşturarak bu çalışmaların kamuoyu nezdinde en üst düzeyde sahiplenilmesine devam edilmesini sağlayacağız. İki astronotumuzun yürüttüğü bilim misyonlarına gençlerimizin ilgisi gösteriyor ki Türk çocukları, TEKNOFEST kuşağı, Cumhuriyet'imizin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı yapabilmek adına geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak bilimsel ve teknolojik çalışmalar gerçekleştirecektir. Ülkemizde öğretilmiş ve öğrenilmiş çaresizlikleri silip atarak milletimizin hayallerini ufkun ötesine, uzayın derinliklerine taşıyan Cumhurbaşkanımıza; bu yolda dualarını, desteklerini esirgemeyen aziz milletimize şükranlarımı sunuyorum."

ATASEVER TÜRKİYE'YE DÖNDÜ

Atasever, Türk Uzay Bilim Misyonu kapsamında gerçekleştirdiği "Yörünge Altı Araştırma Uçuşu" sonrası Türkiye'ye döndü.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında, Bakan Mehmet Fatih Kacır ve astronot Alper Gezeravcı'nın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Atasever, üstlendiği görevden duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Atasever, çocukken hiç astronot olma hayali kurmadığını belirterek, insanların uzaydan dünyayı gördüklerinde yaşadıkları değişim ve dönüşümü anladıkça uzay konusunun içinde bir hayal gibi yeşermeye başladığını söyledi. Bu hayalin kendisini ROKETSAN'da çalışmaya ittiğini vurgulayan Atasever, şöyle konuştu:

"2017 yılında Uzay Sistemleri Direktörlüğü'nde, geliştirmekte olduğumuz milli fırlatma aracının aviyonik sistemlerinden sorumlu sistem mühendisi olarak çalışmaya başladım. İşe ilk başladığımda Türkiye bir sonda roketini uzaya göndermek üzere çalışıyordu. Sinop'tan fırlatması icra edilen sistemin gövdesine dokunduğum an, o zamana kadar yaşadığım en büyüleyici anlardan birisiydi. Daha sonrasında Türkiye'nin milli fırlatma aracına giden yolda geliştirdiği diğer sistemlerde de bilfiil çalışma şansını elde ettim. Gönlümde hep uzaya yönelik Türkiye'nin daha geniş projelerinde çalışmak, katkı vermek ve önümüzdeki yıllarda katlanarak artacak uzay ekosisteminden ve ekonomisinden Türkiye'nin maksimum payı alabilmesi için çalışmalarıma devam ettim."

"LUNAPARKTAKİ BİR ÇOCUK GİBİ HEYECANLIYDIM"

Atasever, Türkiye Uzay Ajansı kurulduktan sonra da Milli Uzay Programı'nın açıklanmasının ardından kendisini en çok heyecanlandıran anın, bir Türk vatandaşının Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) gönderileceğini duyduğu an olduğunu bildirdi.

O andan itibaren başvuruların başlayacağı anı heyecanla beklemeye başladığını ifade eden Atasever, şüphe etmeden başvurusunu gerçekleştirdiğini ve yoğun bir eleme sürecinin ardından Türkiye'nin iki astronotundan birisi olarak seçilme şansını elde ettiğini anlattı.

Atasever, bu süreçte 8 ay boyunca aldıkları eğitimlere değinerek, bu bilgileri edinme sürecinde "lunaparktaki bir çocuk gibi heyecanlı" olduğunu dile getirdi.

Eğitim sürecini "en mutlu olduğu dönem" olarak belirten Atasever, ardından Astronot Alper Gezeravcı'nın ISS'de başarıyla gerçekleştirdiği bilimsel çalışmaları izleme, kendisinin de bu süreçte yer yüzünde bilim merkezlerini gezerek gençlerle buluşma şansı elde ettiğini söyledi.

Atasever, gençlerin dilinde yaşadıkları bu tecrübeyi anlatan birisinin olmasının, onların hayal dünyalarında belki bugüne kadar yaşamadıkları pencereler ve kapılar açtığını aktardı.

Bu sürecin ardından 8 Haziran'daki görevinde 7 bilimsel deney icra ettiğini hatırlatan Ataever, bunların 3'ünün kendi uçuş tulumu üzerine entegre edilmiş halde kendisiyle uzaya çıktığını, diğer 4 deneyin ise insan fizyolojisi deneyleri olduğunu bildirdi.

Atasever, uçuş haftasında ve uçuştan hemen önce ve sonra kendisinden toplanan birtakım biyolojik örneklerin analiz edilmesiyle araştırmacıların genetik bilimi, metabolik değişiklikler, kanser hücrelerindeki farklılaşmalar ve hücre dışı veziküller gibi özel konularda araştırmalar yapma şansını elde edeceğini anlattı.

Böylece hem Türkiye hem de dünyada uzay bilimine katkı sağlayacaklarını vurgulayan Atasever, fırlatmaya kadar aldığı eğitim, deney çalışmaları ve araca yönelik aşinalık kazanabileceği çeşitli çalışmalar yaparak uçuşa hazır hale geldiğini belirtti.

"YENİDEN DOĞDUM"

Mikro yer çekimi ortamında geçirdiği sürede ilk görevinin üzerindeki bilimsel deneyleri icra etmek ve ilgili operasyonları gerçekleştirmek olduğunu vurgulayan Atasever, şunları kaydetti:

"Daha sonra kemerimi açıp o mikro yer çekimi koşullarında adeta kanatsız bir şekilde uçmaya ve süzülmeye başladım. Beyin aktivitemi ölçen BEACON deneyinin amacı, astronotların o noktadan dünyayı gördüğünde beyinlerindeki değişimin izlerini ortaya koymaktı. Dolayısıyla süzülmeye başladığım andan itibaren de aslında pencereye yönelmiştim. Dünyanın tarifi çok güç olan manzarasına kendimi bıraktım. Hakikaten aktarması, anlatması çok güç bir tecrübe, dünyayı o noktadan görmek ve bunu bir süzülme durumu içerisindeyken yaşıyor olmak... 'Her nefeste yenilenir dünya' demiş Mevlana. Ben 8 Haziran'da uzay aracının içinde 90 kilometrelik irtifaya çıkıp o çok küçük zaman içinde çok derin bir nefes aldım, yepyeni bir dünyaya aslında gözlerimi açtım, yeniden doğdum diyebilirim. Dolayısıyla bu süreçten sonra edindiğim bu hazineyi, bu tecrübeyi gençlerimizle paylaşmak, onlara aktarmak, onların bizim bu attığımız ilk adımlardan daha iddialı adımları atabilmelerini sağlamak üzere onlarla paylaşmak için de sabırsızlanıyorum."

Atasever, bu sürecin gerçekleşmesi dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakan Kacır ve Türk milletine teşekkür etti.

Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı da Türkiye'nin yeni yüzyıla dair uzay alanında koyduğu hedeflerden biri olan "Türk Astronot ve Bilim Misyonu"nu gerçekleştirdilerini belirterek, "Uzay alanında konulmuş 9 hedefin daha kendi takviminde ve planlamasında devam eden projenin ilerleyen süreç içinde gurur ve mutluluklarını yaşamak üzere sabırsızlıkla bekliyoruz." dedi.