1
Türkiye, DAEŞ terör örgütüne karşı uluslararası anlaşmalar ve TBMM'nin verdiği yetkiden kaynaklanan haklarını kullanarak sınır ötesi operasyon başlattı. Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü DAEŞ'e ait hedeflerden yapılan atışlar ve terör saldırılarının ardından uluslararası anlaşmalar ve Meclis'in verdiği yetkiden kaynaklanan haklarını kullanarak gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyona uluslararası koalisyon unsurları destek sağlıyor.
CERABLUS'A BAŞLATILAN ASKERİ HAREKATTAN İLK GÖRÜNTÜLER - TIKLAYIN
>>> BAŞBAKANLIK'TAN OPERASYON AÇIKLAMASI - TIKLAYIN
>>> ELE GEÇİRİLEN BELGEDE ŞOK BİLGİLER! İŞTE DAEŞ'İN TÜRKİYE PLANI
Meclis'te alınan karar, hükümete bu yetkiyi veriyor
Ulusal güvenliğine yönelik terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye'deki tüm terörist örgütlerden Türkiye'ye yönelebi?lecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı ulusal güvenliğin idame ettirilmesini sağlamak için hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe takdir ve tayin olunacak şekilde, gerektiğinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) yabancı ülkelere gönderilmesi, yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması ve bu kuvvetlerin hükümetin belirleyeceği? esaslara göre kullanılması ile hükümet tarafından belirlenecek esaslara göre gerekli düzenlemelerin yapılması için TBMM'nin kararıyla hükümete verilen bir yıllık iznin 2 Ekim 2015'ten itibaren bir yıl daha uzatılmasına dair karar, geçen yıl 8 Eylül'de Resmi gazete'de yayımlanmıştı.
Türkiye'nin, Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli birliği ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiği vurgulanan kararda, terör gruplarının Irak’taki mevcudiyetine ve bunun doğurduğu tehditlere karşı askeri, siyasi ve diplomatik tedbir ve girişimlerin artırarak sürdürülmesinin önemine değinilmişti.
Kararda, şunlar kaydedilmişti:
BMGK'nın Irak ve Suriye'ye yönelik kararı
Bütün devletleri, terör eylemlerini icra eden, organize eden ve destekleyen DAEŞ ve el-Nusra Cephesi'ni de kapsayacak şekilde, El-Kaide ile bağlantılı tüm şahıs, grup, girişim ve oluşumları bulma ve adalete teslim etme çabalarına yönelik iş birliğine teşvik eden kararda, terör saldırılarının kışkırtılmasına karşı koyma ve eğitim kurumlarıyla kültürel ve dini kurumların, teröristler ve destekçileri tarafından yıkılmasına engel olmayla ilgili, uluslararası kanun gereğince gerekli ve uygun tedbirlerin alınması noktasında bütün devletlere yönelik çağrı da yapıldı.
Meşru müdafaa hakkı
Bu arada, bir devletin ülkesel bütünlüğüne ve siyasal bağımsızlığına karşı kuvvet kullanmak, Birleşmiş Milletler Antlaşması'nca yasaklanan durumlar arasında yer alıyor ancak bunun iki istisnası bulunuyor. Bunlardan biri BM Güvenlik Konseyinin yetkilendirmesi, diğeri ise meşru müdafaa hali. Meşru müdafaa hakkının kullanılabilmesi için silahlı saldırının varlığı gerekiyor ancak bu saldırının herhangi bir devletten kaynaklanması şartı aranmıyor. Devletlere tek başlarına meşru müdafaa haklarını kullanmalarının yanı sıra başka devletleri de yardıma çağırarak birlikte bu haklarını kullanma hakkı tanınıyor. Bu kapsamda terör örgütü DAEŞ tarafından gerek Suriye'nin kuzeyinden yurda yapılan atışlar gerekse terör saldırıları, Türkiye'yi bu konuda haklı duruma getiriyor. Uluslararası anlaşmalar da Türkiye'nin bu konudaki haklılığını ortaya koyuyor.
Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 7. bölümü, barışın tehdidi, bozulması ve saldırı eylemi durumunda üye ülkelerin alacakları önlemleri düzenliyor. Anlaşmanın 51. maddesine göre, BM üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, saldırıya uğrayan üyenin meşru savunma hakkı bulunuyor ve kanunun hiçbir maddesi buna halel getiremiyor.
Yabancı terörist savaşçılarla mücadele
BM Güvenlik Konseyinin dikkati çektiği bir diğer konuyu ise yabancı terörist savaşçı tehdidi oluşturuyor. Konsey, bununla ilgili 2014'te harekete geçmiş, bu kapsamda çeşitli kararlar alınmıştı. Irak ve Suriye'deki DEAŞ unsurları içerisinde 100'ü aşkın ülkeden 25 bin civarında yabancı terörist savaşçının bulunduğu, konsey belgelerinde de yer almıştı. Bu sorunun çözümünde özellikle kaynak ülkelerin yabancı terörist savaşçıları ülkelerinde tespit ederek ülke dışına çıkışlarına izin vermemelerinin önemli çok defa vurgulanmıştı. Türkiye de bu konuda önemli tedbirler almıştı. Bu kapsamda 2011'den 2016'nın şubat ayına kadar 37 bini aşkın kişiye yurda giriş yasağı konulmuş, terör örgütleriyle ilişkisi olduğundan şüphelenilen ve yasa dışı yollardan yurda giriş yapan 3 binden fazla yabancı sınır dışı edilmişti. Çeşitli havalimanı ve otobüs terminallerinde kurulan risk analiz gruplarınca da 7 bin 500 yabancı kontrol edilmişti. Bunların 5 binden fazlası mülakata alınırken, bin 700'den fazlasının yurda girişine izin verilmemişti.
Güvenlik güçlerinin yürüttüğü operasyonlarda terör örgütü DEAŞ ile ilişkileri nedeniyle bin 30'u yabancı uyruklu 2 bin 433 kişi gözaltına alınmış, 808'i tutuklanmıştı. Türkiye, ayrıca Suriye sınırındaki fiziksel güvenlik önlemlerini de artırmıştı. Kaynak: AA