Türkiye ile çekişme ABD'ye neye mal olacak?

Siyasi Analist Serdar Sement, Türkiye ile ABD arasındaki gerilimin olası sonuçlarına yönelik değerlendirmelerde bulundu. ABD’nin çok uzun bir süredir Türkiye’ye karşı operatif uygulamalar (gizli operasyon) yürüttüğüne dikkat çeken Sement “ABD Dışişleri, Pentagon ve CIA Türkiye’ye karşı hasmane tutumun ve uzun dönemli operatif uygulamaların ana bileşenleriydi. ABD Kongresi ve Beyaz Saray en son bu operatif uygulamalara eklemlenmişlerdi.” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye - ABD Çekişmesinin Küresel Ederi” başlıklı değerlendirmesinde Türkiye ABD arasında son dönemde yoğun gündem oluşturan gerilimleri masaya yatıran Siyasi Analist Serdar Sement konuyla ilgili önemli tespitler yaptı. 

Son dönemde ABD Kongresi ve Beyaz Saray’ın da eklemlendiği Türkiye karşıtı faaliyetleri analiz eden Sement, Amerikan finansal mahfillerinin ve ABD’nin ‘derin, sağduyulu’ kesimlerinin Türkiye’ye dönük pozitif bir tutum içerisinde olduğunu söyledi. 

“ABD’NİN HASMANE TUTUMU YAPISALDIR”

‘Amerika’nın Türkiye’ye karşı hasmane tutumu yapısaldır.” diyen Sement “Türkiye’deki herhangi bir politik tercihten veya herhangi bir siyasi iktidardan bağımsız işleyiştedir.” İfadelerini kullandı. Sement ABD’nin hasmane tutumu ve bunun ardında yatan temel parametrelerin Türkiye’de çok geç ve eksik fark edildiğini öne sürdü.

“TÜRKİYE KARARLI”

ABD’nin Türkiye’yi denetim altına alma isteğine ve buna karşı ise Türkiye’nin de Amerikan denetiminden çıkış gayretlerinin kararlı olduğunu vurgulayan Sement “Türkiye Amerika ile etkileşiminden yumuşak ve kademeli çıkış gayretindeyken ABD ise Türkiye’nin kendisi ile etkileşimden çıkışının maliyetlerini kısa dönemde topluca ödetme gayretinde.” diye konuştu.

ABD’NİN TÜRKİYE’YE BAKIŞI

Türkiye’nin ABD için öncelikle büyük bir askeri aktör olarak görüldüğünü belirten Sement bunun arka planında ise Türkiye ile ilişkilerin ABD tarafından ekonomik olarak ölçüldüğünün altını çizdi. ABD’nin Türkiye’ye askeri stratejik ortak olarak baktığını söyleyen Sement “Bize askeri olarak bakmakta ama kendisinin bize karşı nasıl bir hareket tarzı oluşturacağını ilk önce ekonomik yönden planlamaktadır.” dedi. Sement ABD’nin Türkiye’ye karşı hareket tarzının arka planının çok ciddi analiz edilmesi gerektiği uyarısında bulundu.

ABD’NİN SAVUNMA HARCAMALARI PAHALIYA MAL OLUYOR

Sement analizinde ABD’nin Rusya ve Çin’le rekabeti bağlamından savunma harcamalarına ne denli önem verdiğini ve sürekli bir artış sergilediğini grafiklerle ele aldı. ABD’nin savunma harcamalarının doğal seyrinde ve Rusya-Çin efekti ile arttığını söyleyen Sement Türkiye ile çekişmenin de bu harcamalara eklendiğini belirterek değerlendirmesine şöyle devam etti:

TÜRKİYE EFEKTİ

“Amerika Türkiye etrafındaki coğrafyalara askeri olarak erişemiyor. Türkiye CENTCOM’u Suriye ve Irak’tan çıkarıyor. ABD askerinin bu bölgelerden ayağını kesiyor.  Doğu Akdeniz’de kesiyor. Ege’de Karadeniz’de baskısını izale ediyor. ABD’nin İran operasyonları başarısız oluyor, çekiliyor gidiyor. Türkiye ve İran bu konudan aynı dizilimdedir. ABD’nin yükselen savunma harcamalarına Rusya-Çin efekti ile Türkiye efekti harcamalarını da ekliyorsunuz, Amerika yıllık 300-400 milyar doların da üstünde ek savunma harcamaları yapmak durumunda kalıyor.”

 “Türkiye ABD ile çekişmesinin eko-politik arka planını iyi okumalıdır.” diyen Sement  “Türkiye ABD’nin kendisine bakış açısının askeri ve arkasındaki eko-politik parametrelerin tarihi kırılmalara yol açacak kadar yıkıcı ve çok iyi tetkik etmelidir” ifadelerini kullandı.

ABD TÜRKİYE’Yİ KAYBEDERSE?

Türkiye ile ABD arasındaki gerilimin sadece Türkiye’nin siyasi dinamik ve tercihlerinden değil Rusya ile Çin’in ABD karşısında jeopolitik meydan okumasından da kaynaklandığını belirten Sement “Türkiye - ABD çekişmesi meydan okumanın Türkiye’yi kontrol etme gereklerini artırmasından kaynaklanmaktadır.” İfadelerini kullanmıştı. ABD’nin Türkiye’yi kaybetmesinin Rusya ve Çin’e karşı büyük bir dezavantaj oluşturacağına dikkat çeken Sement “ABD, Rusya-Çin meydan okumasını savunma harcamalarıyla cevaplarken Türkiye’yi kaybederse cevaplamanın ekonomik maliyetleri da büyük ölçüde artacaktır.” değerlendirmesinde bulunmuştu.